- Bölüm 3 'Sen' -

3.8K 299 59
                                    

"N-ne yapıyorsun?!?"Diyerek bana korku dolu gözlerle bakıyordu.

Bende ona açıklama yapmak yerine direk sert yumruğumu suratına geçirdim.

Bir anda gözleri büyüdü ve ağzından 'Siktir' şeklinde bir inleme kaçırdı.

"Sen ne yaptığını sanıyorsun ha?!" Diyerek bağırmaya başladım sinirle. 

"N-ne yapmışım da! Artık işe yaramayacak bir resmi çöpe attım!"

"Bana sordun mu atmak için seni gerzek!! Benim için nasıl değerli bir şeyi nasıl bana sormadan çöpe atarsın?"Gözüm bir şey görmüyordu sanki. O duvarın kenarında sağ yanağını tutarak kıvranırken ben halen ona bağırıyordum.

"Onlar benim. Eşyalarıma dokunma kuş beyinli!"

"Hadi ama dostum eski birer fotoğraf artık onlar. Şu sert halini görmesem kız gibisin diyeceğim Lu!"

"Anlaşılan yumruğumdan nasibini daha almadın huh?!"

Ben bunu dediğim anda hemen korkudan kollarını çapraz yapıp kendini korumaya başladı.

"Tamam tamam özür dilerim sakin ol Lu!!"O anda durdum çok sinir bozucu duruyordu çünkü. Ona doğru eğildim ve.. 

"Bu kadar kıdemli olmuşsun ama ufacık bile beynin yok. Kuş beyinli.."Ardından başka bir şey demesine izin vermeden ceketimi alıp odadan çıktım. Çok sinirimi bozmuştu.

Bu çocuk cidden terbiye nedir bilmiyordu. Duygudan nasibini almamış bir aptaldı. 

Sinirle koridorları geçerek çıkışa ulaştım ve hemen otoparkta ki arabama koştum. Hızlıca arabaya binip oradan uzaklaşmaya başladım çünkü biraz sakinleşmesem iyi sonuçlar elde edemeyecektim.Biraz boş boş dolaştıktan sonra arabayı sahil kenarına çektim. Arabadan indim ve ılık ılık kenara vuran suların sıçramasına bıraktım kendimi.

Eski anılar canlandı aklımda. Bayan Minhee ile geçirdiğimiz günler. Evet ben eşcinseldim ve kendisi bana çekici gelmiyordu ama o bana hep nazik olurdu. Benden hoşlandığını fark etmeyecek kadar aptal değildim yine de hiç bir zaman karşılık vermedim. Ama o yinede açıklarımı kapatır hatalarımı düzeltirdi. Belki bundan dolayı hep ona saygı duyarak sahip çıkardım kendisine. Ki benim için ölümü göze alması aslında bütün her şeyi seriyordu gözler önüne. Bu yüzden ne kadar kendisine ilgi duymamış olsam ve bundan dolayı suçlu hissetsemde en azından hatıralarına saygı duyup sahip çıkacak vazifeyi borç biliyordum kendime...


Biraz sessizlik iyi gelmişti ne kadar süre arabanın üzerine yaslanarak orada vakit geçirdim bilmiyorum ama çalan telefonum ile düşüncelerimden sıyrıldım.

Arayan Eun He idi. Anlaşılan işlerine lazım olmuştum ve zaten yeterince üzerime yüklenen sorumluluklarım vardı. Daha fazla çalmadan açtım telefonu.

"Efendim Eun He?"

"Şefim acilen emniyete gelir misiniz? Gangnam'da bir barda bayan cesedi bulunmuş.."

"Ohh anlıyorum Eun He. Hemen geliyorum siz olay yeri incelemeye haber verin."

"Tamam şefim."Telefonu kapatır kapatmaz hemen arabaya atladım ve emniyete gitmek için yola çıktım. Lanet olsun ki bugün Oh PiçHun'un yüzünü hiç görmek istemiyordum... 

Sonunda emniyete vardım ve toplantı odasına ilerledim. Herkes beni bekliyordu. Müdürümüz Suho ve piç yeğeni namıdeğer ortağım PiçHun da. Müdürümüz beni görünce hemen lafa atıldı.

"Neredeysin Luhan? İşler seni beklerken sen keyif mi çatırıyordun?!"

Müdür Suho bana kızarken Sehun ile göz göze geldik mahçup duruyordu. Şaşırmıştım.

"Üzgünüm müdürüm ama çıkmam gerekti. Keyif çatmıyordum."

"Peki Luhan hemen Gangnam'a gidiyorsunuz Sehun ile. Bi bayan cesedi bulunmuş ve ceset barın sahibinin sevgilisiymiş.. Gidip neler döndüğüne bakın."

"Anlıyorum müdürüm hemen çıkıyoruz." 

O sırada Sehun hiç konuşmuyordu. Evet onun ilk kez bu kadar olgun davrandığını düşünmeye başlamıştım ama o PiçHun'du nasıl böyle bir düşünceye varabilirim ki?

Yakında ki bayan polislerden birine kaş göz işareti yaptığını yakalamıştım. Ona döndün ve 

"Kaşınla gözün yer değiştirmeden kıpırdat kıçını gidiyoruz!!"

"Tamam minnak Lu. Geliyorum."Bunu derekende pis pis sırıtıyordu.

Tanrım bu salak hiç mi büyümemiş?!Hızlı bir şekilde arabama bindim tabi ki de PiçHun da peşimden gelerek yan tarafımda ki yerini aldı.

"Halen bana kızgın mısın?"

"Kızgın olmam için seni önemsemem lazım Sehun."

"Biraz önce suratıma yumruk geçirirken de keyifden geçirmiyordun herhalde?"O an hareketsiz kalmıştım işte. Ne yani bu kuş beyinli beni göt mü etti şimdi? Tanrım ne zamandır çalışıyor bunun beyni?

Hiç istifimi bozmadan yola devam ettim o bana pis pis sırıtıyordu. Uzun süren yolun sonunda Gangnam'da ki barın önüne geldik. Bizden önce olay yeri inceleme gelmiş ve delil toplayarak olay yerinin fotoğraflarını alıyordu. Bu sırada Eun He yanımıza gelip bize barın sahibini görmemizi söyledi.

Sehun'la birlikte barda ufak bir göz taraması yapıp sahibinin odasına doğru yürüdük.Koridoru bile çok kasfetli olan basık bir bardı. En sonunda koridorun sonunda kalan odanın kapısının önüne geldik Sehun ile birbirimize bakıp kapıyı araladık.

O anda gördüğüm şey beni şoka uğratmıştı. Uzun zamandır görmediğim kişiyi böyle görmek... 


"S-sen misin barın sahibi?!"


••••••

He's MineHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin