-8-

47 5 5
                                    

KUZEN İSTEDİ BU ŞARKIYI KOYMAMI. ÇOK TATLI VE KOMİK BİR ŞARKI BENCE. KUZENİNİN MİÇOSU :) BU ŞARKIYI SENİN İÇİN YÜKLEDİM. KEYİFLİ OKUMALAR :D

''Bilinmeyen Numara''

''Boşuna aramayın çocuk benimle ve bulamayacaksınız.''

Müge'den

Toprak ellerini yumruk yapmış bir şekilde sıkıyordu. Artık ne kadar sıktıysa elleri kıpkırmızı olmuş, damarları çıkmıştı. Toprak bana kocaman olmuş gözlerle bakarken ben de ona ağlamaktan kıpkırmızı olmuş, soru soran gözlerle bakıyordum ona. Toprak bana kocaman gözlerini daha da irileştirerek telefonu bana uzattı. Merakla, e tabi biraz da korkarak telefonuma baktım. Bilinmeyen numaradan onu bulamayacağımız yazıyordu. Beynimde birkaç kez daha tekrarladım cümleyi ''çocuk benimle ve bulamayacaksınız''. Son göz yaşlarım da yanağımdan akıp giderken

-Toprak

-Hayır hayır bulacağız. Hiç merak etme. Ben bulacağım kardeşini.

-Ama ya bulamazsak? diye daha çok ağlamaya başladım.

Beni ne kadar sakinleştirmeye çabalasada işe yaramıyordu. Kimbilir küçük Batuhan'ımın başına neler gelmişti. Ne kadar ağlamıştı acaba. Mesaja çok sinirlenmiştim ve sinirimden salonun ortasında duran koltuğa sıra sıra yumrukalrımı diziyordum. Arada bir de tekme atıyordum. Toprak arkasındaki krem duvara yaslanmış beni izliyordu. Herhalde benim sinirimin geçmesini bekliyordu ve bana engel olmamıştı. Kendimi kaybetmiş bir şekilde salonun içinde turlamaya başladım. Arada bir de elimdeki yastığa kafamı gömüp bağırıyordum.

Bunu hangi pislik yapardı? Benden ne istiyordu? En önemlisi de kardeşime ne yapacaktı? Aklımda cevabını bilmediğim daha o kadar çok soru vardı ki. Salonu hızlı adımlarla turlamaya devam ederken iki omuzumda da bir ağırlık hissettim. Toprak;

-Biraz sakinleşmen gerekiyor.dedi

-Nasıl sakinleşim Toprak. Kardeşim ellerinde ve kafayı yemek üzereyim. diye salonun içi benim gürlememle doldu.

Toprak daha fazla dayanamadı ve kendi aramaya çıktı. Tek başıma kalmıştım evde ve telefonuma saniyesinde mesaj geldi.

''Bilinmeyen Numara'' dan

Allah kahretsin. Bilinmeyen numara yazısını görünce direk telefonumu koltuğa fırlattım. Telefonum bir yastığın üstüne, ordan da yere düştü.

Ne yapacaktım? Merakda ediyordum. Acaba ne yazmıştı? Hayır psikolojimin bozulmaması için mesajı okumayacaktım.

İki dakika sonra :D

Merakıma yenik düşüp telefonumu yerden almış okumaya başlamıştım bile.

''Bilinmeyen Numara''

''Kardeşini tek sen kurtarabilirsin güzelim. Eğer söylediğim yere on dakika içinde ve yanlız gelmezsen kardeşini ölü bil. Bekliyorum.''

Mesajın altında gideceğim yer yazıyordu. Tarif ettiği yere ne gitmiş ne de duymuştum. Korkuyordum. Kal gelmişti. Kıpırdamadan öylece krem rengi duvara bakıyordum. Ne yapıyordum ben. Adam bana on dakika dedi, ben ise bir ay önceden verilmiş bir ödevi son dakikalarda yapıyordum. Hemen üzerime siyah paltomu geçirdim. Telefonumu arka cebime sıkıştırdım ve ev anahtarını çantama atarak kapıyı çekip dışarı fırladım. Bir taksi çevirdim ve hızla arabaya bindim. Yaşlı taksi şöförüne bilmediğim telefondaki adresi söyledim ve acelemin olduğunu ekledim.

Tek başıma gidiyordum. Kesin başıma kötü bir şey gelecekti. Acaba Toprak'ı aramam daha mı iyi olurdu. Hayır! Adam Toprak'ın da geldiğini öğrenirse Batuhan'ı neyse. Aklımdan bile geçirmek istemiyorum kardeşime neler yapacağını. O yüzden kendimle konuşmayı kestim. Hayır kesememiştim sürekli ''ne yapacağım'' diye düşünmekten kafayı yiyecektim. Allahım sen bana yardım et.

Depo gibi bir yere getirmişti adres beni. Biraz tırssam da kardeşim içindi. Bir süre baktıktan sonra kapı açılınca içeri girmem gerektiğini anladım. Dürüst olayım altıma edecek kadar korkuyordum. Bir çift gözün üzerimde olduğunu anlamam uzun sürmedi.




Siyahımsı TehlikeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin