"Eski Aşkım"

482 41 15
                                    

Sözümüzün üzerinden 4 gün geçti.Bir şey olmadı.Genelde beni güldürdü.Sadece şuan kanka gibiyiz.Bizim evlendiğimizden şüphe edilir.Balayın mı?Karar verildikten sonraya erteledik.Bu arada diplomamı almaya bile gitmedim.Postayla gönderdiler.Zaten arkadaşım yoktu.Benim için bir önemide yoktu.Brad yanıma geldi.

"Brook seninle konuşmalıyım."

"Tabii.Bir şey mi oldu."

"Bizim çocukların yanına gidicem.Gelicek misin?"

"Hazırlanıp 5 dakikaya gelirim."

Odamıza girdim ve şortun üstüne t-shirtümü geçirdim.Hazırım.Saçlarımıda tarayıp aşşağı indim.Brad'in arabasına gittik ve ön koltuğun kapısını açtım.Telefonumu ve kulaklığımı takıp dünyaya kapadım kendimi.Sözlerden ve yargılardan uzaktım.Bunu seviyorum.İçimden gülümsedim.Brad'e döndüm.Yola odaklanmıştı.Bende kendi cam tarafıma döndüm ve müzik dinlemeye devam ettim.Bir eve geldiğimizde arabadan indik.Elimi tuttu.Tepki vermedim.Alışmam lazımdı.Sevebilirdim belkide.Eve girdiğimizde karanlıktı.Çocuklar nerede?

"Çocuklar nerede?"

Sağıma baktığımda bir masa vardı.O mu hazırlamıştı?Çok güzel!!

"Sen mi hazırladın."

Evet anlamında başını salladı elini bırakıp masaya oturdum.

"Hadi yiyelim."

Yemek boyunca konuştuk.Gülüştük.Brad iyi bir adamdı.Belkide iyi bir koca hatta iyi bir babaydı.Belkide beni sevecekti.Belkide ben onu sevecektim.Bu ihtimalleri göz önünde burundurarak davrandım Brad'e.Ben bu çocuktan artık hoşlanıyordum.Bu aşikardı.Ona hayır demiyordum.Eski huysuzluğum yerine gülümsüyordum.Brad gerçekten iyi bir hayat arkadaşıydı.Söylemeli miydim?Hissettiklerim onu mutlu eder miydi?Beni sever miydi?

"Sana bir şey söylemem lazım."

Aynı anda konuştuk.Bu beni gülümsetti.

"Söyle lütfen."

"Zaten sana şans vermeyecektim.Senden hoşlanıyorum."

"Bende."

Ona karşı gülümsedim.Bir film seçmeye karar verdik.Şuan sevgiliydik.Ama evli sevgililer.Mantıksız bir o kadar da iyi.Seçtiğim filmi taktıktan sonra Brad'in yanına gittim.

"Brook ben senin ilk öpücüğünü aldığımda ne hissettin?"

Filmin sesini kıstım.Ve ona döndüm.

"Garipti.Ama iğrenç hissettirdi.Sana karşı bir şey hissetmiyor ve beni sevmediğini biliyordum."

"Sen beni gördüğünde hatırlmadın mı?"

"Hayır."

"Söylesene hiç arkadaşın oldu mu?"

"Aslında bitane oldu.Ama saymam.İlkokuldan sonra görüşmedik.Ona delicisine aşıktım.Ve beni arkadaş olarak görüyordu.Bende unuttmayı seçtim.Sonra bir tane bile arkadaşım olmadı."

Bana kolundaki bilekliği gösterdi.Aynısı benim anahtarlığımda vardı.Aman Tanrım!!Bu oydu!Delicesine aşık olduğum aynı zamanda en yakın arkadaşım buydu.

"Seni düğün gecesi hatırladım.Seni James,Connor,Tristan'a anlatmıştım.Onlarla liseden beri tanışıyorum.Senin olduğunu gülüşünden anladım sonrada.Aynı gülüyordun.Gözlerin büyüyor ve ışıldıyordu.O yüzden boşanmak istemedim."

Bu her şeyi değiştirirdi.Evlenmek istediğim adam buydu.Ben bu adamı aramıştım.Dayanamadım öptüm onu.Bana karşılık veriyordu.Bu gerçekten istediğim şeydi.O benim sevdiğim adamdı.Bu karşılaşma için Tanrı'ya şükrettim.

"Sana delicesine aşığım bay Simpson.Aman Tanrım.Bayan Simpson'ım ben.Senin hayat arkadaşınım."

Bana gülümsedi.Kollarının arasına girdim.Olmak istediğim yer ve adamlaydım.
###
Eve döndüğümüzde kahve yaptım.Ve biraz küçüklük anılarımızdan bahsettik.Uzun uzun konuştuk.

"Brad balayına gidelim."

"Olur.Nereye gidelim?"

"Paris'e gitmek istiyorum.Lütfen!"

Kollarının arasına girdim ve şirinlik yapmaya başladım.Beni ilk önce öptü.Sonrada olur dedi.Gülümseyerek tuvalete gittim ve dişlerimi fırçaladım.Bekle bizi Paris!!

Evlenmeye Karşıyım Ben~The Vamps Fan-fictionHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin