Sabah güneşin yüzüme vurmasıyla, gözlerimi hafifçe araladım. Yatağımın hemen yanında duran komodinin üstünden telefonumu alıp saate baktım. Saat henüz 07:32'ye geliyordu. Telefonu tekrar yerine koydum ve yatakta yüz üstü yatan Didem'e baktım. Ağzı yarı açık, siyah saçları karışmış bir şekilde uyuyordu. Onu uyandırmadan yavaşça yatağımdan kalktım ve banyoya gidip rutin işleri hallettim ve ardından uzunca aynaya baktım. Didem haklıydı. İyice zayıflamıştım, yüzüm çökmüştü ve gerçekçi olmak gerekirse artık eski güzelliğimden eser kalmamıştı.
"Bakıyorum tavsiyeme kulak vermişsin."
Bunu söyleyen kapının pervazına yaslanan Didem'den başkası değildi.
"Haklısın, hassaslığı bir kenara bırakıp, güçlü olmaya bakmalıyım. Ama bu durumda bunu nasıl yapacağımı gerçekten bilmiyorum."
"Şu kötü günleri birlikte atlatacağız canım arkadaşım benim. Emin ol ki, ben her zaman yanında olacağım. İlk olarak birlikte güzel bir kahvaltı yapacağız. Bugün ofisten izin alacağım, ardından arabanı alıp Müco'ya gideriz. Buğra ile buluşmadan önce, sana acil bir bakım yapsın. Her ne olursa olsun, onun karşısında böyle perişan görünmene izin vermeyeceğim."
"Tamirhaneden sonra babama gitmeliyim Didem. Sonra Müco'ya gideriz. "
Didem kafasını sağa sola sallayıp
"Hayır, başta kuaföre gidelim ki, baban senin bakımlı halini görüp sevinsin. Ahmet amca senin bu halinden negatif enerji alıyor bir tanem. Ama karşısına eskisi gibi bakımlı çıkarsan, eminim ki çok sevinecektir.""Kısacası babama yıkılmadım ayaktayım modu mu sergileyeyim?
"Aynen öyle tatlım. İnan bana, baban bugün çifte mutluluk yaşayacak. "
Derin bir nefes alıp " Zaten her şeyi onun mutlu olması için yapıyorum."
***
İki genç kız kahvaltı yaptıktan sonra, tamirhane 'ye gidip, Yağmur'un arabasını teslim aldılar. Ayrı araçlara binip, senelerdir müşteri oldukları gay kuaför Müco'nun yanına sürdüler.
İçeri girdikleri an, yeni elemanı kızları karşıladı.
Didem çocuğu süzüp "Müco yok mu?" diye sorduğunda, çocuk tatlı tatlı gülümseyip "Arkada hanımefendi, hemen çağırayım mı?"
"Evet lütfen."
Çocuk arka tarafa geçtiğinde, Yağmur telefonunu çıkarıp, saati kontrol etti. Babasına erkenden geleceğine dair söz vermişti ve sözünü tutamadığı için kendine kızıyordu, fakat sırf onun mutluluğu için gelmişti buraya.
Didem arkadaşının telefon ekranına gözünü dikip "Buğra'dan mesaj var mı?" diye sorduğunda, Yağmur kafasını hayır anlamında sallayıp "Hayır, henüz mesaj yok." diye cevap verdi.
Müco kızları görür görmez "Ay ay kimleri görüyorum ayol burada." dedi ve ikisine teker teker sarıldı. "Kız Yağmuş bu ne hal böyle? Yağmur'dan kaçayım derken doluya mı yakalandın? Tam bir fiyasko!"
"Bilmediğin çok şey var Müco, bu halime şükret bence. "
"Ayol anlatmazsan çatlarım kız. Otur şuraya, sana saç analizi yapayım." Ardından diğer çocuğa bakıp "Emre, sen de Didoşum ile ilgilen. Ama bize önceden bol şekerli, köpüklü Türk kahvesi getir."
Mücahit, nam-ı diğer Müco kafasını sallayıp " Sana komple bakım yapmamız lazım Yağmuş. Bayağı bir kesmem gerekecek."
"O zaman düğün topuzumu nasıl yapacaksın? " diye sordu kısık bir ses ile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BABAMIN VASIYETI 1 (KİTAP OLDU) #Wattys2019
ChickLitBabamın Vasiyeti adlı kitabım www.bkmkitap.com/babamin-vasiyeti sitesinde sadece 7,90 TL ❤️ Yağmur, doğduğu gün hiç görmediği annesini kaybettiğinden dolayı, babasına çok bağlıdır. Tek dileği ise, üniversiteden mezun olup, babası ile birlikte şirket...