- Bölüm 2 -

4.3K 316 152
                                    

"Merhaba Bay Lu."

•••

"Bay Lu mu? Haha aslında size Bayan Lu demeliyim sanırım. Aigoo çok tatlı bu~"

Evet patavatsız göt Sehun'dan da anca bu beklenirdi. Ne kadar erkeksi olduğumu göremiyor muydu bu aptal şey!
Bunu bana nasıl derdi seni patavatsız küçük lağım faresi.
Müdür Suho'yu bile umursamadan yumruğumu sıkarak lafa daldım.

"Penisim kıçını becerirken de aynısını der misin acaba?!!!"

Göt herif!.

"Oo ortağım minik Lu fazla asabi sanırım müdürüm?"
Diyerek aklı süre sevimsiz sevimsiz alay ediyordu benimle. Müdür Suho bize bakarak gülüyordu nedense. Ve bir anda lafa atıldı.

"Iyi anlaşacak gibi görünüyorsunuz Luhan. Bunu en başından beri biliyordum, çok benziyorsunuz." Dedi bir anda ve benzetilmek bile canımı sıkmıştı.
Ben ve o. Yapmayın ama. Ben, Luhan bu emniyetin bel kemiği. Mükemmel, zeki, çalışkan, sadık. tamam tek kusurum sinirlendiğim de ki bozuk ağzım olabilir ama bu kusur sayılmaz.
"Ah yapmayın müdürüm bu göt herifle nerem benziyor?!"

Tabi arsız Oh PiçHun hemen lafa atıldı.

"Haklısın minik Lu, senden daha yakışıklıyım~ Ah pardon zaten sen yakışıklı olmayacak kadar güzeldin değil mi?" Diyerek halen alayla sırıtıyordu. Dönüp müdürümüze selam vererek çıkmak için izin istedim daha fazla bu piç herife katlanamazdım.
Güzelmiş. Kıçımın güzeli. Burada kim güzel belli oluyor.

Ayrıca bu salak ilk izlenim nedir bilmiyor muydu tanrı aşkına?!

"Izninizle müdürüm tanışma faslı boka döndüğüne göre odama geçebilir miyim? Çocuklarla uğraşamayacak kadar önemli işlerim var~" o sırada piç Hun'a imalı bakışlarımı atıyordum ama o halen arsız arsız sırıtıyordu.
Müdürümüz Sehun'u da yanıma alıp ikimize ait olan odamıza gitmemizi söyledi.

Ah tanrım onunla bu kadar vakit geçiremezdim!!!

Hızlı adımlarla odama ilerlerken PiçHun'un bir özelliğini de keşfettim. Kızları elde etme konusun da kitap yazsa milyonlarca satılırdı. Çünkü Sayın yavşak teşkilatta önüne gelen her kıza sarkıyordu..

"Merhaba bebeğim ben yeni şefiniz Oh SeHun. Iyi anlaşalım~"
Bir de üzerine göz kırpıyordu. Tanrım delireceğim kıçımın şefii.
En sonunda odamıza geçtiğimiz de yan bir bakış atıp lafa daldım.

"Bay PiçHun şurada gördüğün masa senin. Benden izinsiz sakın eşyalarıma dokunma ve beni olur olmadık rahatsız etme. Eminim bi boka yaramayacaksın bu yüzden kır kıçını uslu uslu otur.

"Ah hadi ama minik Lu torpille buralara gelmiş olabilirim ama iş hayatımda ki yüzümü görmedin daha~"
Salak Hun bir de utanmadan bana cilveli cilveli konuşuyor bir de benle dalga geçiyordu. Anlaşılan bundan sonra günlerim tam bi boka dönecekti.
O sırada kapı çalındı benim -içeri girin- komutum ile içeriye sarışın oldukça güzel olan Bayan Eun He girdi.

"Kusura bakmayın şefim rahatsız ediyorum ama incelemeniz gereken evraklar var. Beklediğimiz otopsi sonuçları gelmiş."

Diyerek yanıma gelip masama uzanıp raporları bıraktı bu sırada o eğilirken PiçHun'un kızın bacaklarını ve kıçını kestiğini fark etmiştim.

