Ben Herold. 47 yaşında denizciyim. Miçolar yetiştirip balık tutuyorum. Deniz en büyük aşkım. Saatlerce denizi izlemeye bayılıyorum. Bana sonsuzluğu anlatıyor. Ve ben onun içinde kaybolmayı seviyorum.
En sevdiğim miço, onaltı yaşındaki Heaven, yanıma geldi. Genel olarak erkekler miço olmak istese bile bu kız çok ısrar etmiş ve hak etmişti.
Deniz gibi gözleri vardı onunda. Kaybolmuyor hatta kendimi buluyordum orda. Bu bana özel değildi biliyorum. Ve hayır sübyancı değilim.
"Efendim, ağları attım. Başka bir şey var mıydı?"
Kafamı hayır anlamında salladım.
O gidince derin bir nefes aldım. Nedensizce bana geçmişimi hatırlatıyordu.
Her yaslandığım duvarın yıkılma seslerini tekrar tekrar duyar gibi oldum.
Yalnızdım bu hayatta. Üstelik daha Heaven yaşında küçük bir çocukken anlamıştım. Hayat zordu ve ben uçurumun kenarındayken daha kanatlarım çıkmadan itilmiştim. Düşerken her tutunmaya çalıştığım dal tutunmadan kırılıyordu.
Ben de bir yerlere tutunmaktansa kanatlarımı yarattım. Kimseye ihtiyacım yoktu. Olmadı da zaten.
Hala bu yüzden evlenmedim belki de...
Ben insanlara güvenmezdim ve güvenmediğim kişiyi de sevemezdim ya..
Ister saçmalık deyin ister aptallık ben böyle düşünüyordum.
Birilerine güvenmenin yanlış olduğunun farkına varalı yirmi küsür yıl olmuştu.
Bu kişiliğime oturmuşken bir kadının bunu yıkmasını bekleyemezdim.
Bekleyebilir miydim ya da?
Umrumda değil.
..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
5 dakika
Short StoryZaman akıyor, hayat devam ediyor, herkes bir şeyler yaşıyor. Herkesin hayatından çaldığımız 5 dakika ile onlara misafir olacak onlardan bir şeyler alacağız. Keyifli okumalar!