Hızla bodruma koştuğumda karşımda duran eli baltalı palyaçoya ağzım açık bir şekilde hiç kıpırdamadan bakıyordum. Neredeyse burun burunaydık. Neredeydi benim sevgili arkadaşlarım. Korkudan ağlayacaktım. Palyaço hızlı nefesler alıp psikopat psikopat gülmeye başladığında geri adımlarla ondan uzaklaşıyordum. Tabi bir şeye çarpmadan olur mu? Ben söyleyeyim olmaz. Arkamı dönüp çarptığım şeye baktığımda iskelet gördüm. Yine birşey değildi. Palyaçoya baktığımda hala bana doğru geldiğini gördüm. Merdivenin yukarısından bir ses geldi.
-Sky! Hemen buraya koş!''
Bu Charles'dı. Hemen karşımda baltayla duran palyaçoya bir yumruk geçirip hemen merdivenlere koştum. Palyaço ise hemen ayaklanıp peşimden koşmaya başladı. Bodrumun girişindeki kapıdan içeri girmiştim. Benden sonra Charles hızla içeri girip tam palyaço kapıyı açacakken kapıyı suratına kapatıp kilitledi. Burası çok küçük ve mumla aydınlatılmış beyaz bir odacıktı. Ve odada kanlı bir sedye ve tavandaki bir odaya geçmemizi sağlayacak bir merdivenden başka hiçbir şey yoktu. Tabi biz odayı incelerken bodrumdan kahkaha sesleri geliyordu.
-Hadi yukarı çıkalım. Bayanlar önden.
-Çok centilmensin ama önce sen çıksan?'' deyip yalvarır bakışlarla Charles'a baktım.
-Hım tamam. Ben önden gidiyorum o zaman.'' onunda çok korktuğu her halinden belliydi.
Charles merdivene adımını atar atmaz sedyenin altından bir bebek düştü. Bu Chucky'di. Ve ne güzel bir oyuncaktı öyle kesinlikle bize doğru geliyordu.
-Charles hadi! Hadi çık artık şu merdivenden. Öleceğim burada!!
*****
Skylar : Bir daha asla ama asla gelmem buraya. Psikolojim bozuldu resmen.
Delphine : Ya bu kadar abartmayın. Tamam bende korktum ama bu sadece bir oyun.
Ian : Evet aşkım. Sadece bir oyun ''du''. Artık kabusum.
Delphine bir kahkaha atıp Ian'a sarıldı. Onlar birbirine gülümseyerek birşeyler konuşurken , ben onlara bakıp ne kadar çok yakıştıklarını düşünüyordum. Sanki bu dünyaya gelmelerinin nedeni birbirlerini bulmakmış gibi.
Charles : Sky , neye gülümsüyorsun böyle?'' deyip Delphine ve Ian'a baktı.
Skylar : Sence de çok yakışmıyorlar mı? Sanki birbirleri için yaratılmışlar.
Charles : Belki... Bizd...'' Charles'ın sözünü kesen Malikane'nin sahibi Mr. Stann'di.
-Evet gençler. Cd'leriniz hazır her birinizin ayrı ayrı cd'leri var. Herkes kendisini izleyebilecek.
Kriss : Teşekkürler Mr. Stann. Bu arada oyun kesinlikle çok mükemmeldi. Tanıştığıma memnun oldum. İyi akşamlar.
Kriss Mr. Stann'le el sıkışıp herkes Mr. Stann'e iyi akşamlar dedikten sonra Malikane'den çıktık. Mr. Stann çok sevimli 50'li yaşlarda siyahi bir adamdı. Jordan ve Jason'ın baba tarafından bir akrabasıymış. Ve bizleri de Mr. Stann davet etmiş zaten.
Charles : Hadi herkes bizim oraya gelsin. Skylar'da ya da bizde Cd'leri izleyebiliriz.
Skylar : Tamam. O zaman herkes bizde.
Herkesin onayını aldıktan sonra arabalara geçtik. Evin önüne geldiğimizde Charles kendi garajlarına dönüp garaja arabasını park etti. Evin önüne geldiğimizde evde hiçbir ışığın açık olmadığını fark ettim. Demek annem ve babam hala eve gelmemişlerdi. Kapıyı açıp içeri girdim.
Skylar : Gerçekten psikolojim bozuldu sanırım. Her an bir yerden bir şey çıkacakmış gibi hissediyorum.
Kriss : Ahaha sadece biraz sakin ol Sky.
Jason : Tabi bunu oyunda neredeyse bayılacak olan bir insanın söylemeside ayrı bir ironi tabi.'' Herkes Jason'ın söylediği şeye gülerken Kriss Jason'ın taklidini yapmakla meşguldü.
Charles : Tamam , tamam. İçeri geçelim orda videoları izlerken yeterince güleceğiz zaten.
-Benim videomu izlemesek.'' deyip yalvarır bakışlarla bakan Kevin'a herkesin tek bir cevabı vardı.
-Hayır!
Skylar : Hadi salona geçin bende yiyecek birşeyler getiriyorum.
Mutfağa gittiğimde cips dolabını açıp 5 tane farklı türlerden cipsler çıkarttım. Cipsleri büyük kaselere koyup ikisini salona götürdüm.
Skylar : 3 kase kaldı biriniz gelip birini alabilir mi?
Jesslyn : Geldim.
Salona geldikten sonra Kriss'in yanına oturup ayaklarımı üzerine uzattım. Tabi birde Delphine'in. Aynı zamanda birazcık da Ian'ın. Bacaklarım gerçekten uzundu.
Kevin : Evet kimle başlıyoruz. Bence en çok atraksyonu yaşayan ev sahibine öncelik verelim.'' deyip şeytani bir kahkaha atan Kevin'a bakıp gözlerimi kısarak 'öldün sen' bakışını attım. Bu o kadar önemli birşey değildi. Sonuçta herkesin videosunu izleyecektik. Ama yine de o bakışları atmak içimden gelmişti. Yani ne yapsaydım içimde mi kalsaydı. Neyse şuan kendimle tartışmayı bırakmam gerekiyor sanırım.
Kevin : Evet başlatıyorum.
Everybody : Yeeees!!!
*****
Jesslyn : Benim favorim Kevin'ın ki. Gülmekten ağladım resmen.
Skylar : Aynen. Ahaha o kız gibi çığlık atması. Cidden o sesi nasıl çıkardın acaba Kevin?
Kevin : Ehehe geçin bakalım dalganızı. Jesslyn senin o yüz ifadelerin... Skylar o senin o palyaçoya on saat bakman... Bir de benimle dalga geçiyorlar.
Skylar : Hey! Bikere ben orada resmen şok geçirmiştim.'' deyip surat astığımda Kevin bana suratını buruşturup kollarını göğsünde birleştirdi. Bir de trip atıyordu.
Delphine : Hadi kalkalım biz de. Saat 3'e geliyor.
Skylar : Ne! O kadar oldu mu ya annemler gelmedi daha.
Elizabeth : Tatlım. Biz siz gelmeden önce uyuduk. Biraz su içip geri uyuyacağım iyi geceler gençler.'' annem kapının kenarına yaslanmış ve cümlesini bitirdikten sonra mutfağa gitmişti. Bizimkilerde giderken anneme selam veriyorlardı. Annem yukarı çıktıktan sonra herkesi kapıya kadar geçirip sarıldım. Sona Charles kalmıştı.
- Charles sen bana Jesslyn ve senle ilgili birşey söyleyecektin sanırım.
-Jesslyn mi? Ha o konu sanırım o sırada birazcık heyecandan bir şeyler zırvalayacaktım.
-Yani asıl konu?
-Belki gündüz konuşsak daha iyi olabilir iyi geceler.'' deyip yanağımdan öpmüştü Charles. Dışarıya adımını attığında kolundan tutup onu durdurdum.
-Charles gitmesen...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Miami
Teen FictionSkylar 17 yaşında Miami'de yaşayan bir genç kız. Miami , sahil , sörf , ailesi , arkadaş grubu ve yaşadıkları anılar birer macera onlar için. Skylar Ivy'nin dünyasına hoşgeldiniz...