"Teşekkürler Eun He. Sen çık ben kontrol ederim." Diyerek kızı odadan gönderdim. Ve dönüp pis pis sırıtan Sehun'a baktım.

"Hey minnak Lu ne oldu kıza bakmama niye kızdın? Yoksaa? Aa anladım kıza benden önce göz koydun~"
O salak salak konuşurken elimin altında ki kağıt parçasını kafasına fırlattım.

"Kapa çeneni gerzek yok öyle birşey."

"Hadi ama dostum şu kıza bak taş gibiydi."
O kendince saçmalarken sabrımı zorluyordu yeterince.

"Eminim bunca zaman nasıl yatağa atarım diye düşündün değil mi?"
Dişlerimi sıkarak umursamamaya devam ettim.

"Hey baksana buradan kaç kızla birlikte olsun huh? Saklama benden~"
O iyice saçmalayarak devam ederken okuyamadığım rapordan başımı kaldırım sinirle bağırdım.

"SENİ GERZEK KIZLAR İLGİMİ ÇEKMİYOR!!!"
Şaşkın ve korkmuş bir ifade ile bana bakıp konuştu.

"N-ne yani? Şimdi.. Biraz önce.. Müdürün odasında.. Kıçımı becerme konusunda ciddi miydin?!!?"
O bunu söylediği anda başımdan aşağı kaynar sular döküldüğünü hissettim. Bu çocuk kendini ne sanıyordu ki?

"Emin ol koca dünyada kıçını becermek isteyeceğim son kişisin!"

"Oh çok şükür bir an-"
O anda suratının kıpkırmızı olduğunu görebiliyordum

"Ne bir an??!! Ne yani seni becermek istediğimi filan mı düşündün?!"

"Hayır.. Yani şey.. Yani ben-"

"Tamam tamam kapat şu lanet konuyu. Alakam olmaz kendini beğenmiş PiçHun."
O anda sinirden ve utançtan başım dönmüştü.

Evet ben 17 yaşımda iken lisede yakın arkadaşım Minseok'a ilgi duyduğumu fark etmem ile asıl tercihimin ne olduğunu anlamıştım. Bir iki kere kızlarla takılıp sevgili oldum ama erkekler kadar ilgi geçmediği bir gerçek.

Ben bunları düşünürken PiçHun da eski ortağım, yerini mumla aradığım Bayan Minhee'nin masasını ki şimdi kendisinin olan masayı temizleyip yerleşiyordu. Titiz birine benziyordu masayı en ince ayrıntısına kadar temizlemesinden fark etmiştim ama piç olmasını değiştirmiyordu bu.
O anda bir şey fark ettim eski ortağım Bayan Minhee'den kalma olan iki resmi çekmecesinden çıkardı. Onların orada olduğunu hiç fark etmemiştim. Yavaş yavaş resmi inceledi. Resim Minhee ve yeğeni ile idi. Bayan Minhee yeğenine çok önem verirdi. Ve ben de küçük Eunjii'yi severdim. O cennetten gelmiş küçük bir melek gibiydi. O bana Minhee'nin yadigarıydı. Şimdiye kadar masasına dokunamadığımı fark ettim. O masaya hiç dokunamamıştım. Canım acıyordu o masa da onu göremeyeceğim için. Düşüncelerimi o gereksiz Sehun'un sesi dağıttı.

"Senin için öldüğünü duydum?"
Bi sorudan çok kendi kendine konuşuyordu.

"Yazık olmuş ona güzelmişte. Neyse artık gittiğine göre bunlara da gerek yok."

Diyerek hızla kapının köşesinde olan büyük çöp kutusuna ilerleyip resimleri çöpe attı. Ardına dönüp bana sırıttı. O anda beynime kan sıçradı sonuç olarak onlar Bayan Minhee için önemliydi bu gerzek bana ne yapması gerektiğini sorabilirsin ve bana verebilirdi. Bir hızla yerimden kalkıp çöp kutusuna ve ona doğru ilerledim resmi kutudan alıp Sehun'a yöneldim. Ben hızla ve sinirle ona yönelince arka arka korkuyla gitti. En sonunda benim ve duvarla aramızda kaldı. Korku dolu gözlerle bana bakarak sordu.

"N-ne yapıyorsun?!?"

•••••

He's MineHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin