Ev almıştım ama hiç eşya yoktu biraz birikmiş param vardı. Onunla da evin her yerine lüks perdeler aldım. Birde yatacagim odaya çok güzel şeyler almıştım. Bir iş bulup çalışmam gerekiyordu. Evi temizleyip aldıklarımı yerlestirmistim. O arada kapı zili çaldı gelen Ayşe Teyzeydi.
-Ilk misafirin ben olayım dedim.
- Çok iyi yapmışsın ama ikram edecek birseyim bile yok yanlış zamanlama diyip güldüm.
- Kızım benim sana bir süprizim var tabi esiminde ama o gelemedi biliyorsun. Ben mutfak eşyalarını, Ahmet Amca'nda oturma odasını karşıladı ve işte eşyalarını getiriyorlar.
-Ayşe Teyze olmaz öyle şey kabul edemem zaten bana yeterince iyiliginiz dokundu.
- Sen benim kizimsin. Kızım öldükten sonra sen gelince ne kadar mutlu oldum biliyormusun kırma beni.
- Teşekkür ederim Ayşe Teyze diyip sarıldım.Televizyon ve beyaz eşyalara kadar almışlardı. Koridora hali bile almışlardı. Evim üç odaliydi zaten. Bir tek bir odası bombostu oraya da dolap yaptırıp kütüphane olarak kullanacaktım. Herseyim tamdi. Hiç birseyim eksik değildi.
-Kızım bizim pastaneye bir alıcı çıkmış ben bir gidip bakayım.
-Tamam Ayse Teyzem.Ayşe Teyze gideli birkaç dakika olmuştu ki kapı çaldı. Gelen Mirza, Burak, Batuhan, Eylül ve Nisa'ydi.
-Süpriz.
-Hoşgeldiniz.
-Ilk misafirin biz olalım dedik.
- Malesef o fırsatı kacirdiniz Ayşe Teyze sizden önce davrandı diyerek gülmeye başladım. Ayşe Teyzeden söz etmiştim onlara.Batuhan: Valla biz erken geliyorduk ama hep Burak yüzünden. Iki tepsi börek yedi yine doymadi beş tepsi daha söyledi zorla kaldırdık adamı masadan.
Burak: ya abi benim doğamda var. Börekten bir evim olsa keşke onu da yerdim.
Batuhan: Doymazsin sen beni de ye.
Burak: bir börek değilsin Batuhan.
Onların bu haline kahkahalarla gülüyorduk. Dilerim en kötü günüm böyle olurdu.
Nisa: Bu arada bizim de sana bir ev hediyemiz var. Bir kütüphane yapacaktin birazdan getirirler dolapları.
Eylül: Bende bir sürü roman ve şiir kitapları aldım.
Batuhan: Bende ortaya dinlenmelik bir koltuk gibi birsey aldım. Kitabını orda okursun.
Burak: Bende bir tepsi börek ve buz dolabı ihtiyaçlarını karsiladim. Arada börek yaparsın artık.
Mirza: Benim hediyem de bu tablo.Hepsi çok güzeldi. Mirza'nin elindeki kocaman tabloda bizim resmimiz vardı. Benim için en özeli o olmuştu.
-Arkadaslar bana birsey birakmadiniz. Ayşe Teyze de herseyi aldı. Hepinize çok teşekkür ederim. Sayenizde hiç bir eksigim kalmadı.
Batuhan: Birde teşekkür ediyor biz ne günler için varız burda diyerek sacimi karıştırdı.
- Ya Batuhan yapma ya.Herkes bizim bu halimize gülmeye başlamıştı. Biz böyle sakalasirken dolaplar geldi hemen yerleştirdik. Sonra ben birseyler ikram ettim ve biraz oturduk. Kızlarla haftasonu alışverişe çıkacaktık. Bende yarın son maasimi aldığım için rahattim tabiki. Herkes evine dağılmıştı. Bende kendime sıcak çikolata yapıp kütüphaneme gittim. Aslında şu ortaya da bir piyanom olacaktı..
Ne güzel olurdu. Piyano öğrenmek çocukluğumdan beri hayalimdi. Bir kurs bulup yazılacaktım. Calabilirsem bir piyano alacaktım. Kütüphane de Batuhan'in hediye ettiği şirin koltuğa oturdum. Bugün fazlaca mutluydum. Elime bir kağıt kalem aldım. Birseyler yazmaya başladım. Birkaç karalama yaptım kagit üzerine. Sonra uykum geldi ve uyumaya gittim. Tam o sırada bir mesaj geldi. Özel numaradan gönderilmişti.
'Yakın zamanda görüşeceğiz' yazıyordu. Biraz düşündüm kim olabilirdi ki? Aklıma Eymen geldi ama o numaramı bulamazdi. Bu fikri hemen aklımdan sildim. Belki de yanlış atmıştı. Belli bir zaman sonra hayaller eşliğinde uyudum.
Sabah olunca güzel evimde, kocaman mutlulukla yeni bir güne tebessüm eşliğinde uyandım. Birkaç esnemenin ardından yavaşça yataktan kalktım. Kahvaltı hazırladım. Yedikten sonra dislerimi fırçaladim ve günlük rutin islerimi yapmaya başladım. En kısa sürede kıyafet dolabimi yenilemem gerekiyordu. Tarzımı biraz değiştirmekten zarar gelmezdi bu yeni hayatımda. Siyah dar bilekte biten pantolonumun üstüne eflatun renginde kapsonlu bir tişört giyip yine aynı şekilde siyah kapsonlu hirkami giydim. Saçlarımı yandan örgü yaptım. Sırt cantama da genel eşyalarımı koyduktan sonra işte hazırdım. Ayakkabılarımı giyinip evden çıktım. Oda gidince bir öğrenciden müdürün beni çağırdığını duyunca odasına gittim. Bugün kitabımız çıkıyordu bunu söylemek için çağırmış müdür bey. Yazar bölümünde ise Masal Demirkan ve Mirza Çetinkaya yazacaktı. Bu çok güzeldi. Farklıydı.
Bilgileri aldıktan sonra odasından çıktım.
-Masal?
-Mirza?
-Müdürden haberleri aldın mı?
-Evet çok mutluyum.
- Seni böyle görmek güzel.Tebessümle karşılık verdim.
-Dersin baslamadiysa kahve içelim mi?
-Olur Mirza.Kantine giderken laflamaya başladık. Kitap ikimiz içinde çok iyi olmuştu. Kantinden kahvelerimizi aldık. Dersim başladığı zaman derse girdim. Sınav sonucum sandığım kadar kötü değildi. 70 almıştım. Bütünlemeye kalmak zorunda kalmamıştım.
Dersten çıkınca eve gittim. Yarın dersim yoktu. Sonraki gün de kızlarla alışveriş yapacaktık birkaç gün rahattım. Mısır patlattım film izleyecektim. Çok romantik bir filmdi. "The notebook".
O sırada kapı çaldı. Elimdeki mısırlarla kapıyı açtım. Mirza gelmişti.
-Haber vermeden geldim ama musait misin?
- Evet gelsene bende film izliyordum.
- Ismi ne ?
-The notebook
-Duymuştum ama izlemek nasip olmamıştı. Hadi başlat da izleyelim.Filmi başlattım. Kimi zaman güldük kimi zaman ağladık. Çok güzel bir filmdi.
-İnşallah herseye rağmen yanımda böyle bir adam olur dedim. Aynı bu filmdeki gibi.
- Ben hep yanındayım Masal.
- Sen arkadaşımsın onlar ise evli.
- Haklısın ama olsun ben yine de yanındayım. Yanında olmam için evlenmemiz gerekmiyor.Tebessüm ettim biraz sohbet ettikten sonra gitti. Sabah olunca iş aramaya gittim. Bulamayınca sahile gittim. Oturdum kumsala hayaller kurdum. Denizin en ilerisine bakıp derince bir nefes çektim içime. Hava çok soğuktu pek aldırmadım. Sonra bir yerde oturup çay içtim.
Biraz da simit aldım. Gemiye binip martılara attım. Biraz gezintinin ardından pastaneye gittim. Ayşe Teyze satmıştı pastaneyi sonra Ayşe Teyzenin yanına gittim. Elinde bavullari aşağı iniyordu.
-Canım kızım kendine çok dikkat et olurmu seni sürekli arayacağım.
Diyerek sarıldı. Ikimizde gözyaşlarımızı tutamadik. Eve gittim belli bir zaman sonra. Insanin gidebilecegi bir evi olması ne de güzeldi. Günlük islerimi yapınca kendimi yine uykuya verdim. Ve gece bir örtü gibi indi göz kapaklarima.Vote bekliyorum arkadaşlar. Birde bölüm hakkındaki yorumlarınız neler?
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonbahar Yaprakları
Подростковая литература"Şimdi fırtınada savrulan bir yaprağım. Ne yönüm belli ne de varacağım yer. Bazen bir denizin üstünde ordan oraya sürüklenirken, bazen takılıp kalıyorum bir ağacın dallarına. Duygular da yapraklar gibidir mesela. Bazen hiç düşünmeden esersin kalbini...