Ben, Özgür. 27 yaşlarında falan olmalıyım, emin değilim.
Sayılar benim için bir şey ifade etmiyor.
Şu an intihar ipime bakıyorum.
Birazdan yapacağım bunu içimde tereddüt yok. Sadece bakmak istedim.
Avizeye bağlamak gibi bir aptallık yapmadım.
Avize düşerdi, yarım kalmış işleri sevmezdim.
Ben gibi.
Alt kattan gelen bir bebeğin çığlığı evde yankılandı. Bomboş evdi zaten sesleri çok net duyardım.
Içimde bir şeyler koptu. Gözümden bir damla yaş düştü gibi.
Belki o da yirmi yedi yıl sonra, intihar ipine bakıyorken bir bebeğin çığlığını duyacaktı.
Belki onun ebeveynleri de onu umursamayıp bir çöpe bırakacaktı. Ve ona bakan yardımsever aile, onu hırsızlıkla suçlayıp onun onlara karşı hissettiği sevgiyi suçlamaya çevirecek ve kendisinden nefret etmesini sağlayacaktı.
Hayat kimseyi güllerin içinde büyütmezdi. Herkesin bir derdi olurdu elbet. Biri eve nasıl ekmek götüreceğini düşünürken, öbürü karşı cinse duyduğu hislere karşılık alamamasını düşünürdü. Iki taraftan birinin derdini küçümsemiyorum, ikisi için de dünyanın problemi gibi. Oysa benim sikimde bile değil.
Insanlar bütün olduklarını düşünedursun, kimsenin kimseyi umursadığı yok.
Bebeğin çığlığıyla benim çığlığım birbirine karışsın istedim.
Biri yaşarken, diğeri ölüyordu.
Neticede ikisi de çığlıktı.
Aceleyle ayağa kalkıp ipi boynuma geçirdim. Vazgeçmekten değil, bebeğin susturulmasından korkuyordum. Ayağımın altındaki tabureyi ittirdim.
Nefesim kesilmeden çığlık attım.
Sesim bebeğinkiyle karıştı. Bu bana tarifi imkansız bir zevk verdi.
..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
5 dakika
Short StoryZaman akıyor, hayat devam ediyor, herkes bir şeyler yaşıyor. Herkesin hayatından çaldığımız 5 dakika ile onlara misafir olacak onlardan bir şeyler alacağız. Keyifli okumalar!