- Bölüm 14 'Radyoda Aşk' -

2.4K 193 32
                                    

Aşk radyoda en sevdiğin müziğin çıkması gibidir. Internette dinleyeceğini bilseniz de radyo da çıkması içinizi kıpır kıpır eder.

Sehun'un varlığı da benim için radyo da tesadüfen çıkan en sevdiğim müzik gibiydi. Her an içim kıpır kıpır oluyordu.

Sabah ilk uyandığım da gördüğüm yüzün onun olması bana huzur veriyor. Yüzü odaya dolan sabah güneşi sayesinde tapılacak bir hal almış 'gel beni öpmekten öldür' diyor sanki.

Ne kadar onu izledim bilmiyorum ama uyanıp bana bakıp gülümsemeye başladığında gerçek hayata dönebildim.

"Günaydın sabah geyiğim."

Tanrım böyle söylemesi beni öldürecek.

"Günaydın sevgilim. Çok güzel uyuyorsun..." Dedim istemsizce

"Sen beni mi izledin? Ne kadar süre?" Şaşırmış görünüyordu.

"Evet.. Hmm emin değilim uzun bi süre oldu sanırım." Dedim sırıtarak.

"Hmm demek öyle ha!! Gel buraya!!" Gülerek beni kollarının arasına aldı. Bir yandan yüzümün her yerine öpücük konduruyor bir yandan da beni gıdıklıyordu. Kahkalarımın arasında bi anda dudağıma kapanan sıcak dudakları hissettim.

O an hemen ona döndüm ve öpücüğü derinleştirmeden alt dudağını emdim ve hemen yataktan fırladım.

"Üzgünüm sevgilim. Ne kadar akşama kadar yatakta kalıp beni becermene izin vermek istesem de gitmemiz gereken bir işimiz var ve şuan o daha önemli." Göz kırpmayı ihmal etmemiştim. Odamda ki banyo ya yönelirken Sehun da üzerine giyinmeye başlamışken mırıldandı.

"Elbet acısını çıkarırım..."

-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.

Karakola ulaştığımız da Shin yine telaşla bize doğru geldi. Bu çocuk neden hep telaşlı?

"Komiser Luhan. Müdür Bey sizi toplantıya çağırdı. Acil olduğunu iletmemi istedi."

"Tamam Shin. Sen kendi işlerin ile ilgilen."

Sehun ile asansöre doğru ilerledik. Bu işin nasıl biteceğini bilmiyordum ama bir an önce bitmesini istiyordum. Böyle karışık işlerden her zaman nefret etmiştim. Sakin bir şekil de toplantı salonuna girdik. En önde ki yerime ilerleyip oturdum ve Müdürün operasyon planını dinlemeye başladım. 

Anlaşılan bir muhbir bulmuştuk ve JongHyun un yerini söylemişti. 

JongHyun'un karanlık işleri olduğu ve intikam için de Minseok'a bulaştığı belli idi. Onu yakalamamız gerekti.

Yaklaşık 5 dakika sonra herkes silah odasına inip çelik yeleklerini ve silahlarını hazırlamaya başladılar.

Daha önce operasyonlara en önde katılırken ve korkmazken şimdi çok endişeliydim. Önceden kaybedeceğim hiçbir şey yokken şimdi Sehun vardı.

Gülüşü ile karanlık kalbimi aydınlatan, sevimliliği ile solmuş umut çiçeklerimi açtıran, sevgisi ile var olduğumu hissettiren Sehun vardı. Bu operasyonun zor olacağı açıktı.

Ben çelik yeleğimi giydiğim de Sehun'a dönüp baktım. Oda yeleğini giymiş beline silahını takıyordu.
Yüzümde ki endişeyi görmüş olacak ki bana güven verici bir şekilde gülümsedi. Ne kadar gülümsemek istesem de tek yaptığım daha çok endişelenmekti.
Ekip araçları ile yola çıktığımız da tırnaklarımı kemirmeye başladım. Kesinlikle her şey garip bir sessizlik ile ilerliyordu.
Sehun güven vermek ister gibi elimi tuttu.

"Neden bu kadar gerginsin prenses.?"

"Bilmiyorum Sehun. Sadece gerginim."

"Aklından neler geçirdiğini biliyorum. Bu yüzden böyle şeyler düşünme."
Dedi sakince gülümserken.
Cidden durumum kötü olmalıydı ki Sehun cümlesini bitirdikten 2 dakika sonra bana Prenses dediğini fark ettim. Bunu fark etmem ile ona fısıldıyarak ve ölümcül bakışlar atarak 'Prenses ha?!' dedim cidden çok kısık sesle söylemiştim ama Sehun'un kulağı bende olduğundan dediğimi duydu ve pis pis sırıttı.

Çetenin her zaman toplandığı 63. Binanın güneyinde ki terk edilmiş fabrikaya vardığımız da herkesi Müdür Suho kulaklıklarından yönlendiriyordu. Kapıda ki korumaları sessizce hallettiğimiz de Sehun bana döndü.

"Arkam da kal."

"Ne! Hayır!"

"Luhan. Zarar görmeni istemiyorum geri de kal lütfen."

"Sehun."

" Geri de kal Luhan" dedi sinirle. Onu geçiştirmek için kafamı salladım fakat asla geri de kalıp zarar görmesine izin veremezdim.

Polis kuvvetleri binanın içini ve dışını sardığın da Sehun havaya bir el ateş etti.

Gerisi çekilen silahlar ve havayı dolduran kurşunlardı...

He's MineHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin