Acımasız ve bir o kadar da benden uzak olan planımı nasıl açıklayacaktım ki. ''Saçmalık'' diye bağırdı iç sesim. Toprak ne derdi? Nasıl tepki verirdi? Acaba neyle yüzleşecektim? Kafamda cümleleri toparlamaya çalışıyordum. Daha mantıklı ve açıklayıcı bir şekilde anlatabilmek için -ki ne kadar mantıklı olabilirdi - cümlelerimi oluşturan kelimeleri seçmekte zorlansam da aklımda bir kaç cümle kurabilmiştim sonunda. Cümleleri aklımda tutmaya çalıştım. Evime varmıştık bile. Ne ara vardık diye etrafa mal mal bakarken Toprak elini gözümün önünde birkaç kez sağa sola hareket ederek dikkat çekmeye çalıştı. Kafamı salladım ve beynimdeki cevapsız sorularımdan ve gereksiz bilgilerden arındırdım.
-Hu huuu geldik Müge hanım. Yüzünde kocaman bir gülümseme olduğunu fark edip ben de en az onun kadar ağzımı genişleterek yüzüme sadist bir gülümseme yerleştirdim.
Bana kaşını kaldırmış bakarken
-Biraz konuşabilir miyiz benim evimde? dedikten sonra ''neden''diye soran gözleriyle karşılaşınca
-Önemli !!! diye ekleme yapmıştım. Nedenini bilmediğim bir şekilde sadistçe bir gülümseme vardı yüzümde. Kendimden korkmuştum planımı aklımdan geçirirken. Ne ara bu kadar cani olmuştum ben?
Gülümsemesi yok olan Toprak'a bakarak
-Hadi uyuşuk. dedim ve kardeşimi arka koltuktan alarak eve hızlı adımlar atmaya başladım. Arkamdan da Toprak aheste aheste yürüyerek yanımıza geliyordu. Arabasını kolunu kaldırıp omzunun üstünden arabaya bakmadan kumandasıyla kilitlemişti. Bu da çok havalı görünmesini sağlamıştı. Birkaç saniye ona baktığımı Toprak'ın ''kapıyı aç'' anlamında eliyle işaret etmesinden fark etmiştim ve hemen anahtarı çıkarttım. İki kere çevirmem yetmişti ve hemen kendimi itilmiş gibi içeri attım. Batuhan bana acayip bir bakış atıp odasına yol almıştı. Giderken de
-Ben odamda ayabalayımla oynicam abila. demişti. Evet kardeşim ''r'' harfini henüz söyleyemiyordu.
Toprak bir kaç yardımcı çağırıp evi temizlemelerini söylemişti. Bu yüzden ev Çok daha canlı ve temiz gözüküyordu. Beyaz mermerdeki kırmızı kandan eser kalmamıştı. Toprak yanıma gelerek
-Batuhan'a güvenilir bir bakıcı ayarladım.
-Tamam teşekkür ederim. diyerek gülümsedim.
-Bir şey söylemeyecek miydin bana? diye bana tek kaşını kaldırarak sevecen bir şekilde baktı.
-Ah evet söyleyecektim değil mi? diye güldüm ve onu salona sürükleyerek iki kişilik siyah deri kotuğuma oturttum.
-Bir Planım var.
-Ne gibi bir planmış bu?
-Hani benim aileme zarar vermeye çalışan adam var ya onunla ilgili.
-Nasıl yani?
-Bana ilk mesajı buydu. diyerek telefonumdaki mesajı açarak telefonumu ona uzattım.
.................................................................
''Bilinmeyen Numara''
-Süprizimi beğendin mi? Şimdi ise sıra annende desem.
................................................................
Toprak mesajı okuduktan sonra gözlerindeki öfkeyi gördüm.
-Ee neymiş bu planın
-Yani bu adam annemin ölmesine sebep olmuş ve kardeşimi son anda kurtardık. Benden böyle bir şey beklenmez biliyorum ama yapılabilecek bir şey olmadığını da biliyorum. Tek çarenin o adamın bizi öldürmeden bizim onu öldürmemiz gerektiğine karar verdim. Ama bu işi çok sessiz bir şekilde halletmemiz gerek. Biliyorsun ki çok fazla adamı vardı ve sağ kurtulmamız neredeyse imkansız olur. dedim. Gözleri açılmış , beni dikkatlice dinliyordu. Şaşırdığı yüz mimiklerinden bes belliydi.
E haklı tabi benden böyle bir teklif ömrü boyu düşünse aklına gelmezdi. Gözlerimi devirdim ve
-Bir şey söylemeyecek misin? diye sordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyahımsı Tehlike
Teen Fictionİş birliği kurduğu kişi eski sevgilisi olunca işler daha da karmaşık bir hal alır. Annesini kimin öldürdüğünü bulmak için türlü planlar yapacak ,zor ve bir o kadar da tehlikeli bir görevin içinde bulacak kendini. ------------- Toprak hala onu seviy...