Ölü

300 59 36
                                    

@Multide Beste Güngör ve Kaan Aksoy var.

KEYİFLİ OKUMALAR

* * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * *

Yavaş yavaş gözlerimi açmaya çalıştım. Ama nafileydi. O kadar çok yorulmuştum ki... Sanki göz kapaklarıma bir öküz oturmuştu. Onu itmeye çalıştıkça daha da ağırlık veriyordu. Ama ben bu öküzün kim olduğunu biliyordum. Kesin öküzün önde uçanıdır. Sonunda göz kapaklarımın üstündeki öküzü itince etrafımı incelemeye başladım. Her yerde ağaç vardı. Lanet olası pislikler beni ormana bırakmışlardı. Peki ben buradan nasıl kurtulacaktım? Her yerim ağrıyordu. Kafam zonkluyordu. Offf. Bir yolunu bulmam gerekiyordu. Ömrümün sonuna kadar burada yaşayamam ki. Şimdiden karnım acıkmaya başlamıştı.
Çok ta susamıştım. Hatta ağızımın içindeki tükürük bile kurumuştu. Yanımdaki ağaçtan destek alarak ayağa kalkmayı başardım ve tekrar ağaçlara yaslana yaslana yoluma devam ettim.

Aaa bir dakika ne yapıyorduk? Her şeye olumlu yönden bakıyoruz. Peki bunun iyi yönü ne? Bir düşünelim....

Galiba olumlu bir yönü yok. İlk defa bulamadım. Demekki son noktaya gelmiştim. Geleceği görüyordum sanki. Beynimde yaşayacaklarım yankılanıp duruyordu. Aynen şöyleydi.

***İlk başta yolumu bulmaya devam edeceğim. Sonra açığın, susuzluğun ve ağrıların vermiş olduğu etkiyle de yere yığılacağım. Beni bu ormanda kimse bulamıyacak. Ve ben bir daha açmamak üzere gözlerimi kapatıcam. SON. ***

Biraz daha yürüdükten sonra artık iyice yorulduğumu fark ettim. Ne tarafa gittiğimi bile bilmiyordum. Sadece gücümün yettiği kadar yürüyordum. Ama kaplumbağa hızında. Nasıl bulacaktım yolumu? Şans bu defa yüzüme güler miydi?

İşte bu sorunun cevabını ben de bilmiyordum. Tepede hala güneş vardı. Ama akşam olunca ne yapacağım çok merak ediyordum gerçekten. Biraz daha yürüdüm. Zaten ince ve çelimsiz olan ayaklarım bedenimi taşıyamaz hale gelmişti. Yere yığıldım. İçimde garip bir şey vardı. Midem o kadar çok ağrıyordu ki...

Tekme attılar ya. Kendilerinden zayıf bir kızı iki adam öldüresiye dövdü. Adam dediğime bakmayın. Onların adamlıklarıda bu kadar. Ben hala burdan çıkmanın yolunu düşünürken daha yeni açmış olduğum gözlerim tekrar kararmaya başlamıştı. Etraftaki her şey gittikçe bulanıklaşmaya başlıyordu. Ve sonra heryer simsiyah oldu.

**************

Doruk'un anlatımından

"Kahretsin. Nerde lan bu kız nerde!!!?"diye bağırarak devirdim etraftaki her şeyi.

"Tamam sakin ol Doruk. Bulacağız Nehir'i. "dedi Beste.

" Bana sakin ol deme. Benim kardeşim kaybolmuş sen bana sakin ol diyorsun! Sakin falan olamam ben olamam"dedim. Sonra tekrar devam ettim. "Ya nereye gitmiş olabilir ki? Dün arka bahçeye gitti. Haber ver bana her dakka demiştim. Ama vermedi. En sonunda arka bahçeye gittim yoktu. Otoparkta bir tek onun arabası vardı. Kaç defa telefondan aradım. Açmadı. Kesin o şerefsiz piç Kuzey bir şey yaptı. "dedim. Sonra Beste'ye doğru döndüm.

"Hani Kuzey'in bir tane yakın arkdaşı vardı ya. Adı neydi onu-"

"Kaan "dedi benim sözümü keserek.

"Hah işte onun telefon numarası sende vardı versene. Belki o biliyordur Kuzey'in yerini.

Kaan ve Beste'nin arasında bir ara bir şey olmuştu. O yüzden telefon numarası vardı Beste'de.

Beste bana kendi telefonunu verdi ben de hemen Kaan'ı aradım.
Çaldı çaldı çaldı.... ve sonunda açabildi.

"Beste " dedi şaşırarak.

PEŞİMDEKİ GÖLGEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin