episode 6

99 13 5
                                    

Bir dakika o az önce ne dedi? Bende kalabilirsin mi? Olur tabii. Valla olur. Seve seve. OLUR OLUUUR. Ne olur lan? Olmaz lan. Daha ikinci günden yavaş. Olabilir de aslında. OLMAZ LAN, OLMAZ TÖBE. Gözlerimi kocaman açıp ona döndüm. "Yok yok olmaz ben Aslılarda kalırım dimi Aslı?" Aslı yüzüne anlayamadığım bir sırıtma yerleştirip bana döndü. "Gizem kusura bakma ama bizde kalamazsın, kuzenlerim geldi üç hafta bizde kalacaklar." Allah kahretmesin. Dylan'a yandan bi bakış attığımda salakça sırıttığını fark ettim. Üzülsem mi sevinsem mi bilemedim. "Ben evde yalnız kalayım o zaman" dedim. Evde yalnız kalmam ben. Korkarım lan. Valla korkarım. "Bende kal" Dylan bana döndü ve tekrarladı "Bende kal" ya nasıl kalayım oğlum. Aslı sırıtarak bana döndü "Bencede Dylanlarda kal kanka sen korkuyordun yalnız kalmaya hani?" Yemin ediyorum bu kız salak ha. Kalacak bir yer lazımdı. Yer yok. Var ama yok. Kabul etmek zorundayım. Aslında değilim. Ya öf ben napacağım. Kabul edeceğim sanırım. Evet ya etsem ne olacak ki? "Tamam olur" neden kabul ettim ben? Allah'ım aldık belayı başımıza. "O zaman ben seni eve götürürüm eşyalarını alırız." Dedi ve içimi ısıtan sıcacık gülümsemesiyle gülümsedi Dylan. Onaylar bir biçimde başımı salladığım anda ders zili çaldı. Ağır adımlarla yerime doğru ilerledim Aslı yanımdan anlayamadığım bi sebepten dolayı kalkıp Sena'nın yanına geçmişti.

 İlk ders matematikti ve umarım ders işlemezdik. Yani sabahın körüne matematik dersi de nedir? Matematikçi'nin hızlıca sınıfa girmesiyle bütün sınıf ayağa kalktı. Yalnız değildi yanında biri daha vardı. Ben bu çocuğu bir yerden hatırlıyorum ama nerden. Eski okuldan falandır her halde. Aslı'nın ismimi fısıldamasıyla düşüncelerimden ayrıldım. "Ne var?" Dedim fısıldayarak. "Kanka hatırladın mı bu çocuğu, Onat yani senin ki" yok canım Onat değildir bu. Onat benim anaokulu aşkımdı bu arada. "Çocuklar bu yeni arkadaşınız Onat, şehir dışından yeni geldi." Tamam bakın bu cidden çok saçma. Fazla saçma. "Onat, Gizem'in yanı boş geçip oraya otur evladım." Ana şimdi boku yedim. Aslı da tam yanımdan kalkacak günü buldu. O değilde yıllar geçti hala yakışıklı maşallah. "Haha Gizem anaokulundaki" ALLAHIM NEDEN HATIRLATIYORSUN ÇOCUĞA???!!!!! "Hıhı evet öyle napalım artık o şeyden işte" ne diyorum ben. Salağım cidden. Birinin arkadan koluma dokunulmasıyla arkamı döndüm. Dylan bir bana birde Onat'a  bakıyordu. "Senin ki ha?" Aha. Gizem sıçtın. Platonik takılıcaksın anlaşılan. Dylan Onat'a dönüp ''Ben Dylan'' dedi. Onat da gülümseyerek ''Onat'' dedi. Yıllar geçmesine rağmen değişmemişti. Ama ben. Ben çok değişmiştim. Gerçekten sadece hala biraz saftım o kadar.

                                                                                                ***

''Evimi nerden biliyorsun Dylan?'' ben daha adresi söylemeden beni evime eşyalarımı almam için getirmişti. ''Sadece bir tahmin'' bok tahmin. ''Sodoco bor tohmon'' onu tekrarladığımda kahkaha attı bende hızlıca arabadan inip  apartman'nın kapısını açtım. Hızlı adımlarla eve girip odama ilerledim. Bulduğum şeyleri çantama teperken telefonum çaldı. 

''Alo'' 

''Merhaba''

''Merhaba?''

''Beni hatırladın mı?''

''Hayır, sen kimsin?''

''Britt''

dedi ve telefonu yüzüme kapattı. Bu da ne oluyor şimdi? Çantamı alıp kapıya döğru ilerledim ve evden çıktım. Kapıyı kitlerken biri'nin kolumu tutmasıyla ona döndüm. Gene mi şu kız, çok olmaya başladı artık. ''Ne istiyorsun?'' sorduğum soruyla kahkaha atıp başını geriye doğru attı. ''Sadece yok olmanı'' ne diyorsun be sen? ''Dişleri'nin yok olmasını istemiyorsan siktir olup gidersin tatlım'' dediğimde geriye bir adım attı. Hızlıca merdivenlerden inip kapıyı açtım. Dylan arabadan inmemiş habersiz bir şekilde bana bakıyordu. Arabaya biner binmez bağırmaya başladım. ''Söyle o sarı çiyana elimde kalıcak, dişlerini eline verecem onun'' Dylan hızlıca bana döndü ''Ne oldu?'' görmemiş mi kızı? Nerden geldi o zaman bu kız? ''Kapımın önüne kadar gelmeye nasıl cesaret edebiliyor?'' Dylan şaşkınlıkla gözlerini açtı. ''Hiç bakma bana öyle japon balığı gibi.'' saçlarını kaşıdı ve bana döndü ''Ne söyledi sana?'' sinirle konuştum ''Neymiş efendim yok olmamı istiyormuş'' Dylan direksyona bir yumruk attı. Napıyor bu çocuk? ''Gizem kendine çok dikkat etmen gerekecek, o kızın sorunları var ve bana takık bir durumda bundan sonra yanımdan ayrılmayacaksın.'' kız ona takıksa ben neden onun yanında olayım ki? Zaten hep böyle manyaklar da beni bulur. ''Kız sana takıksa neden daha fazla benimle durasın ki?'' benimle durursa kız daha sinirlenirdi. ''Bir şey olmaz, yapacağım şeyi çok iyi biliyorum ben.'' dedi ve arabayı çalıştırdı...

SPRING ||| o'brien Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin