"Peki hala seviyor musun?"
"Galiba ya da bilmiyorum Derin ya kafam çok karışık ona aşırı kızgınım, onu öldürmek istiyorum ama bir yandan da kıyamıyorum işte aşk böyle bir şey galiba."
"Ya Çağrı bana iyi bir çocuk gibi gelmişti aslında ama tabi en yakın arkadaşı Kağan olunca iyi olmak pek mümkün değil galiba.
"Sizin Kağanla aranızda ne var?" hönkk
"Hiç bir şey tabiki de Buket ne olabilir taktı işte onu tanımam lazımmış, kendini okulun sahibi sanıyo ya." yani tamam belki birazcık o da okulun sahibi olabilir ama sonuçta öyle davranması gerekmez.
"Ne biliyim önceki gün atarlıydınız bugün de gülüşünce dedim."
"Buket saçmalama istersen."
"Buket!" sesin geldiği yöne doğru baktık.
"Emre!" oha abi ya bu okuldaki tüm çocuklar mı taş olmak zorunda bu nedir ya. Biz eski okulda taş çocuk diye dileniyoduk bu okulda maşallah bozuk çocuk yok. Nazar değmesin amin.
Ben hemen Buket'i dürtüp "bu kim?" dedim. Tam o sırada taş varlık yanımıza geldi.
"Selam" bu taş varlıkların sesi de çok havalı ya.
"Selam" dedim.
"Bu Derin bu da Emre" memnun oldum deyip elini sıktım o da benim sıktı tabi.
Yanımıza oturduuuuuuu xbıkadfjbkjfvıjhdfvıjr.
Biraz sohbet ettik. Dün okula gelememiş şehir dışındaymış ve bilin bakalımm aynı sınıftayız ve arkadaşımın en yakın arkadaşı yuppiiiiiiiii.
Zil çalınca sınıfa geçtik ve harika dersimizi işlemeye başladık. Kağan bu derse gelmedi ne diyorum ben ya banane ondan.
Çok şükür ki harika dersimiz bitti. Tenefüste yine üçlü takıldık, sonra yine ders, sonra yine teneffüs ve sonra ev.
Eve gittiğimde bir tek Songül teyze vardı. Ona selam verdikten sonra odama geçtim ve üstümdekileri çıkarım yine en sevdiğim yeşil şortlu pijamalarımı giydim, yatağıma yatıp son ses THİNKİNG OUT LOUD dinledim, ta ki telefonum çalana kadar ve ben şok arayan Emre bildiğin Emre hfhekjkjhsdkjhe.
"Alo" allahım bu nasıl tatlı bir ses ya.
"Alo"
"Nasılsın?" allahımmmm
"İyi sen?"
"Bende iyi."
"Eeeeee napıyosun?" birazcıkta biz soralım bari.
"İyi şey dicektim müsaitsen bişeyler mi yapsak?" doğru duydum dimiii aaaaaaaaaaaaa bana çıkmayı teklif etti.
"Olur." ayyyyy
"O zaman sen ev adresini at bende seni gelip alayım olur mu?"
"Tamam atıyorum."
"Görüşürüz."
"Bayyy" ay resmen dışarı çıkıyoruz ya allahım.
Ne giSem ki şimdi nereye gidiceğimizi de bilmiyorum neye göre giyinsem ki şimdi ben. Dolabın karşına geçip boş boş baktım babamın yeni aldığı kıyafetler bide benim kendi kotlarım ve rahat kıyafetlerim var. Babamın aldıkları da çok abartılı ama şimdi ya baksana hepsi mini şıkır şıkır elbise ama şimdi ya çok iyi bir yere gidersek benimkilerde ezik kalır, acaba şurdaki etekler fena değil ya aslında gelir de artık zaten. Orada duran dar siyah eteği alıp üstüne de beyaz straplez bir büstiyer alıp giydim. Saçlarımı da açıp azıcık düzleştiriciyle düzelttim ve yüzüme az pudra, rimel ve ruj sürdüm. Artık hazırım herhalde. Bir kaç kez daha aynaya baktıktan sonra Emre'nin gelmesini bekledim.
Ve beklenen insan geldi. Hemen annemle konuşup izin kopardım ve dışarı çıktım ve karşımda kırmızı bir Porsche ve bir küçük taşçık yani Emrecik. Onun yanına doğru yürüdüm. Üstünde dar bir Jean pantolonun üstünde de beyaz keten bir gömlek gerçekten çok iyi görünüyor. Yanına vardığımda.
"Çok çok güzel olmuşsun." bana çok güzel olmuşsun dedi ya resmen beni beğendi.
"Gerçekten mi? teşekkür ederim. Bu arada sen de çok yakışıklı görünüyosun." dedim ikimiz de kıkırdadık, sonra arabanın kapısını açtı. Allahım bide romantik ya ölürüm ben buna.
"Teşekkür ederim." gülümseyip, sürücü koltuğuna geçti.
Yol boyunca pek konuşmadık taki ben konuşana kadar.
"Nereye gidiyoruz?"
"Sürpriz."
"Peki." hiç diretesim yoktu valla.
Çok gürültülü bir yerin önünde durduk ve sürücü koltuğundan inip yine ve yine kapımı açtı.
İçeri girdiğimizde çok kalabalık ve gürültülü bir yere girdik yani Bar'a boş bir masa bulup oturduk.
"Ben içecek birşeyler alıp geliyorum." ayşş yerim seni ben be
"Tamam."
"Vay yavrum be sen buralara gelir miydin?" sesin geldiği yöne baktım ve bana 9yavrum diyen kim olabilir ki tabi ki Kağan.
"Ne var canım beğenemedin mi?"
"Yo hayır da kimle geldin?"
"Sanane derken" Emre lafa daldı.
"Benle geldi."
"Ooo Emre beylerde burdaymış."
"Ya burdaymış Kağan hadi görüşürüz."
"Peki çifte kumrular görüşürüz." deyip gitti. Sanırsam sarhoştu. Emre iki bira alıp gelmiş. Yani çok içki içmem ama arada özel günlerde içmişliğim var.
"Dans edelim mi?" yerim ben bunu be
"Olur." dedim ve elimi tutup ayağa kaldırdı. Dans pistine geçip kendimizi müziğin ritmine bıraktık. Gerçekten güzel dans ediyordu, ee ben de fena sayılmazdım. Azıcık romantik bir şarkı çıktığında kafamı göğsüne yasladı ve müziğe uygun dans ettik. Parfümü bu arada harika kokuyordu vanilya ve anlamadığım ama harika kokan bir koku daha karışıktı. Bu romantik şarkı bittikten sonra yerimize geçip oturduk.
Oturduğumuzdan beri bana bakıyordu.
"Ne var ne bakıyorsun?"
"Hiç sadece çok güzelsin ve güzelliğin gözümü kamaştırıyor." allahım bu nasıl güzel bir iltifat böyle.
"Ya öyle mi?"
"Evet öyle."
"Yaaa" resmen cilveleşiyoruz ya.
Ve dan dan dan dan dan beni öpptüü.
************
YENİ KARAKTERİMİZİ NASIL BULDUNUZ. YORUM YAPARSANIZ SEVİNİRİM. HEPİNİZİ ÖPÜYORUM.<3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SADECE SEN.
RomanceHer şey o biyolojik adamın gelmesiyle başladı,ama eğer o adam gelmeseydi Kağan ve Derinin hikayesi olmayacaktı. Aslında Derinin babasına geldiği için teşekkür etmesi gerekir. Kağan ve Derini merak ediyorsanız okumaya başlayın derim. <3