- Bölüm 11 'Duyabiliyor musun?' -

3.4K 228 79
                                    

Tanrım şuan Sehun beni ÖPÜYORDU!!

Ne olduğunu anlayamadım ama öpüşmemiz birden alevlenmişti Sehun beni belimden kavrayıp tezgaha çıkardı bende bacaklarımı beline sardım. Bir yandan nefesimiz kesilene kadar öpüşüyor bir yandan da ellerimizle birbirimizin vücudunu keşfediyorduk.

Sehun inanılmazdı. Gerçekten inanılmazdı. O pembe dudakları hayatımda en sevdiğim çileğin tadını andıracak güzellikteydi.
Öptükçe daha çok öpesim geliyor nefesim kesilse bile umursamıyordum.
Sehun belimde ki ellerini gömleğimin altından içine geçirmiş vücudumu keşfe çıkmıştı. Bende ellerimi saçlarına daldırmış benden ayrılmasını engellemek ister gibi daha fazla kendime bastırıyordum.

En sonunda Sehun'un elleri göğüs uçlarımı buldu ve elleri ile okşayıp sıkmaya başladı. Bundan dolayı öpüşürken Sehun'un ağzına inlemiştim. Artık nefesimin kesildiğini bitip tükendiğimi fark ettim.

Öpüşmemizi yavaşlattım ve ellerimle çekiştirdiğim saçlarını bu sefer okşamaya başladım.
Yavaşlamamızı istediğimi fark etmiş olacak ki o da ellerini belime getirip minik minik okşamaya başladı.

En sonunda beline sarılı olan bacaklarım iki yana düştü ve ellerim omuzların da kaldı. Sehun da ellerini iki yanıma koyarak destek almaya başladı. Artık öpüşmemiz durmuştu sadece dudaklarımız birleşikti ama kımıldamıyordu.
Ben çekilip alınlarımızı birbirine dayadım.
Direk o mükemmel kahverengi gözlerinin içine bakmaya başladım.
Konuşamıyordum sanki konuşsam bu mükemmel anı bozacakmış gibi hissediyordum. Ama Sehun daha farklı bir şey yaptı sağ elimi alıp tam kalbinin üzerine koyarak konuşmaya başladı.

"Kalp atışlarımı duyabiliyor musun? Senin için atıyor Lu.."

İşte her şey benim için durdu. Ne yapacağımı bilemez bir hale geldim sadece donmuş bir şekilde Sehun'a bakıyordum.

Ne yapmalıydım? Ona güvenebilir miydim? Geçmişte yaşadığım acıdan sonra kalbim tekrar aşık olmayı kaldırabilir miydi? Xiumin'in benimle geçtiği dalgadan sonra başka birine inanabilir miydim? Ama o Xiumin değildi. O OH SEHUN du. Belki geçmişim değildi ama geleceğim olacağını düşündüğüm tek kişiydi.
Ne kadar süre öpüştük bilmiyorum ama bana kısacık gelen süre de bunları düşünmüştüm.
Sehun'a ne kadar kızsam da son zamanlar da değişmiş ve görünmez bi yakınlaşma yakalamıştık.

"Sehun" dedim gözlerine bakmaya korkarak. Çenemi uzun ve soğuk parmakları ile kavrayıp ona bakmamı sağladı.

"Söyle Lu.."

Sen bana bu kadar güzel bakarken nasıl söyleyeceklerimi söylerdim.

"Ben... Ben şey..."

"Korkuyorsun" diye tamamladı sözümü.
Hafifçe başımı salladım.

"Peki ama neden?"  Diye devam etti.

"Geçmişte çok fazla acı çektim. Bu acı o kadar dayanılmazdı ki her şeyden vazgeçmeyi düşündüm. Kendimi her şeyden soyutladım."

"Kalbini duvarlar ile ördün. Kalbinin soğukluğu ile yaşamaya çalıştın. Öyle değil mi?"
Dedi alınlarımızı tekrar birleştirip.

"Evet" dedim basitçe.
"Ta ki sen gelene kadar" elimi ensesine götürüp saçları ile oynamaya başladım.

"Kalbimin ısındığını hissediyorum Sehun. Peki sen duyabiliyor musun kalbimin sesini?"
Diye gülerek sorduğum da tekrar dudaklarımızı birleştirdi.
Bu ilk öpüşmemize kıyasla daha sakin ve duygusaldı. Ben onu kırmaktan korkuyordum o da beni.
Aşk buydu sanırım.
Aşk iki insanın nasıl ne durumda olduğunu görmeksizin sadece saf sevgi ile birbirine sığınmasıydı.

He's MineHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin