Dünün ardından kendimi toparladım.Sabah her zamanki gibi erkenden kalktım ve kahvaltı hazırlamaya koyuldum.Her şey tamam olduğunda abimin odasına doğru yol aldım.Kapıyı çaldım fakat içeriden ses gelmeyince girdim.Fakat yatağında yoktu.Yatağın üstünde küçük bir not vardı.
''Ben çıkıyorum.Biraz spor yapıp arkadaşlarla kahvaltıya kalacağım ama akşam yemeğine yetişirim.''
Cidden mi yani?Öylece not bırakıp gitmiş miydi?Erkek olmak böyle bir şeydi sanırım.İzine ihtiyaç duymuyorlardı.Haber verip gidiyorlardı.Fazla bu konu üstünde durmadan babamın odasına doğru giderken cebimdeki telefonun sesi yankılanmaya başladı evin içinde.Arayanı gördüğümde açıkçası biraz şaşırmıştım.Çünkü arayan babamdı açıp konuşmaya başladığımda evde olmadığını abimle çıktığını öğrendim.Anahtarını yanına alıp almadığını sordum.Çünkü bugün biraz yürüyüş yapmam lazımdı.Kafamı dağıtmam lazımdı.Ve eğer çok sıkılırsam günün sonunda Işıl'ı arayıp buluşmak istediğimi söylerdim.
Işıl benim en yakın arkadaşımdı.Annemin ölümünde yanımda olmuş ve bana destek olmuştu.Aslında bütün arkadaşlarım destek olmuştu.Öyle soğuk,kimseyle konuşmayan ve arkadaşı olmayan tiplerden değildim.Herkesle konuşur iyi anlaşırdım.Arkadaşım çoktu ama Işıl benim arkadaşım değil kardeşimdi.Bir de başımızın belası Yeliz vardı.Resmen hayat dolu bir kızdı.Ben annemi kaybettikten 2 sene sonra o da tüm ailesini kaybetmişti.Bir trafik kazasında.Annesi,babası ve küçük kız kardeşi o kazada can vermişlerdi.Yeliz'e baktıkça ne kadar güçlü olduğunu görüp kendimden utanıyordum.O eskisi gibi gülüyordu.Anneannesiyle yaşıyordu.Eğer hayatına devam etmezse asıl o zaman ailesine ihanet ettiğini düşünürmüş yani öyle diyor.
Üstüme spor kıyafetlerimi geçirdikten sonra spor ayakkabımı alıp çıktım.Hafiften yürüyüşe başladım.Koşu yoluna geldiğimde hafif tempoyla koşmaya başladım.40 dakika sonra fazlaca yorulduğumu varsayarak yakınlardaki kafeye doğru yürüdüm.Oturduğumda garsondan soğuk bir limonata isteyip telefona kafamı gömdüm.Kafede yankılanan kahkaha sesi herkesin dikkatini çekmişti açıkçası.Bu kadar yüksek sesle kahkaha atan hemcinsimi merak edip kafamı kaldırıp baktığımda bizim okuldan Beril olduğunu gördüm.Fazla samimi değiliz ama annem öldüğü zamanlarda bir kaç kere yanıma gelip sarılmışlığı vardı.Dikkatlice bakınca yanındaki adamın dün ki mezarlıktaki adam olduğunu farketmem uzun sürmedi.Hafif tebessüm ediyordu karşısındaki güzel kıza.Özür dilemek isterdim çünkü gerçekten dün birini kaybetmiş olan insanın acısını küçümsemiştim fakat yanındakini kız arkadaşı varsayarak gitmedim.Limonata geldiğinde yavaş yavaş içmeye başladım.Fakat birden ismim kafenin içinde yankılanırken bana seslenen insana baktım.Tam da tahmin ettiğim gibi Beril idi.
''-İris naber canım''diyerek kollarını açıp bana sarıldı.Beni her gördüğü yerde bunu yapıyordu ve açıkçası böyle yapması hoşuma gidiyordu.Görmezden gelinmeyi sevmezdim ve onun tam tersine sarılmayı severdim.Ve Beril tam bir arkadaş canlısı olduğu kesindi.
''-İyiyim Beril sen nasılsın?'' dedim hafif gülümseyerek.Dün ki çocuk açıkçası şaşırmış gibi benim masama bakıyordu.
''-Bende öyle işte.Biraz dolaşayım dedim.İyi gördüm seni.Ve fazlaca güzelleşmiş görünüyorsun sarışın.'' deyip içten ve samimi bi şekilde gülümsedi.Onun bu iltifatı karşısında bende gülümsedim ve teşekkür ettim.Ayakta duruyorduk ve yorulmuştum.
''-Oturmaya ne dersin Beril.Açıkçası koşudan geldim ve yorgunum otursak çok iyi olur.'' deyip güldüm.Bu kızın yanında gülmemek ne mümkün.
''-Olur ama bekle şu aptalı çağırayım.'' dedi ve az önce oturduğu masadaki çocuğa seslendi.Çocuk memnuniyetsiz bir yüz ifadesi ile masaya doğru gelirken bakışlarımı ondan çekip elimdeki telefona verdim.Masaya geldiğini farkettiğimde başımı kaldırıp gülümsedim.Çocuk Beril'in yanına oturup bana baktı.Ama daha sonra kafasını öne eğdi ve masanın altındaki telefonuyla ilgilenmeye başladı.Garip bir biçimde çocuğu incelemeye başladım.Normal bir erkekti işte neyini inceliyorsam fakat dudakları bir erkeğin sahip olamayacağı kadar dolgundu.Yaptığımın farkında varıp bende kafamı telefonuma gömdüm.Beril'in sesi ile kafamı kaldırdım.
''-İrisciğim bu Gökmen,Gökmen buda İris.Gökmen İris benim okuldan yakın arkadaşım.''Beril böyle söyleyince şaşırmıştım aslında çünkü yakın değildik ama birbirimizi severdik.Gökmen adındaki mezarlıktaki çocuk bana baktıktan sonra
''-Ben ona her şeye burnunu sokan aptal şey demeyi tercih ediyorum.Memnun oldum.''
Bu kadar kaba konuşmasına şaşırmıştım fakat haksız olduğum için özür diyecektim.
''-Ben gerçekten üzgünüm.Düşündüm ve haksız olduğum kanısına vardım gerçekten özür dilerim ve bende memnun oldum Gökmen.Tam da isminin anlamını taşıyorsun.''deyip sevimli olduğunu düşündüğüm şekilde gülümsedim.Fakat bana şaşkoloz gibi bakmaya başladı hayır ne söyledim ki?
''-İyilik meleği rolleri bitti şimdi de isimlerin anlamını bilen bir sapık mı olmaya karar verdin?'' dediğinde ağzım olabildiğince açılmıştı.
''-Küçük bir takıntı sadece.Bir zamanlar isimlerin anlamına kafayı takmıştım ve oradan hatırladım.Gökmen;sarışın ve mavi gözlü olan kimse.''
''-Peki senin saçma isminin anlamı ne?''dediğinde sinirim bütün damarlarıma yayılmıştı.Sanki az sonra öfkeden patlayacaktım.Çünkü ismimi annem koymuştu.En sevdiği çiçekti ve göz bebeği demekti.Tek kızlarıydım yada eğer yaşasaydı ilk kızları olacaktım.Sinirimden nasıl konuşacağımı bilmiyordum yada sanırsam nefretim bütün kelimeleri yuttu.Sadece sabit ve sinirden kızarmış gözlerle ona bakmaya devam ettim.Beril masadaki elimin üstüne elimi koyarak konuşmaya başladı.
''-İris iyi misin canım?Bak Gökmen neler olduğunu bilmiyor yoksa çok kibar ve anlayışlı bir çocuktur.''Sinirli olduğum için konuşmayacaktım çünkü kaba bir şekilde konuşabilirdim fakat ağzımdan istemsizce sözcükler dökülmeye başladı.
''-Ya bırak Allah aşkına Beril.Bu mu anlayışlı?Azıcık mantığı olsa ismimle dalga geçmez.Ve sen kuş beyinli densiz hangi hakla ismimle dalga geçebilirsin ya?Kimsin sen yani?Ne sanıyorsun kendini hadsiz.Ben burada gelmişim kibar bir şekilde özür dileyerek üzgün olduğumu belirtiyorum ama sen hayvan gibi konuşmaya devam ediyorsun.Ve geldiğinden beri bakışların o kadar rahatsız edici ki aptal gibi küçümser gibi bakıyorsun.Böyle devam edersen insanlar senden nefret eder gerizekalı ki eminim herkes ediyordur.Bu arada ismimin anlamı göz bebeği veya göz nuru demek.Ayrıca bir çiçek ismi.''
Çocuk bana şaşkın bir şekilde bakarken limonatanın parasını masaya bırakıp telefonumu alıp oradan çıkmaya çalışırken arkamdan seslenen Gökmen'in dedikleri sinirimi bozmaya yetti.
''-İkimizde birbirimizin canını yaktığına göre ben Gökmen Egeli.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbim Sende
RomansaAnnemi kaybetmenin üzerinden bugün tam 7 yıl geçti.Şimdi nerede miyim? Onun bensiz kaldığı yere gidiyorum,mezarına... Ama nerden bilebilirdim ki annemin kaldığı yer bana acı,huzur,aşk getirebileceğini. Nerden bilebilirdim ki hayatımın aşkıyla annem...