"Hayaller," Pansy sürtük bi şekilde parmağıyla kendini işaret ettikten sonra, "vs hayatlar." dedi ve parmağını bana doğru salladı.
Elimdeki ders kitaplarını yere atıp ona doğru yürüdüm ve parmağını tuttum. "Ne diyo'n sen amk?"
Siniri bozulmuş bi şekilde dişlerini gıcırdattı ve elini çekip kıvırta kıvırta erkekler tuvaletine ilerlemeye başladı. Bu kızı bi gün 89 farklı şekilde sikicektim ama bakalım hangi gün. Arkasından ilerlerken dudağımı büzdüm ve duraksadım. Asamı eteğime doğrultup dizlerimin oldukça üzerine kısalması için bir büyü fısıldarken süveterimi çıkardım ve gömleğimin ilk üç düğmesini açtım.
Erkekler tuvaleti beklediğimden daha güzeldi. Havada uçuşan spermler ve daha iğrenç şeyler beklerken gayet temiz bir yere gelmiştik. "Acaba yanlış mı geldik...." dedi Pansy tuvalette gezerken.
"Orasını da sen bil Parkinsürtük."
Işık hızıyla o iğrenç saçlarını bana doğru savurdu ve yeni halimi görünce bir an duraksadı. Gözlerini kısıp yavaş yavaş gülümsedi. "Aslında yakışmış biliyo musun-"
Tam bir şey diyecekken ikimizin de son tuvalet kabininden duyduğumuz ses susmasına neden oldu. Duyduğum anda ağzıma kusmuk tadı geldi ve yüzümü ekşittim.
"Birinin adını söylüyor," diye fısıldadı kıkırdayarak Pansy. Ben de gülerek yaklaştım ve erkeğin inlemeleri daha net duyulmaya başladı. İnlemelerin arasında, bir kızın adı... hatta...
"HERMİONE"
NE?! Bu da kimdi? Boğuk sesiyle haykırdığında ve inlediğinde kıpkırmızı oldum. Pansy' de şaşırmıştı. Hatta bu iğrençliği kıskanmıştı. İkimiz de kendimizi apar topar dışarı attığımızda beynim mangal gibi olmuştu.
"İnanamıyorum Granger bir erkek seni düşünerek kendini tatmin ediyor.." dedi ve gözlerini kocaman açtı.
Yaşadığım iğrençliği görmezden geldim ve o an tek isteğim olan Pansy'i yenmeye çalıştım. "Gördüğün gibi benim adımı sayıklıyordu." dedim saçımı parmağıma dolayıp sürtük bakışı atarken.
Yine suratını buruşturup bir şey diyecekti fakat o sırada arkamızda bir hareketlilik oldu. Hemen koridordaki kupa dolabının arkasına saklandık ve kimin geleceğini görmeye çalıştık. Boklu Salazar aşkına umarım yakışıklı biri-
"Neville Longbottom mı?!" dedi Pansy sessizce alay ederek.
Embesil Neville gomleğini duzelte duzelte tuvaletten çıkıp koridorda ilerlerken hayal kırıklığıyla yerime sindim. Dudak büzük Pansy'e sikici bakışlar atmaya başladım. "Bu gerçekten iğrenç, ama sonuçta o da bir erkek Granger üzülme.."
Fakat o sırada erkekler tuvaletinden biri daha çıktı. Gördüğüm an gözlerimi ışığıyla yakan sarı saçlar, masmavi gözler, adeta adonis bir vücut ve insanı kendinden geçiren o tipi.. "Draco Malfoy," diye fısıldadım zaferle. Şimdi somurtma sırası Pansy'deydi.
Acaba ismimi sayıklayan Draco'muydu, yoksa Neville'mı?..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bu Nasıl Hermione?
De TodoBildiğiniz tüm Hermione'leri unutun, öyle bir hikaye.. →Bol bol argo, rahatsız olacağınız kelimeler, ve erotizm.←