4.Bölüm

37 2 8
                                    

Kolundaki kadının sıcaklığıyla tüm bedeni alev alırken mırıltıları arasında arkadaşı Erkan'a küfürler savuruyordu. Ondan fırsat buldukça aynı küfürleri kendisine de sayıyordu ardı ardına. İstifa etmişken, şu kolundaki şeytana kandığı ve yeniden geri döndüğü için küfürleri her dakika daha da çoğalıyordu. Lanet olsun!

"Yeter artık Bedran!" diye fısıltıyla isyan ederken adamın kaslı kolunu sıktı. Pazılarının sertliği sıkmaya izin vermeyecek derecedeydi elbette. Ama onun parmakları da normal kadınlarınki kadar güçsüz değildi. Bedran gibi gücü kuvveti yerinde olan adamları yere serebilmek için kendini geliştirmişti. Küçük desibeldeki sesini ayarlayabilmek için sıkılı dişleri arasından konuşmaya devam ederken, bir yandan da insanlara karşı mutlu çift rolünü oynamaya çalışıyordu. "Merkezden çıktığımızdan beri söyleniyorsun, yetmedi mi? Dur artık!"

"Sen bu işten zevk duyuyor olabilirsin." dedi hafif kulağına doğru eğildiği Alev'e. Etraflarındaki insanlar bunun bir cilveleşme olduğunu düşünüyor olabilirlerdi. Ama gerçek bu değildi. "Ama ben gerçekten iğreniyorum." diye eklerken oldukça acımasızdı. Sözlerinin aksine bakan gözleri belki de ona çevrili değil diye bu kadar acımasızdı. Başarılıda oluyordu doğrusu. Sözlerindeki genç kadını yaralama hedefi tam on ikiye isabet etmişti. Ama hedefi vurup vuramadığını bilmesi çok zordu. Yanındaki kadın çok iyi eğitimliydi. Söylediklerinden etkileniyorsa bile bunu saklamayı çok iyi başarıyordu.

Alev işittiği sözleri duymaktan elbette ki haz almıyordu. Bu adamın ağzından duymaya alıştığı şeyler hakaretler değil, sevgi sözcükleriydi. Ama şu an işittikleri hakaretten bile ağırdı. Bu yüzden sustu. Konuşursa duygularına hâkim olamayabilirdi. Zoraki gülümsemesini yeniden takındı ve etraftaki insanlara yalancı bir mutluluk tablosu bahşetti. Her ne kadar duygularına hâkim olmaya çalışsa da, gözlerini parlatacak kadar yaş birikmişti. Bakış acısını buğulatan bu yaşları savuşturdu hızlıca. Duygularını kontrol etmeliydi. Onları kontrol etmeyi çok uzun zaman önce öğrenmişti ve şu an onları kontrol etmenin tam zamanıydı.

Kolundaki, etraftaki herkesin karısı olarak algılamasını istediği ve gerçekte de aslında karısı olan kadınla yürümeye devam etti. Otelin kapısından içeriye girdiklerinden beri sesinin desibelini biraz daha düşürmüştü. Alev'in sessizliği ise umurunda değildi. Nasılsa beş yıl önce kaybettiği sevdiceği gibi cıvıl cıvıl bir kız yoktu artık. O yüzden konuşması sadece sinirlerine dokunmaktan başka işe yaramayacaktı. Susması en hayırlısıydı.

Resepsiyona yanaşıp isimlerini verdiklerinde, kendileri için ayırtılmış lüks balayı süitinin anahtar kartı hemen teslim edilmişti. Kartı alan Bedran resepsiyoniste sahte bir gülümseme bırakıp ardına döndüğünde yeni bir küfür savruldu dudakları arasından kısık bir homurtuyla. "O alçağın parayı nereden bulduğunu öğreneyim, kökünü kurutacağım!" diye de yemin verdi kendi kendine. Lanet olası herif, her şeyi gerçek bir balayı için ayarlamıştı resmen. Odaya girdiklerinde güllerle kaplı bir yatak görürse şaşırmamalıydı. Hatta şampanya bile gelirdi kesin. Ah, bu iş bittiğinde sıkı bir dayak çekecekti ona. Unuttuğu şu güçlü yumruklarını hatırlatacaktı. Hastanelik olana dek dövecekti. Bu koluna taktığı sürtükle beş yıl önce nikâh masasına oturmuş ve hâlâ boşanmamış olmasından yararlandığı için onu öldürse bile rahat edemezdi. İnsan bunu can dostuna nasıl yapardı?

"Biraz gevşer misin lütfen!" dedi Alev. Ardından da ekledi: "İki metre öteden bile rahatlıkla fark edilebilecek bir gerginliğe sahipsin. İnsanlar anlayacak her şeyi ve görev mahvolacak!"

Alayla gülen Bedran "İşine gelmez mi?" diye sordu. "Ne diye beni uyarıyorsun, faydalansana!"

Genç kadın ne derse desin onu ikna edemeyeceğini bildiği için yine sessiz kalmayı tercih etti. Onunla birlikte attığı bu adımların neye hizmet ettiğini anlayamayacak kadar kör olması onun sorunuydu. Sonrasında pişman olacak olanda oydu.

AYNADAKİ SENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin