◇ Bölüm 3 ◆

85 14 7
                                    

Vote ve yorum sayısına göre sonra ki bölüm eklenecek. Keyifli okumalar dilerim ^.^

●●●●

Koridorları son bulmayan, labirentinde çıkışı olmayan bir oyunda karanlığın silüetine bürünmüş bir piyondum. Yaşamakta zorunluluğu olan, sessiz bir kuklaydım. Yüzmeyi bilmediği halde inadına yüzen ve boğulan küçük kızdan farksızdım belki de. Çocuktum işte. 

Cevaplarını bilmediğim sorular ardı ardına birikirken aynada ki yansımam ile aramda kısa bir bakışma geçti. Bir isim ve soy isimden ibaret olduğunu unutma! unutmayacaktım. Bu sefer asla unutmayacaktım. 

"Pars beni nereden tanıyor olabilir?" makyaj yapmakla meşgul olan Ayşe'nin dikkatini sorum dağıtmıştı. Dudağına sürerken yarım bıraktığı ruju tamamlayarak bana döndü. "Onu pek tanımam. Yani Oğuz hep uyarıyor onun hakkında. Tehlikeli biri olduğunu ve ondan uzak durmam gerektiğini söylüyor. Ve sende bu sorunun cevabını fazla kurcalamayıp ondan uzak durmakla yetinmelisin." gülümseyip makyajına kaldığı yerden devam etmişti. Evet belki de uzak durmalıydım. En iyisi bu olurdu. Kendini bu sözlerle kandır. Durmayacaksın ve başına bela alacaksın. Yine!  İç sesim bana haykırırken oturup düşünmenin zamanı değildi.

Telefonumu ve çantamı yanıma alarak odadan çıkıp koridordan dışarı atmıştım kendimi. Yurt ile okul yakındı. Yürüme mesafesi ile en fazla beş dakikamı alırdı.

Kaldırımda yürürken benim gibi okula doğru yürüyen birçok grup öğrenci vardı. Ve hepsinin üstü başı servet değerindeydi. Kitap almak yerine kendine düzgün kıyafetler alsaydın başkalarının üstüne bakıp iç geçirmek zorunda kalmazdın!  Sevgili iç sesim her zaman ki gibi beni eleştiriyordu. Buna alışmış olmalıydım.

Okulun kapısından içeri girmek üzereydim. Göz ucuyla baktığımda bayağı kalabalıktı ve ben içeri girdiğimde podyumda yürüyormuş hissine kapılacaktım. "Bir kez olsun sakin olayım ve işi berbat etmeyeyim! Bir kez!" Kendi kendimi sakinleştirmeye çalıştırmakta üstüme yoktu (!).

"Kendini mi sakinleştiriyorsun küçük kelebek?" İşittiğim ses üzerine hızla dönerken yabancı bir yüzle karşılaşmıştım. 'Küçük kelebek' hitabı aklımı karıştırırken suratında ki alaycı tavır beni süzüyordu. "Kalbinin sesini buradan duyabiliyorum. Beni görünce bu kadar heyecanlanman normal tabi." Verdiği ukala cevap üzerine sinirlenmiştim. Hızla arkamı dönüp bahçeye giriş yapmıştım.
"Seni ukala pislik!" yumruk yaptığım elimi gevşetip, ağaçların gölgelerine konulmuş banka oturmuştum. 

Okulun bahçesi öğrenci dolup taşıyordu. Sıkıntıyla göz gezdirdiğimde tanıdık kimseyi görememiştim. "Hey! Samiraydı değil mi?" yanıma büyük gürültüyle oturan kıza gözlerime kısarak baktığımda dün uyuyan kız olduğunu hatırlamıştım. "Evet Samira. Sende Gülfem olmalısın herhalde?" eliyle saçlarını düzeltip bir yandan heyecanlı konuşan bu kıza ısınmıştım.

Dudağını ısırıp diğer yandan da gülüyordu. Gözleri bahçede birini arar gibi gezdirirken bana dönüp gülümsemişti. "Seni Kuzeyle konuşurken gördüm. Onu tanıyor musun?" Az önce okulun kapısında ukala tavırlarıyla sinir katsayılarımı yükselten çocuktan bahsediyor olmalıydı. "Adını bilmiyordum. Ukalaca konuştu ve açıkçası ilk günden ondan nefret etmeme sebep oldu." Sıcak olmayan bir gülümsemeyle yüz ifademi dengelemek kolay olmamıştı. "Evet biraz çapkın biridir. Neyse sen onu umursama. Biz sınıfa çıkalım istersen?" Biraz ile tabirlemesi gülümsememe sebep olmuştu. "Sınıfımı henüz bilmiyorum. Müdür yardımcısını bulup öğrenmem gerek."

Çantasının içini karıştırıp çıkardığı dergiyi elime tutuşturmuştu. Üzerinde 'Kuvars Koleji Haber Ajansı' yazıyordu. Derginin ismi beni güldürürken sayfaları karıştırmaya başlamıştım. İkinci sayfada fotoğrafımı görünce ağzım açık bir ifadeyle Gülfeme bakıyordum. "Benim fotoğrafım neden bu dergide acaba?" Gülerek elimden dergiyi çekip çantasına koymuştu. "Ben okulun öğrenci meclis başkanıyım. Ve okula yeni bir öğrenci geldiğinde tanışmakta zorluk çekmesin diye dergiye fotoğrafını ve bazı bilgilerini ekleriz. Bu fikir benden çıktı ve sen bu uygulamanın ilk kahramanısın! Ve bu arada öğrenci meclisi başkanı olduğumdan hangi sınıfta olduğunu bilmem normal." Son cümlesini gözlerini kısarak bitirmişti. Çok hızlı ve hararetli konuşuyordu. Sevecen biriydi ve onunla sanırım arkadaş olabilirdim.

Donmuş KelebekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin