Ben Eren. 24 yaşındayım. Insanları kırmaktan ve onları eziklemekten hoşlanırım.
Bir gün öldüğümde yalnız olacağım. Kokmadan kimse farketmeyecek benim yokluğumu. Arkadaşım da yok zaten. Halı saha maçlarından nefret ediyorum. Gitmedim hiç zaten. 24 yaşındaki bir bedene 89 yaşındaki bir amcayı sığdırdım.
Her şeye söyleniyorum, hiçbir şeyden memnun değilim.
Mutlu insanlardan nefret ederim.
Insanlardan nefret ederim.
Huysuz şirine benziyorum. Ne kadar şirin olduğum da tartışılır.
Yakında bastonla gezeceğim.
Denizin kokusunu içine çektim. Deniz kokusundan nefret ediyorum.
Hızlıca yürümeye başladım. Bir kadın yardım isteyerek bağırdı, sanırım çantası çalındı.
Yardım isteyenlerden nefret ederim. Bağıranlardan da.
Biri koşarak yanımdan geçti. Koşanlardan nefret ederim.
Durakta beklemeye başladım, eve gidecektim bu kadar iğrençlik görmek bünyeme ağırdı.
Otobüs beklemekten nefret ederim.
Yanımdaki kız bana dokundu. Bana dokunulmasından nefret ederim.
"Bakar mısınız?" bana soru sorulmasından nefret ederim.
Bıkkınlıkla nefesimi verip ona döndüm.
"Bir fotoğraf çekinebilir miyiz?"
Fotoğraf çekinmekten nefret ederim.
Kollarımı göğsümde bağladım. "Neden ben?"
Omuz silkti. Sorularımın cevapsız kalmasından nefret ederim.
Ben sinirle bakarken çoktan fotoğraf çekinmişti.
Kulağıma yaklaştı. Nefesini boynuma üfledi. Bundan nefret etmedim sanırım.
"Çok yakışıklısın," dedi ve güldü. Yüksek sesle, kahkaha atarak.
Kahkaha atılmasından nefret ederim.
Ama onunki farklı gibiydi, nefret edemedim. Şaşkınlıkla ağzım aralandı. Bu surat ifademden de nefret ediyordum işte.
Dudağıma yaklaştı. Niyeti neydi bu sapığın?
..
Ha ha! Beş dakika dolu :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
5 dakika
Short StoryZaman akıyor, hayat devam ediyor, herkes bir şeyler yaşıyor. Herkesin hayatından çaldığımız 5 dakika ile onlara misafir olacak onlardan bir şeyler alacağız. Keyifli okumalar!