Medya: Bruno Mars - Grenade ❤️
Doğrusunu söylemek gerekirse Baekhyun için Chanyeol'la tatilini geçirmek çok eğlenceliydi. Xiumin ve Chen'le yapmak isteyip yapamadığı çoğu şeyi yapmışlardı. Beraber dağa tırmanmış, kaymış, teleferiğe binmiş, yemeklerini bile beraber yemişlerdi. Chanyeol hiçbirinde sıkılma belirtisi göstermemişti.
Şimdi de tatillerinin son birkaç gününde hep beraber dışarı çıkmış hafif hafif atıştıran kar yağışının altında kartopu oynuyorlardı. Xiumin her zaman olduğu gibi yine Chen'in etrafındaydı. Birbirlerine kaçamak bakışlar atıyorlardı.
Baekhyun da Chanyeol'a ardı ardına kartopu atıp gülüşleriyle çevreyi çınlatmakla meşguldü. Chanyeol arkasını dönmüş Baekhyun'a atmak için bir kartopu hazırlarken Baekhyun aklından geçenlerle sırıttı. Eline aldığı kartopuyla sinsice yaklaşıp, elindekini Chanyeol'un montundan içeri, sırtına doğru yollamıştı. Ardından da Chanyeol'un soğukla titreyip buruşturduğu yüzüyle ayağa kalkmasını izleyerek kahkalara boğuldu. Her ne kadar şu an Chanyeol yaptığından dolayı yakınsa da onunla uğraşmayı seviyordu.
Chanyeol sırtındaki soğukluğa alışmasıyla söylenmeyi kesti ve sevimli bir şekilde kahkalar atan Baekhyun'a çevirdi başını. Adeta donmuş bir şekilde Baekhyun'u izlemeye başlamıştı. Bir insan nasıl gülerken bu kadar tatlı olabilir diye düşündü içinden. Onu izlerken dudağı sağ köşeye doğru hafifçe kıvrılmıştı. Kafasını sallayıp içine girdiği düşüncelerden kurtuldu ve konuşmak için hareketlendi.
"Hey Baek!" Baekhyun kahkalarını arasından zorlukla cevapladı. "Efendim C-Chanyeol hahahha!"
"Eyeliner'ın akmış."
Elleriyle Baekhyun'un gözlerini gösterince Baekhyun'un gülen yüzü solmuş parmaklarını yavaşça gözlerine götürmüştü.
"Ş-şaka yapıyorsun?! A-akamaz, akamaz. Bu suya dayanıklıydı! Aman Tanrım, Chanyeol beni kandırıyorsun değil mi?"
Neredeyse ağlamak üzere olan Baekhyun'a bakıp sırıtma sırası Chanyeol'daydı. Chanyeol sırıttıkça Baekhyun'un çığlıkları artıyordu. Etraflarındaki insanlar onlara şaşkınca bakarken Baekhyun, Chanyeol'a ona makyaj temizleme mendili ve ayna bulması için yalvarıyordu. Chanyeol, Baekhyun'un bu haline dayanamayıp yüzünü saklamak için başını önüne eğmiş olan onun kollarından tutup kendine çevirdi.
"Baek, tamam sakin ol. Sadece şaka yaptım. Eyeliner'ın hâlâ mükemmel. Sen de öyle."
Chanyeol'un sözleriyle önce sakinleşip sonra kızarmıştı Baekhyun. Chanyeol onun iyi göründüğünü söylemişti. Bunun çok iyi hissettirdiğini inkar edemezdi ama utanmıştı.
Kafasını önüne eğip az önceki davranışlarına güldü. Neredeyse eyelinerı uğruna bağrışlarıyla bir çığa sebep olacaktı. Bunun tedirgin etmesi gerekirken gülüyordu. Ardından Chanyeol da ona katılmıştı. Beraber eğlenmek kolaydı.
"Peki, ben de sırtına kar topu attığıma göre ödeşmiş olduk. Bu yüzden bu şakanı görmezden geleceğim." dedi Baekhyun ve yorgun omuzlarını düşürerek devam etti. "Şimdi otele dönebilir miyiz? Buradan bakınca bayağı bir üşümüş gözüküyorsun. Ben de oldukça yoruldum. Hem sana kahve de yaparım."
Baekhyun fikrinin güzelliğine inanarak cevap vermesini beklemeden dönüş yoluna doğru sürüklemeye başlamıştı Chanyeol'u.
***
Yorgunluktan kendini karın içine atan Chen yavaşça doğruldu. Dizlerinin üstünde, ona doğru bakan Xiumin'in yanına ilerledi.
"Hyung~ Sana bir şey söylemem gerek." diye fısıldadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Just... Teacher?
FanficBabasının saygın çevresinin desteğiyle, öğretmenlikten mezun olduktan hemen sonra Güney Kore'nin en iyi okullarından olan Shinhwa Koleji'nde çalışmaya başlayan Park Chanyeol... Ve Shinhwa Koleji'nin gelmiş geçmiş en yaramaz öğrencisi olarak bilinen...