AS 6

155 42 87
                                    

RESİM MELİS ;))

Kendimi yataga bıraktığımda hala düşünüyordum.
Ben böyle bir hayatı yaşayacak ne yapmıştım?
Hiçbir şey düşünmemeyi isterdim.
O günün yaşanmamış olmasını isterdim.
Büyük bir silgi isterdim hafızamı silecek...
İsterdim,isterdim,isterdim...
Ama neye yarar? isteklerim gercek olmadiktan sonra...

°°°
Gözlerimi açtığımda yatagımda olmadığımı fark ettim.
Nerdeydim ben böyle?
Etrafta sonu gelmeyen beyaz kapılar vardı. Üzerlerinde küçük ve kısa notlar vardı.Mesela durduğum kapının önünde mutluluk yazıyordu.Diger birisinde ise kıskançlık...
Sonra gözüme tanıdık bir kişi çarptı 'Mina ' onun burada ne işi vardı? Yurtdışına gitmemiş miydi?
Beyaz kapılardan birisinin önünde duruyordu. Yüzünde anlam veremediğim bir şey vardı.sevgi desem degil , huzur desem yanından bile geçmez. Sadece öfke ve nefret!
Yanına gitmeye kalkıştığımda donuk gözlerini bana dikti.
Duygusuzdu gözleri, bomboş bakıyordu bana...
Sanki sanki ölü gibi...
" Sen yaptın!! her seyin suçlusu sensin! Ölmeyi hakediyorsun sen ,yaşamayı değil! "
Duyduklarım karşısında olduğum yerde kaldım.
Neyden bahsettiğini cok iyi anlamıştım.Dudaklarımdan habersizce döküldü sözlerim.
"Ben yapmadım, biliyorsun?Bana inanmıştın hani?"
Benim sorumu duymamış gibi devam etti sözlerine.
" Sen öleceksin! Ölmelisin tek suçlu sensin"
Daha sonra beni kolumdan yakalayıp önünde durduğu kapıya doğru çekti.
İçeriye girmeden önce tek dikkatemi çeken üzerindeki yazıydı.
" KATİL"

Gözlerimi açtığımda elinde su ile bana bakan Güneş dikkatimi çekti.Gözlerinden Endişe ettiği belliydi.
"Melis! İyi misin?"

"H h hayir ,hiç iyi degilim Güneş yine kabus görmeye başladım" nefes alışverişim hala hızlıydı...
Yanağımda oluşan ıslaklık çekti dikkatimi.
Aglıyordum...
"Tamam Melis sakin ol psikoloğunu arayacagım" diyerek odamdan çıktı Güneş.
Daha sonra gözüm saate takıldı gecenin 3 üydü.
Ah! Bu saatte rahatsız etmeseydik kadını.
Odamdan koşarak çıktım.
Salona geçtiğimde yetişemediğimi anladım.
Güneş'in son sözlerini duydum. "Tamam Yarın 17.00'da teşekkur ederim Elif Hanım."
Arkasını döndüğünde beni yeni fark ettigini anladım.
" Bende şimdi arama diye gelmiştim ama görülen o ki yetişemedim"

"Elif Hanım acil durumlarda istediğimiz zaman arayabileceğimizi söylemişti."

" O kadar acil miyim Güneş?"

"Degil misin? Sadece o olaydan sonra böyle kabuslar görüyordun ama psikoloğunla yenmiştik bunu. Tekrar görmen sencede acil bir durum değil mi!!" sesini sonlara doğru daha da yükseltti.
" Haklısın " gözlerimin dolduğunu fark ettim.
Sonra güven verici iki kol tarafından sarıldım.
"Şiştt ,Tamam ağlama Melis. Sesimi yükselttiğim için özür dilerim.S s sadece senin"

"İyiliğimi istiyorsun biliyorum."
Hiçbir şey söylemeyince devam ettim.
"Güneş; koca bir çölde kum tanesi olmak yada okyanusta su damlası,en güzeli milyonlarca insan arasından senin arkadaşın olmak! İyiki varsın"

"Deniz derindir durulmaz, dostluğumuz ebedidir unutulmaz Melis ! Sende iyiki varsın. Ama şimdi yatağa, her ne kadar uyumayacak olsakta"
Buruk bir gülümseme gönderdim sözleri üzerine.

Gece 3'ten beri yatakta dönüp durmuştum.Uyuyamamıştım Güneş'in dediği gibi...
Üstümü giydikten sonra saate baktım '8.12'
Hastaneye gidecek zamanım vardı daha.
Bir şeyler atıştırsam fena olmazdı.
Güneş'in bugun boş günüydü.
Daha uyuyordur diye sessiz adımlarla mutfağa ilerledim.
Dolaptan bir kaç şey atıştırdıktan sonra yola koyuldum.
Yarım saat olmuştu evden çıkalı ama hala yoldaydım.
Ah istanbul ah ! Bir bitmedi şu yolların...
Kırmızı ışıkta durduğumda o çocukların tekrardan arabalara su satmaya çalıştıklarını gördüm. Gözlerim geçen seferki güzel kızı aradı ama bulamadım.
Yeşil ışık yanmıştı. Biraz ilerledikten sonra arkadan ani fren sesi geldi! Ardından insanların bağrışları. Neler olduğunu anlamak için hemen arabayı durdurup arkaya doğru koştum.
Adamlardan birinin 'ambulans' diye bağırdığını duydum. Kaza olmuştu!!
Kaza yerine geldiğimde yerde yatan küçük bedene takıldı gözüm.
B b bu! benim geçen gün su satarken gördüğüm güzel kız..
Hemen kızın yanına yaklaşıp bilincini ölçtüm. İyiydi fakat ufak bir şok geçiriyordu.
Hemen kucağıma alıp arabama doğru ilerliyordum ama bir el izin vermedi bana..
Arkamı döndüğümde karşımda bir çift mavi gözle karşılaştım. Tanıdık bir siması vardı ama tanışmak için zamanım yoktu.
Kucağımda hasta bir melek vardı.
"Sen sen o kaba kız ! "
Ona anlamayan bakişlar attım.
"Kusura bakmayın ama yetiştirmem gereken küçük bir hastam var !" bir yandan konusuyor bir yandan da arabaya ilerliyordum.
" Sen kimsin ve o kızı nereye götürüyorsun?" adamın sorusunu es geçip
Arabanın arka kapısını açıp küçük kızı yatırıp öne geçtim.
"Sana kimsin dedim !"
Ona yine cevap vermeyerek doktor kartımı gösterdim.
Daha sonra başını olumlu anlamda sallayıp gözden kayboldu.
Yolda trafik kurallarını es geçip ilerliyordum. Aslında durumu iyiydi ama yinede emin olmak istiyordum.
Hastaneye geldiğimde küçük kızı sedyeye yatırıp danışma masasına doğru ilerledim.
"Merhaba Melis Hanım nasılsınız?"
"İyiyim Miray ama şu an acelem var ! Rica etsem Barış Bey'in nerde olduğunu söylermisin?"
"Barış Bey şu an ameliyatta"

"Ne zaman çıkar?"

"Bir saat sonra"

"Peki tesekkurler" zaman kaybetmeden acil servis bölümüne girdim.
Küçüğüm , bembeyaz yatagin icinde yatiyordu.
Yatağının kenarına oturup onu izledim bir kaç dakika...
"Melis Hanım?" ismimi duyduğumda arkamı döndüm. Karşımda acil servis doktoru vardı.'buyrun'der gibi başımı salladım.
"Ben Doktor Eymen, çocukla ilgili bir kaç şey soracaktım."

"Tabi"

"Öncelikle kaç yaşında ve yakınımısınız?"

"Yakını degilim.Sadece yolda kaza olmuştu bende buraya getirdim. Yaşına gelecek olursak galiba 8-9 yaşında"

"Anladım , ilginiz için tesekkurler doktor hanım"

"Rica ederim, durumu nasıl şoktan çıkabildi mi?"

"Evet ,uyaninca daha net testler yapacağız"
Başımı olumlu anlamda sallayıp acil servisten çıktım.
Elinde doktor önlüğü ile bana yaklaşan Miray takıldı gözüme. Tedirgince etrafa bakınıyordu.Birini arıyor gibi hali vardı. Daha sonra beni fark etti ve koşarak yanıma geldi.
"Melis Hanım bende sizi arıyordum! Bu sizin için Barış Bey gönderdi.Odanızda hazır ama onu Barış Bey gösterecekmiş."

"Peki tesekkur ederim" önemli degil dedikten sonra gözden kayboldu Miray.
Önlüğe bakıp biraz iç geçirdikten sonra üzerime giydim.
Daha sonra hava almak iyi olur diye bahçeye çıkmıştım ki onu görmemle hava almanın zehir olacağını anlamıştım.
Savaş ! Bahçede sigara içiyordu.Sanki birisinin ona baktığını anlamış gibi arkasına döndü. O anda gözlerimiz buluştu. Zaten çatık olan kaşlarını daha da çattı. Aynı şekilde bende ona karşılık verdim.
Bir süre sonra gözleri doktor önlüğüme kaydı.
Yüzünü ilk önce şaşkınlık kapladı daha sonra ise öfke...
N n ne yani ! İşe alındığımı bilmiyor muydu?"
Ah ! Bakışlara bakılırsa Kesinlikle bilmiyordu...
Ve şu anda onun saçma sözlerini çekmek isteyeceğim en son şeydi.
İşte bu yüzden arkamı dönerek koşmaya başlamıştım ki bir bedene çarpmamla olduğum yerde kalmam bir oldu...

Merhaba arkadaşlar ! :))
İlk olarak bölümler çarşamba gunleri gelecek.

Sizce Melis'in çarptığı kişi kim yorumlarınızı bekliyorum ;))

Hepinizi cok seviyorumm^^
Oylarınızı ve yorumlarinizi eksik etmeyin :)
Diger bolumde gorusmek uzere :**

AŞKTAKİ  SIR # Wattys 2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin