Karşılama Hediyesi

1.2K 73 12
                                    

Bölüm 2

Multimedia'da Ahsen ve Gece'nin yaptığı graffiti. 

Heyecanla beklediğimiz(!) Pazar sabahı gelip çatmıştı.

Kocaman iki valizimi ve sırt çantamı sürükleyerek indirdim merdivenlerden.

Geçtiğimiz bir gün boyunca annemle konuşmamış kendimi odama kilitlemiştim. Bu o çocuğu düşünmeme daha çok vakit tanımıştı. Giderken gönderdiği gülümseme rüyalarıma giriyordu. Dediğini yapacak bir tip gibi görünüyordu ve ben, bizi o okulda nelerin beklediğini çok merak ediyordum.

Ne olursa olsundu. Dört tane üç harfliyle iki yıl uğraşmıştım ben bu yıldırmazdı beni. O kuralları da alıp kendileri kullansınlar.

Mahallemizin candan, kadrolu dedikoducu teyzesi Nezahet Teyze hızlıca çekip sarıldı bana.

"Bak kızım bir şeye ihtiyacın olursa söyle koşar gelirim valla." Duraksadı ve sesini daha da kısıp kulağımın dibine girdi "Eğer yakışıklı maddi durumu iyi çocuklar varsa al beğen seneye de Sinem'i sizin okula yollayalım okuyacağı yok zaten zengin biriyle evlensin hayatı kurtulur kızımın."

Sinemde bizim mahallenin kadrolu koca arayanlardandı. Daha benim yaşımdaydı ama evlenmeye öyle bir merak salmıştı ki kız bu konuda doktora ve master yapabilirdi.

"Merak etme Nezoş Teyzeciğim alır saklarım Sinem'e. Seneye o gelince taze taze çıkartırız."

Ne diyorum ben ya? işte bunların aile böyle beş dakika düşün oksijenle kafa buluyordun.

Nezahet teyze kafasıyla onaylayıp sıkı sıkıya sardığı kollarını çözdü.

Anneme döndüğümde ağlıyordu. Çağırdığımız taksinin geldiğini görünce anneme elimle selam verip taksiye valizlerimi koydum ve adresi verdim.

Kesinlikle annemle bir süre konuşmak istemiyordum.

Zaten yakın olan okula geldiğimizde taksicinin yardımıyla valizlerimi indirdim.

Ayşe okulun kapısında girmemiş bekliyordu ya da valizini taşıyamadığı için bizi beklemişti.

Valizlerimi sürükleye sürükleye yanına götürdüm. Konuşmakta tereddüt etsem de burada bu kızlardan başka kimim vardı ki?

"Selam" şaşkınlıkla kafasını kaldırdığında içten ama gözlerime ulaşmayacak şekilde gülümsedim.

"Selam" dedi seviyeli bir ses tonuyla.

Bir anda tabi ki can ciğer kuzu sarması olamazdık ama bir yerden en azından düşman olmamaya başlamalıydık.

"Diğerleri geldi mi?" Sorumu Ayşe'ye yöneltir yöneltmez tozu dumana katarak önümüzde siyah bir motor durdu ve havalı bir şekilde Aslı kaskını çıkarttı.

"Ne yapıyorsun kızım? Böbreklerim kumla doldu." Diye sitem ettim Aslı'ya.

"Motor bu kızım hakkını verip kullanmayacaksak niye var?" kendisiyle gurur duyar gibi kaskını kolunun altına alıp konuşmuştu. Tekrar söylüyorum bu Aslı motoru Hüsnüyle evlenemezse kimse evlenemezdi. Bunların aşkı Leyla ile Mecnunda yoktu.

"Valizlerini ne yaptın yatılı geliyoruz buraya haberin var dimi" Ayşe küçümseyici bakışlarını Aslıya gönderirken Aslı konuştu.

"Biliyoruz herhalde buranın yarı kapalı hapishane olduğunu motorla getiremeyeceğim için İrem'in limuzinine yükledim."

"Selam kızlar, ben geldim" Ahsen bir tane battal boy valizini ve sırt çantasını çekerek buraya getiriyordu.

"Buraya kadar yürüyerek mi geldin?" Aslı inanamadığını belirten ses tonuyla bir az abartılı bir şekilde konuşmuştu.

100 Erkek 5 KızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin