Öldü

13 2 2
                                    

Multimedia; Sırina hava bükerken...

İçeri girdiğimizde her yer karanlıktı hemen elimizdeki fenerleri yakıp etrafıma bakmaya başladık. Merdivenlerden biri inerek konuşuyordu.

"Ne o arkadaşınızı gerimi getirdiniz?"

Abim bu sesi tanımıştı sanki. Sesin geldiği tarafa bakıp

"Thomas sen misin? Kaçırdığınız kız büyücülerle beraber bir anlaşmamız var ona zarar veremezsiniz bırakın onu"

Abim vampiri tanıyordu. Birden merdivenlerden inmeye başladılar. 10, 20, 30 derken neredeyse 50 vampir etrafımı çevirdi. Elena'yla birbirime bakıyorduk. Saldırmak için anı bekliyorduk derken Thomas denen vampir öne çıkıp

"Valvorine sen bizimle dalgamı geçiyorsun adamını yolladın ya kızı onla yolladım zaten. Vampiriz ama anlaşmaya her şekilde uyarız."

Deyip yüzündeki ciddi ifadeyi korudu. Ama ne adamından bahsedıyordu onu anlamamıştım. Biz şaşkınlıktan konuşamıyorduk. Sırina'yı buradan kim çıkarmıştı?

Abim hiç uzatmadan
" Ben adam falan yollamadım. Şimdi yalan atmada ver kızı gidelim Thomas."

"Yo yoo yalan atmıyorum. Sarışın bir çocuk geldi saçları uzundu biraz. Bana kızın melez olduğunu anlaşmaya dahil olduğunu söyleyince bende verdim kızı ona gittiler"

Abim bize dönüp bunu kim yapmış olabilir dercesine baktı. Bunu kimin yaptığını biliyordum sanki bu işi 'Edward'dan başkası yapamazdı. Çığılık atarcasına bağırdım.

"Edward, Sırina'yı burdan Edward aldı" deyince herkes bana baktı. Ben öyle deyince hemen kapıya yöneldik ama vampirler önümüzden çekilmiyorlardı.
Abim sinirle Thomas'a dönüp
"Gitmemiz lazım" dedi. Ama Thomas gözlerini devirip

"Burada misafirleri sevmeyiz. Ama giderken size bir hediye vermemiz lazım" demesiyle bir vampir tırnaklarıyla Elena'nın kolunu tuttu ve sertçe çekti. Tırnakları Elena'nın kolunu jilet gibi kesmişti. Tam kılıcımı çıkarmıştım ki vampirler birden zıplayıp tavana ulaştular tavandaki büyük bir delikten hepsi oraya girdi. Biz kılıcımızı çıkarana kadar onlar gitmişlerdi.

Hemen yerde acıdan kıvranan Elena'yı alıp çıktık ordan. Elena'nın kolu oluk oluk kanıyordu. Elena bu haldeyken Sırina'yı Edward'ın elinden asla alamazdık. Abim Elenay'ı kucağına aldı ve eve doğru gitmeye başladık sinirden az kalsın ağlayacaktım. Abim benim halimi görüp
"Merak etme Edward ayyaşının yerini biliyorum Sırina'yı kurtaracağız"
Deyince biraz rahatladım çünkü nerde olduklarına dair sn ufak bir fikrim yoktu. Ama abimin böyle demesiyle biraz olsun hafifledim.

Eve gelince hemen Elenay'ı koltuğa yatırdık. Yolda gelirken kan biraz olsun durmuştu. Hemen ilk yardım çantasını getirdim. Elena koltukta oturmuş yine küfürleri saydırıyordu.
"Böyle işin a... k... nasıl olurda bulamayız onu çıldıracağım."

Bense onun kolunu temizlemiş mikroplardan arınması için krem sürmüş sargı beziyle sarıyordum. Ama o sanki ben odada yokmuşum gibi kendi kendine konuşuyordu. Abim içeri girip
"Yarın Edward'ın evine gidiyoruz Sırina'yı ordan almamız lazım"
Elena hemen atıldı
"Bende geliyorum"
Ama abim
"Hayır sen evde kalıyorsun kolun kötü"
"Senden izin alacak değilim Valvorine"
Abim sinirle ellerini ensesinde birleştirdi ve bir şey demeden yukarı çıktı. Ben Elena'ya bakıp tam yarın gelme diyecektim ki beni susturup
"Yarın bende geliyorum Alex" deyince ağızımı açmadan hemen odama çıktım. Yatağıma yatıp ağlamaya başladım ya o helif tekrar onunla birlikte olmaya kalkarsa Sırina bunu kaldıramazdı. Ve bu zamana kadar hiç ağlamayacağımı düşünürdüm ama... ben Alex Collins'i ağlatan tek kişi Sırina'yı şimdiden özlemiştim.

KANATLARIM OL!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin