6

12 2 1
                                    

Arayan telefon sesiyle cümlesi yarıda kaldı.

Onu buldum.Tamam hemen geliyoruz. Dedi telefondaki sese.

Büyük ihtimal telefondaki orhandı.

Gitmemiz gerekiyor defne hadi.

Gelmem için kelimelerini yumuşatıyor mu bu? çünkü normalde
Gidiyoruz hemenn.
Gibi cümleler kullanırdı da.Bir anlık şokla kafamı salladım.uzun araba yolcuğumuzda hiç konuşmamıştık.Anahtarı kontaktan çıkardığında bende kapının koluna yönelmiştim.tam kapiyi acacakken Kolumdan tutup beni durdurdu.

Defne.

Kafamı ondan tarafa çevirdim.

Bana güveniyor musun ?

Haydiii cenaze namazına.Soruysuyla kalbim gümbür gümbür atmaya başladı.Bana niye sürekli bunu yapıyordu ki.Hayır demeliyim.Sonuçta hala benimle ilgili fikirlerini demedi.Ama ya bana değer veriyorsa ve ben ona şimdi güvenmediğimi söylediğimde bu fikrinden vazgeçerse.Kafamda bir ton deli soru dönüyordu.Bunları düşünüp sessiz kalınca

Sanırım ben cevabını anladım .dedi

Bozulmuştu.Kapısını hızla kapattı.
Demir kapının oraya gitti.Kapıda kimse yoktu.Ben kaçtığımdan dolayı ya yeni bir sistem ayarlıyorlardı. Yada korumalar kovulmuştu.buna sebep oldugumu dusundugumde yuzum dustu.

Sedaat. Diye bağırdı poyraz kapıyı açmaları için.Benim yüzüme dahi bakmıyordu.Arkasında usulca duruyordum.çocuk kapıyı açmaya gelirken

Nerdesiniz lan. siz ne sikime yarıyonuz ben anlamıyorum.Ben size burdan bir dakika dahi ayrılmıcaksınız demedim mi ?

Burda orhandan sonra poyrazın sözü geçtiği için çocuk susmak durumunda kalıyordu.poyrazin azari bitince
Binaya girdik.Belliki orhan bizi bekliyordu.gri kapının önüne geldiğimizde o tam kapıyı açacakken

Sana güveniyorum. Dedim

Sırtı bana dönüktü.

arabada sessiz kaldım çünkü gerçekten sürekli kendimi sorgulamaktan yoruldum.Kendi kendime cevapları bulamıyorum.Beni bilinmez bir yola soksan bile sana güveniyorum dedim.

Elini kapının tokmağından yavaşça çekti.Bana doğru döndü.Bir elimi tuttu.

Bismillahirrahmanirrahim.

Üst kata çıktık.Ellerimiz hala bir bütündü.Odasına vardığımızda elimi bıraktı.

Orhan ikizin bir iş yapmasını istiyor.

İkimiz lafını duyunca kalbim tekledi.niye her seferinde boyle oluyor ?????

Nasıl bir iş? Dedim.

Özkan Aksoy u tanıyor musun?.Kendisi on yıl gece gündüz sadece resim yapıyor..Bir çok resim yapıyor fakat hiç bir zaman istediği talebi göremiyor.Bir gün kızı ona on yıldır bu işi yaptığını fakat değerli bir eser ortaya koyamadığı bundan bir kazanç saglamayacağını kötü bir ressam olduğunu söylüyo.Adam kızının bu sözleriyle yıkılıyor ve resmi bırakıyor.Bütün hayallerinden vazgeçiyo.Beş yıl sonra kızı kalp krizi geçirip vefat ediyor.Adam dahada çöküyor tabii.Bir gün eline bir mektup ulaşıyor.Adam zarfın üstüne bir bakıyor ki kızının ismi yazılı

Yoksa kızı ölmemiş mi dedim kendimi kaptırarak.
Hee defne kız zombi heee. Diyip anlatmaya devam etti.
Adam zarfı açıyor bakıyor ki kızı ölmeden önce kendisine bir mektup yazmış.Mektupta babasına kötü bir ressam olduğunu söylediği günden bahsediyor.aslında babasının çok iyi bir ressam olduğunu resme tekrar geri dönmesini ve hayatından bu mutluluğunu çaldığı için kendisini af etmesini diliyor.Tabi adam günlerce kendine gelemiyor ağlıyo düşünüyor.Bir gün geliyor adam tekrar fırçasını eline alıyo ve birbiriyle bağlantılı iki resim yapıyor.Yaptığı bu resimleri hayalindeki gibi sergiliyor.Adam bu ikiz tabloyla hayatının en büyük başarısına imza atmış oluyor.

Vayyy bee dedim.

Bir buçuk sene önce bu ikiz tablolardan biri çalındı.

Ne nasıl?
Kim çalmış?

Bunu yapan camiada tek kişi var.Daha öncede çalınmaya teşebbüs edilmiş fakat çalamamışlar.Orhan bizden kalan diğer tabloyu çalmamızı istiyor.

Nee? Bunu yapan bir tek adam varsa nasıl bizden böyle bi şey isteyebilir?

Tabloyu çalan kişi bir kadın defne.

Kadın mı ? Vaoovvv bunu tek yapabilen kişi bir kadın şuan gerçekten şoktayım.

Aslında amaçları iki tabloyu birden çalmakmış.Fakat böyle çalınma ihtimaline karşı ikiz tabloları brirbirinden ayrı yerlerde sıkı bir sistemle korumaya almışlar.Bunun için camiadaki en iyi kadın ve adam hırsız tutulmuş.ikiz tablolar farklı şifre sistemleriyle korumaya alınmışlar.Fakat bu şifrelerin birbiriyle bağlantılı olduğunu biliyoruz.Adamla kadın plana başladıklarında ise şifreyi kırıp tabloların bir tanesini çalabilen kadın oluyor.Adam ise yakalanarak vuruluyor.

Yani diğer tabloyu çalmak için şifreyi bilmemiz gerekiyor.

Aynen öyle.Eğer şifreyi bilirsek diğer tabloya ulaşabiliriz.

Adam vurulduysa şifreyi bilen tek kişi kadın.O zaman ona ulaşmayı deneseydiniz?

Kendisi tabloyu çaldıktan sonra bir kaza geçirdi.Kafasına büyük bir darbe alınca hafızasında büyük kayıplar oluştu.Araştırdığımıza göre şifreyi hatırlamıyor.Hatta hırsız olduğunu dahi bilmiyor.

Yani şuan şifreyi kimse bilmiyor öyle mi ? Ve biz kimsenin bilmediği bir şifreden yola çıkarak diğer tabloyu çalıcaz.Ben bunu yapamam.Ben beceremem elim ayağım dolanır benim dedim.

Sen kara meleksin.Yapabilceğini biliyorum.

Dedi.

Arkadaslar nasil umarim begeniryorsunuzdur.cok duzgun yazamiyorum cunku telefondan yazmak durumundayim kusura bakmayin bu yuzden.yorumlarnizi bekliyorum lutfeennn yorum yapin gidisatimla ilgili

KARA MELEK #Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin