*5*

133 8 12
                                    

Multi'de Juniel. İyi okumalar ^^
************

'Daat daat daat'
Telefondan alarmı durdurup, istemesemde sıcacık yatağımdan kalktım. Yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladım.

Akşam babamın gönderdiği okul üniformasını giydim. Ahh hadi ama bu devlet okulu değil ki ! Neden serbest kıyafetlerle gidilmiyor ?

Otel odasından çıkıp arabaya bindim. Durduğumuzu fark edince okula geldiğimizi anladım. Omo! Bu okul değil bildiğin saray. Hayranlığımı daha fazla belli etmeden okula girdim. Sanırım şuan derstelerdi. Ama bazı kişiler dışarda bi konuyu tartışıyorlardı. Bütün gözler bana dönünce şaşırmadım. Normaldir. Çünkü burda bir tek anormal olan benim !

Kimseye bakmadan direk okul müdürünün odasına yöneldim. Kapıyı tıklatıp içeri girdim. Müdür bey'in ağzı kulaklarına varınca 'komik bi'şey mi yaptım' diye düşündüm.
"Merhaba Sera, adım Yong. Tanıştığıma memnun oldum. Otur lütfen". Heyy daha tanışmadık ki ?
"Bende" dedim ve yumuşak koltuklara oturdum.
"Seni başkan Choi'nin özel olarak gönderdiğini duydum. Umarım onu mahçup etmezsin" dedi. Son cümlesinde ne dediğini fazla anlamasamda gülümsedim.

Kapı tıklatıldı ve içeri Xiumin girdi. Aklıma dün ki yaptığım saçmalıklar gelince utançla kafamı öne eğdim.

"Sana sınıfını göstermesi için X' i çağırdım Sera. Başkan Choi onunla yakın olduğunu söyledi." dedi. Bi hışımla kafamı X'e çevirdim. Sırıtıyordu. Ama tatlı bir sırıtış. Masum. "Ne saçmalıyorsun yine Sera" dedi kertenkele surat. Göz devirdiğini hissedebiliyordum.
Xiumin' i izlemeyi bırakıp ayağa kalktım.
"Teşekkürler Bay Yang. Umarım iyi anlaşırız" dedim ve elimi uzattım. El sıkışma fastı bittikten sonra X'le odadan çıktıktan sonra okulu gezmeye başladık.
Tanrım, burada bir sürü tanıdığım ünlüler vardı. Herkes bir şeyle ilgileniyordu.
İlk konuşan Xiumin oldu.
"Aynı sınıfta olmamız seni heyecanlandırıyor mu ?"
"N-ne a-aynı sınıf mı ?"
Evet anlamında başını salladı ve yine o mükemmel sırıtışı yüzünde belirdi.
Bi sınıfın önünde durmuştuk. Burası onların sınıfı olmalıydı. Ve benim.
Kalbim delicesine çarparken, "Hazır mısın ?" dedi, bende evet anlamında kafamı salladım.

Kapıyı açıp içeri girdiğimizde bütün herkesin ilgisi bizim üstümüze kaydı. Birden bütün üyeler başımıza toplanmaya başladı. Hepsi gülüyordu. Ama Chanyeol ? O neden bana ejderha görmüş gibi bakıyordu ?
"Merhaba, sen Sera olmalısın. Zaten kim olduğumu biliyorsun" dedi Suho ve elini uzattı. Sıra sıra herkesle tanışıyordum. Chanyeol'a geldiğimde bana yaklaştı ve gülerek elini uzattı.
"Aramıza hoş geldin Sera" dedi. Bende elini tutup sıktım. Evet, şuanda Park Chan Yeol'un elini tutuyorum. Küçüklüğümdeki hayalimi şimdi gerçekleştirmiştim.

Hepsiyle sırayla tanıştıktan sonra içeri uzun boylu, yakışıklı biri girdi. Herhalde öğretmenleriydi.
"Merhaba çocuklar. Gördügüm kadarıyla aramıza yeni biri katıldı. Merhaba Sera ben Jung. Şimdi izin verirsen seni denemek istiyorum." dedi ve bana eliyle gel işareti yaptı. Ben şaşkın şaşkın Xiumin'e bakarken bakışlarıyla "sorun yok" dediğini anlayabiliyordum.
"Sera, ilk olarak senin sesini duymak istiyorum" dedi ve ellerini heyecanla çırptı. Korkuyordum. İlk kez birilerinin önünde şarkı söyleyecektim. Birde grup Exo'nun (!). Elim ayağıma dolanmıştı. Hangi şarkıyı söylesem diye düşünürken Bay Jung tekrar konuşmaya başladı.
"Şarkı bulamıyorsan düet yapabilirsin Sera'cım, istediğin birini seç" dedi ve sandalyesine oturdu.
Gözlerimle kimi seçsem diye düşünürken birden Chanyeol'da takılı kaldım. Onun bana 'olmaz' anlamında sallanan kafasına aldırış etmeden işaret parmağımla Chanyeol'u gösterdim. Bay Jung, "Güzel seçim" dediginde ben hâlâ ona bakıyordum. Şuanda beni gerçekten öldürecekmiş gibi bakıyordu. Ahh, "keşke onu seçmeseydim" dedim içimden.

Beklenmedik HayatlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin