Siyahımsı Tehlike

-1-

İlk hikayem...

Duygu durumum: heyecanlı :D

lütfen ön yargıda bulunmadan ilk 5 bölümü okursanız sevinirim :D

Alper: Bak ya hem suçlu hem güçlü!

Selin: Sen bana böyle davranamazsın beyefendi. Anladın mı beni?

Alper: Kes lan sesini. Asıl sen bana böyle davranamazsın. Seni pis sürtük...

Bu konuşmalar bana hiç yabancı gelmedi. Tabi ki de annemle babam yine kavga ediyorlardı. Bir de salon kapısını kapatmışlar. Zannedersin içeri hiç ses gelmiyor. Çok akıllılar ya (!) Bir süre daha kendi kendime konuştuktan sonra tekrar dinlemeye koyuldum.

Selin: Artık yeter. İçeride çocuklar uyuyor hayvan!

Alper: Lan benimle konuşmalarına dikkat et! Hem aldat hem de hiçbir şey yokmuş, sen suçsuzmuşsun gibi bir de beni susturmaya çalış. Bu ne rahatlık kızım insan bir utanır. Bir de tanımadığım numaradan bana fotoğraflarınız geliyor. Bu ne küstahlık, bu ne özgüven! Hiç mi çocuklarını düşünmedin. Sen insan mısın ki 2 çocuğun varken benim gözümün önünde beni aldatıyorsun ŞEREFSİZ. diye kükredi resmen.

Bir dakika annem babamı aldatmış mıydı? Buna inanamıyorum. Bu mümkün değil çok mantıksız . NİYE? diye düşünürken annem artık ağlayarak durumu itiraf etmiş ve çok üzgün olduğunu söylemişti.

Ben bunu duyunca yıkıldım resmen. Ağlayarak koşarak odama gittim ve beni duymasınlar diye de yastığa başımı gömdüm.Birkaç saat ağlamıştım herhalde ki o anda gözlerim yavaş yavaş kapanmaya başlamıştı. Yastığım sırılsıklam olmuştu ama umrumda değildi. Ben olay kavramaya çalışırken içeriden bir kapının çok sert ve sesli bir şekilde kapatıldığını duydum. Umursamamıştım ve kendimi uykunun kollarına bıraktım.

SABAH:

Sabah ne kadar uyanmak istemesem de kalkmak zorundaydım . Çoktan gün ışıkları perdemi delip gözlerime ulaşmıştı bile. Okula geç kalacağım korkusuyla uyanmıştım. Okulun ilk gününde geç kala...AAAAAAAA SALAK KAFAM okulun açılmasına daha 2 gün vardı. Kendime akla gelebilecek her küfrü sıraladım.Uykumun içine sıçılma durumuyla yastığa tekrar kafamı koyacakken annem ve kucağındaki kardeşim Batuhan kapımın önünde belirdiler. Annem:

_ Günaydın

Dünki olaylarlardan ve kapı arkasından duyduklarımdan sonra annemin yüzüne mal mal bakmak olmuştu tek yaptığım. Kardeşim annemin kucağından birkaç gülücük gönderip ;

-Abila- gibi saçma sapan bir şey söyleyince bilincim yerine geldi ve ben de -Günaydın - deme zahmetinde bulunmuştum sonunda.

Annem :

-Kahvaltı hazır istersen hazırlan ve aşağı in. dedikten sonra uykumun kaçtığını ve bir daha uyuyamayacağımı anlayınca yavaşça yatağımda doğrulup indim. Ağır adımlarla lavaboya doğru ilerledim.

AMAN TANRIM yüzüme ne olmuştu . Gözlerim birden büyüde ve kendimden tırstığımdan birkaç adım geri adım attım ve kafamı duvara tosladım.

Dün gece artık nasıl perişan olmuş, nasıl ağlamışsam yüzüm kırmızı, gözlerim kıpkırmızı ve gözlerimin altı da dövülmüşüm gibi mosmordu. Çığlık atmamak için kendimi zor tuttum ve hemen odama koşturarak fondoten ,nemlendirici ve göz altı kapatıcımı ve gerekli makyaj malzemelerimi yanıma alarak tekrar lavaboya koşturdum. İlk nemlendirici sonra ise fondoteni yüzümde dağıtmıştım son olarak göz altlarıma bolca göz altı kapatıcısı sürerek süngerle yaymıştım.

İşte şimdi insana benzemiştim. Bugün Duru'yla buluşacağım için biraz makyaj yapmakta bir sakınca görmedim. Gözlerimin üstüne ve altına sadece siyah göz kalemi kullanarak badana yapmıştım(!)

Badana kadar olmasa da kalın sürmüştüm. Sonra siyaha yakın renkteki rujumu açtım ve bolca kenar hatlarını belirginleştirerek sürdüm. Gayet güzel görünüyordum. Giyecek kıyafetlerimi aklımda hazırlamıştım bile. Odama gittim ve dolabımın kapağını açarak siyah elbisemi aldım. Genellikle elbise giymezdim hatta nefret ederdim. Ama uzun süredir buluşmadığım bir arkadaşımla buluşacağım için ve elbisenin fiziğime yakıştığını bildim için'' bugünlük'' diye içimde geçirerek giymeye kara verdim.

Elbisemi anlatmak gerekirse siyah, aşırı mini, askılı, dekolteli ve kalça kısmında derin kesikler vardı .Ama sokağa giyilmeyecek kadar da değil.