Baekhyun oturduğu sırasında arkasına yaslanmış elinde tuttuğu kalemle önündeki kağıda anlamsız şekiller çiziyor, herkes tahtada ders anlatan Chanyeol'u izlerken o ilgisiz görünmeye çalışıyordu. Göz ucuyla onu izlerken bir yandan da çizimlerine devam etti.
Bir dakika geçti. İki dakika geçti. Dokuz, on dakika geçti.
Baekhyun çizdiği şeye bakınca anlamsız şekillerinin anlam kazandığını fark etti. İstemsizce tahtada hareket eden bedenin bir yansımasını kağıda döktüğünü gördü. Ama çizmeyi bırakmayarak daha fazla özen göstermeye başladı. Vücudun her kıvrımın kağıda geçirirken Chanyeol'u detaylı inceleme fırsatı buluyordu.
Chanyeol uzundu, yapılıydı, yakışıklıydı.
Baekhyun kağıda yansıttığı bu özelliklere hayranlıkla bakarken fazla dalmış ve kendini ortamdan iyice soyutlamıştı. Sınıfta hala kendisinden başka birilerinin olduğunu Chanyeol yanına geldiğinde seslenişiyle idrak ediyordu.
"Byun, ne yapıyorsun?"
Baekhyun önündeki kağıdı telaşla sıranın altına çekerek cevapladı. "Çizim."
"Ben de görebilir miyim?"
"Hayır!"
"Bu defa atmayacağım, sadece gösteremez misin?"
"Göstermeyeceğim."
Chanyeol kendisinin sorduğu sakin ve yumuşak sorulara Baekhyun'un hızlı ve keskin cevaplar vermesini garip bulmuştu.
"Neden?"
"Çünkü kimsenin görmesini istemiyorum."
"Pekala, çizimlerini bir kenara bırak sonra devam edersin. Şimdi dersi dinle! Yoksa sana tekrar ders vermek zorunda kalabilirim."
Chanyeol söyleyeceklerini söyleyip dersi anlatmaya döndü. Baekhyun çizimi çantasına saklayarak ortadan kaldırdı. Ve sonra Chanyeol'un söylediği '...sonra sana ders vermek zorunda kalabiliyorum' cümlesini düşünmeye başladı.
Zorunda kalıyorum da neyin nesiydi? Baekhyun'un kendisine muhtaç olduğunu mu düşüyordu? Baekhyun bu durumdan hiç hoşlanmamıştı. Kimseye muhtaç değildi. Kendi başının çaresine bakabilirdi. Chanyeol kendini bir şey sanmaya başlamıştı. Baekhyun'un acilen ona bir oyun oynaması lazımdı. Hem de onu kendisinden uzaklaştırmak için güzel bir bahaneydi. Kaç haftadır kimseye bulaşmayarak uslu durması da canının sıkılmasına yol açmıştı. Zil çalar çalmaz herkesten önce kendini dışarıya attı. Güzel bir plan düşünmek için sessiz bir ortama ihtiyacı vardı.
Chanyeol herkesten önce kendini dışarıya atan ve bunun için izin bile almayan Baekhyun'un arkasından bakakaldı. Sınıfa durgunca çıkabilmeleri için izin verdikten sonra kitaplarını alarak o da sınıftan çıktı. Sınıftan böyle aceleyle çıkmasının nedeninin kötü bir şey olmadığını umut ederek onu aramaya başladı.
***
"Hey, Baekhyun! Burada ne yapıyorsun?"
Baekhyun oturduğu çimlerde yana kayarak oturması için Chen'e yer açtı. Chen kendine açılan yere oturdu.
"Bir şeyler planlıyorum." Yüzünü ovuşturarak çimleri izliyordu.
"Ne gibi şeyler?"
"Chanyeol'a ona muhtaç olmadığımı ispat edecek bir şeyler. İyi bir plan yapmalıyım."
"Bay Park'la aran iyi gibi görünüyordu. Anlaşmaya başladığınızı düşünmüştüm."
Baekhyun yüzünü Chen'e döndü. Herkes Chen gibi düşünmeye başlamıştı. İstemiyordu, iyi anlaşmak istemiyordu. Zararlı kendisi çıkardı çünkü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Just... Teacher?
ФанфикBabasının saygın çevresinin desteğiyle, öğretmenlikten mezun olduktan hemen sonra Güney Kore'nin en iyi okullarından olan Shinhwa Koleji'nde çalışmaya başlayan Park Chanyeol... Ve Shinhwa Koleji'nin gelmiş geçmiş en yaramaz öğrencisi olarak bilinen...