-9-

278K 9.3K 1.1K
                                    

Genç kız ertesi gün uyandığında, saat 10 buçuğa doğru geliyordu.

Yağmur huzursuzca bakışlarını odada gezdirip, ensesini kaşıdı. Yataktan kalkıp, üstüne rahat bir şeyler giyindikten sonra, odadan çıkıp, yalın ayakla yeni evini gezdi.

Merdivenlerden aşağıya indiğinde, tüm kapıları tek tek açıp içerisine baktı.

Salona girdiğinde ise, genç kızın gözleri parlamıştı. Tam karşısında boydan boya pencere vardı ve bu pencereden muazzam bir İstanbul manzarası görünüyordu. L şeklindeki beyaz koltuğa ise, yaklaşık sekiz kişi oturabilirdi.

Son olarak mutfağa gidip, buz dolabını açtı. Nesrin hanım tüm dolabı doldurtmayı unutmamıştı. Yağmur dolapları tek tek açıp, krep hazırlamak için bir tava aradı. Krep tavasını bulduğunda, malzemeleri çıkarıp hamurunu hazırladı.

Çay suyunu demliğe boşalttıktan sonra, hazırladığı krep hamurunu bir kepçe yardımı ile yavaşça tavaya döktü.

Genç kız işine o kadar odaklanmıştı ki, Buğra'nın mutfak kapısına yaslanıp, kendisini izlediğini fark etmemişti bile.

Buğra alaycı bir şekilde "Günaydın, canım karıcığım!" dediğinde, Yağmur birden yerinden sıçrayıp, arkasını döndü.

"Korkuttun beni!" dedi elini kalbinin üstüne koyarak ve karşısında spor eşofman ile duran adamı tepeden tırnağa kadar süzdü.

"Evde değil miydin? " diye sorduktan sonra, gözleri ile Buğra'nın elindeki gazeteleri işaret etti.

"Uyku tutmadı, ben de gidip gazete aldım. Üçüncü sayfada bizim düğün haberi var. "

"O kadar rol yaptık. Umarım iyi şeyler yazmışlardır. " dedi ve arkasını dönüp krepleri bir tabağa koydu.

Buğra, kahvaltı masasına oturup
"Yazmışlar merak etme. Sadece bir tane gazete 'de kadın ilişkimizden şüphe duymuş. Bu demektir ki, evin içinde bol bol gülücüklü fotoğraflar çekip, sosyal medyaya aktarmamız lazım.

Yağmur ciddi bir şekilde Buğra'ya bakıp "Şaka yapıyorsun dimi? „diye sordu.

"Maalesef şaka falan yapmıyorum. Evliliğin gerçek olmadığı anlaşılırsa, itibarımız 5 paralık olur."

Yağmur sinirle homurdandı ve kaynamış olan çayın altını kapatıp, demlikleri masanın üstüne indirdi.

Buğra telefonunu çıkarıp, kahvaltının görüntüsünü aldı.

"Ne yapıyorsun? "

"Birazdan görürsün. " dedi ve bir şeyler yazdı.

Yağmur bardaklara çay doldurduktan sonra, yerine oturdu ve bir krep alıp, üstüne bolca Nutella sürdü.

Buğra ayağa kalkıp, buz dolabından iki tane muz çıkardı ve dilim dilim doğrayıp tabağa koydu.

"Nutella'lı krepin içine bir de muz koy. Amerika'da yaşadığımda çok yiyordum öyle."

Yağmur bakışlarını genç adama yöneltir "Yurt dışında mı yaşadın sen?" diye sorduğunda, Buğra yüzünü aşıp, kısık bir sesle "Babamın zoruyla..." dedi.

Yağmur çayından bir yudum alarak "Anladım, sanırım senin için tatsız bir konu." dedi.

"Biraz öyle, en iyisi konuyu kapatmak."

İkisi sessiz sedasız kahvaltılarını bitirdikten sonra, Buğra oturduğu yerden kalkıp salona geçti. Yağmur bulaşıkları toplarken, genç adamın kendisine yardım etmemesine kızıyordu. İşini bitirdikten sonra, salona gidip, Buğra'nın karşısındaki tekli koltuğa oturdu.

BABAMIN VASIYETI 1 (KİTAP OLDU) #Wattys2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin