Gördüğüm kişi benim donup kalmama neden olmuştu. Ellerim buz tutmuştu. Ha...Hayır bu şaka mı?Ne yapacağım ben şimdi? Bedel demişti. Bunların bedelini ödeyeceksin Nehir demişti. Çocuk arka sıralara doğru giderken göz göze geldik. Nasıl yani hem de benimle aynı sınıfta mıydı? Çüşş yani. Ama aslında daha büyük gösteriyordu. Şaşırıp kalmıştım. O yüzden ne yapacağımı bilemeden çocuğun suratına bakmaya devam ediyordum. Birden çocuk bu tarafa doğru yürümeye başladı. Ve bana bakarak yürümeye devam ediyordu. Hemen onunla göz temasımı keserek Beste'ye doğru döndüm.
"Eee Beste ne yapıyorsun? "dedim saçmalayarak.
"Nehir sen iyi misin? " diye sordu anlamayarak.
"Iyiyim iyiyim. Eee senin hiç arkadaşın yok mu?" dedim hızlıca.
"Var var. Doruk uykucu olduğu için hep geç kalır. "
"Benimde orta okulda Doruk diye çok sevdiğim bir arkadaşım vardı. Hatta kardeşim.Onu çok ama çok seviyordum. Ama lisede ayrılmak zorunda kalmıştık. O İstanbul'a taşınmıştı. Bakarsın aynı Doruk'tan bahsediyoruzdur. Ne ders-"
"Sonuna kadar benden kaçabileceğini mi sanıyorsun? " dedi. Sesin geldiği tarafa bakınca onu gördüm. Kulağıma fısıldamıştı.
"Be...ben senden kaçmıyorum. "dedim. Allah kahretsin ki kekelemiştim. Çocuk sırıtarak bana bakıyordu. Sen gülme yaaa.
"Demek öyle ha?"dedi hala gülerken.
"Evet öyle. "dedim kendimden emin bir tavırla.
"O zaman okul çıkışı arka bahçeye gelmekten korkmazsın değil mi?"dedi. Niye arka bahçeye gidiyormuşum canım. Etrafıma baktığımda herkesin bizi izlediğini gördüm. Özellikle kızlar bana sinirle bakıyordu. Ama bir tanesi acayip sinirli bakıyordu. Öldürecekmiş gibi. Sevgilisiydi galiba.
"Anlaşıldı çok korkuyorsun. "dedi tekrar o hayran olduğum ses. Ay ne hayranı bee. Kafayı yedim. Heralde.
"Tabiki de korkmuyorum. Okul çıkışı arka bahçedeyim. "dedim. Ne dediğime ben de şaşırmıştım. Aferin Nehir harikasın.
Ben öyle deyince çocuğun suratındaki gülümseme biraz daha arttı ve sonunda arka taraftaki sıraya doğru yürümeye başladı.
Sınıftaki uğultu kapı açılınca kesildi. Kapıya baktığımda hocanın içeri girdiğini gördüm.
Yerine geçti ve yoklamayı almaya başladı."Selin Sayer?"
"Burdeaaa" Allahım o nasıl bir sestir?
"Doruk Demir?"dedi.
Doruk? DEMİR. Orta okuldaki arkadaşımın soyadı. Evet. Çok uykucuydu ve hep geç gelirdi. Ah bir gelse koşarak boynuna atlarım.
Birden kapı açıldı ve
"Burda hocam. "dedi. Evet bu Doruk'tu. Allahııımm.
Bağırarak koşmaya başladım."Doruuuuuuuukkkkkkk. Bu sensin. "dedim ve boynuna atladım. Ben Doruk'un üstündeydim ve birlikte yerde yatıyorduk. Doruk gerçekten taş olmuştu. Büyümek ona yaramıs. Doruk hala bana şaşkınca bakarken.
"Nehir. Bu sensin. "dedi benim taklidimi yaparak. Hiç değişmemişti bu çocuk. İnsan önce bir sarılır. Yok illa komiklik yapacak.
" Biz çıkalım siz devam edin çocuklar. Ne dersiniz?"dedi hoca. Ben tam Doruk'un üstünden kalkacaktım ki bizim alem Doruk yine yaptı yapacağını.
"Evet hocam siz niye hala burada bekliyorsunuz. Çıkın bir zahmet. "dedi. Bütün sınıf gülerken bir tane geçirdim Doruk'un kafasına. Birden bir ses duydum. Sıra sesiydi. Hızlıca itilmişti. Onu gördüm. Markettte tartıştığım yakışı- yani öküzün önde uçanını. Sertçe kapıyı açtı ve dışarı çıktı. Ve ardından da setçe tekrar kapattı. Kim sinirlendirdi kim bilir?
