Baekhyun odasına geldiğinden beri elleri dudaklarının üzerinde düşünüyordu. Matematik öğretmeni kendisini öpmüştü. Evet, öpmüştü. Bunun mantıklı bir açıklaması olabilir miydi? Baekhyun'a göre yoktu.
Birden ellerini dudaklarından çekti ve nasıl böyle bir şey yapmaya cüret ettiğini düşündü. Bu sinirlenmeye başlamasının sebebiydi. Pijamalarını giyip yatağına girdi. Henüz yeni öğlen olmuştu ama Baekhyun tatilin son gününde başka bir şey yapmak istemiyordu. Yalnız kalmaya ihtiyacı vardı.
Odasının kapısı çaldığında sırtını yasladığı yatak başlığından doğrulup kapıya doğru seslendi. "Kim o?"
"Benim, Chanyeol."
Baekhyun'un gözleri duyduğu sesle büyüdü. "Ne istiyorsun, Chanyeol?"
"Kapıyı açmayacak mısın?"
Baekhyun yumduğu gözlerini açmadan önce derince iç çekti. Yorganı üstünden atıp kapıyı açmak için yataktan kalktı. Hızla açtığı kapının önüne elleri belinde dikildi. Chanyeol da kapının kenarına yaslanmış kendisini süzmüştü.
"Açtım, ne oldu? Bir şey mi isteyeceksin?"
"Bugün için başka planlarımız da vardı. Onları yapmayacak mıyız?"
Ne yani, hiçbir şey olmamış gibi mi davranacaklardı? En azından bir şey söyleseydi ya.
"Hayır, artık seninle vakit geçirmek istemiyorum."
Baekhyun kapıyı kapatmak üzereyken Chanyeol kapıyı tuttu.
"Baekhyun. Bak eğer seni öptüğüm için böyle yapıyorsan o sadece... o... Sadece nasıl olduğunu bilmiyorum, tamam mı? Fazla gürültücü olup uslu durmadığın için öylesine bir şeydi. Başka anlam-"
Baekhyun elini kaldırıp susturdu onu. Bir şey söylemesini mi istemişti? Unutun gerek yoktu. Eğer başka anlamlar yüklemesinden korktuğu kadar basitse olay bir şey olmamış gibi davranabilirlerdi elbet.
"Hayır, hayır! Başka anlamlar yüklemiyorum. Rahat olabilirsin. Ben de bundan sonra daha az ses çıkartmaya çalışacağım. Şimdi tatilimin kalan kısmını yalnız geçireceğim. Sen keyfine bak, görüşürüz."
Ya da görüşmesek daha iyi.
Kapıyı bu sefer kapatmayı başarmıştı. Hem de Chanyeol'un yüzüne! Yatağına döndü ve sinirle çekiştirdiği yorganıyla söylendi. Başka anlamlarmış! Kendisini öpen biri hakkında insanlar ne düşünebilirdi ki? Baekhyun daha sessiz olması gerektiğini düşünmeye mecbur bırakılmıştı.
Girdiği yatakta tepinerek yorganı kafasına çekti. Chanyeol'u boşuna kendisinden uzak tutmaya çalışmıyordu.
***
Baekhyun ve Xiumin, Chen'in ardından uçaktaki koltuklarına oturdular. Chen cam kenarını kapınca Xiumin onun yanına oturmak için ortaya geçmiş Baekhyun da zorunlu olarak kenarda oturmuştu. Şişirdiği yanaklarıyla oflayarak kulaklığını taktı. Uçak kalkmak üzereydi ve kalan yolcular yerlerine yerleşmeye devam ediyorlardı.
Yolcular yerleşip uçak kalktıktan kısa bir süre sonra Baekhyun müzik dinlemekten sıkılıp kulaklığını çıkardı. Sağ tarafında oturan ikiliye bakındı. Chen, Xiumin'in omzunda uyuyakalmıştı. Hiç eğlenceli değillerdi.
Onlara bakarken yanına yaklaşan hostes kız "Bir şey alır mıydınız?" diye sorunca döndü ve başını iki yana salladı.
Baekhyun'un cevabı olumsuz olunca hostes arka sıralara ilerleyip diğer yolculara aynı soruyu sormaya başladı. Uçaktaki tek konuşmanın sahibi hostes kızdı ve Baekhyun onu rahatlıkla duyuyordu. Ekstra bir çaba göstermesine gerek yoktu.
Hostes aynı soruyu daha önceki yolculara sormadığı kadar cilveyle yine sordu. Bu cilve Baekhyun'un dikkatini epey çekmişti. Cilveyi yaptığı kişiyi de merak ediyordu ama dönüp bakamazdı. Hostese cilve yaptıracak kadar fazla yakışıklı biri olmalıydı.
"Biraz su rica edebilirim."
Baekhyun'un duyduğu sesle hızla arkasını döndü. Hemen çaprazında oturan Chanyeol'u görünce gözleri büyüdü. Ardından kaşlarını çattı. Bu adam tarafından takip edildiğini düşünmeye başlamıştı. Her yerden karşısına çıkıyordu. Okullar açılacağı için dönmesi gerektiği de yüksek bir ihtimaldi tabi. Chanyeol kendisine bakan Baekhyun'u gülümseyerek selamladı. Hostes kız Chanyeol'un dağılan dikkatini kendi üzerine çekmek için omzuna dokunarak tekrar sordu. Başarmıştı da, Chanyeol tekrar ona bakmıştı.
"Sudan başka bir şey istemediğinize emin misiniz? Eğer başka bir isteğiniz varsa bana söyleyebilirsiniz."
Baekhyun kızın Chanyeol'un omzuna dokunan eline baktı. Kelimelerindeki imayı da kolaylıkla anlayabiliyordu ve Chanyeol'un kıza halen neden gülümseyerek baktığını anlamıyordu. Hem de daha düne kadar kendisini öpmüşken! Chanyeol başka bir şey istemediğini tekrar söyleyince kız Chanyeol'un suyunu verip gitmeden önce ismini ona söyleyerek bir şey isterse seslenmesinin yeterli olduğunu söylemişti.
Baekhyun kızın önünden geçip gitmesini izledikten sonra çatık kaşlarıyla arkasına yaslandı. Neden bu kadar sinirlendiğini kendisine açıklayamıyordu ama eve gidince kendisini odasına kapatıp okula gidene kadar yeyip içip bütün gün film izleyecekti. Şimdi ise yapması gereken gidip eyeliner sürmekti. Bunu şimdi yapmak istemişti ve yapacaktı. Neden yapmasındı ki?
Baekhyun ayağa kalkıp lavaboya ilerlerken Chanyeol arkasından onun izledi. Uçağa bindiği andan beri de onu izliyordu. Onun garip hallerini seviyordu. Baekhyun gözlerine sürdüğü eyelinerla geri döndükten sonra yerine oturmadan önce çok sevdiği bir karaktere ait olan satansoo bakışlarını Chanyeol'a yolladı. Chanyeol gülerek kafasını önüne eğdi. Satansoo bakışlarının bile Baekhyun'un eyelinerını gölgede bırakamadığını söylemeliydi.
Chanyeol arkadan rahatlıkla onu kesebilirken Baekhyun arkasını döndüğünde ona satansoo bakışları atmaktan çekinmiyordu. Chanyeol her bakışı gülerek karşılayınca Baekhyun uyuz olmaya devam ediyordu. Yine Chanyeol'a baktığı bir seferde dişiyle dudaklarını çekiştirip önüne dönünce Chanyeol'un gülümsemesi onun dudaklarına takılarak solmuş ve yerini düşünen düz bir çizgi almıştı.
Chanyeol o dudaklarını öpmüştü. Dudaklarını düşüncesiyle birbirine bastırdı. Peki, Baekhyun'un az önce yaptığı gibi o dudakları çekiştirmek nasıl olurdu? Chanyeol düşüncelerin arasında terlediğini hissedip kazağının yakasını çekiştirdi. Saçmalıyordu! O masum bir şekilde orada otururken böyle düşünmesi kendisine yakışmıyordu.
Uçağın ineceğini anons eden sesle beraber yanına az önceki hostes yaklaştı ve eline telefon numarası olduğunu söylediği bir kağıdı tutuşturdu. Chanyeol kendisini izleyen bir çift kahverengi göze bakarak kağıda uzandı. Neden aldığını bilmiyordu ama Baekhyun'un şaşkınlıkla kalkan kaşlarını görmek hoşuna gitmişti.
***
Tatil dönüşü Xiumin kendisine burada bir ev bulup geri dönmekten vazgeçtiğini kesinleştirmişti. Arada bir Chen'le görüşüp vakit geçiriyorlardı ve her seferinde bir sonraki buluşma için anlaşıyorlardı. Baekhyun ise yolda kararlaştırdığı üzere kendisini odasına kapatmıştı.
"Baekhyun, şu odadan biraz çıksan diyorum. Yarın okula gideceksin. Kendine çeki düzen ver."
Baekhyun annesinin uyarıcı sesine aldırmadan yatağının içinde kucağına aldığı bilgisayarından film izlerken bir yandan da çikolata, cips ne bulursa yiyordu.
Arada bir telefonuna bakıp mesaj gelmiş mi diye kontrol ediyordu. Birinden mesaj beklemiyordu ama gelse hiç fena olmazdı. Filmi durdurup Chen'in daha önce attığı ama bakmaya tenezzül etmediği ders programını açtı. Yarın ilk dersleri matematikti. Derslerine giren öğretmen de değişmemişti. Bu dönemi de Chanyeol'la geçireceklerdi.
Baekhyun bu dönemin daha önceki dönemlere hiç benzemeyeceğini hissedebiliyordu. Filmini devam ettirdi. Ve sabaha kadar aynı şekilde film izlemeye devam etti.
Y/N: Vote ve yorumlar ^_^_^_^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Just... Teacher?
FanficBabasının saygın çevresinin desteğiyle, öğretmenlikten mezun olduktan hemen sonra Güney Kore'nin en iyi okullarından olan Shinhwa Koleji'nde çalışmaya başlayan Park Chanyeol... Ve Shinhwa Koleji'nin gelmiş geçmiş en yaramaz öğrencisi olarak bilinen...