Baekhyun yatağından ayağa fırladı.
"BEN OKULUMU FALAN DEĞİŞTİRMİYORUM. SİZ NE YAPTIĞINIZI SANIYORSUNUZ?"
"Bağırma Baekhyun. Yapmak istediğim seni yurt dışına gönderip orada okumanı sağlamaktı ama Xiumin'e teşekkür etmelisin sanırım. Burada kalman konusunda beni zor da olsa o ikna etti."
"Yurt dışına gitmeyi tercih ederdim, baba. En azından özgürlüğüm olurdu. İstediğim kadar Chanyeol'u orada sevebilirdim. Kimse karışmadan istediğim kadar severdim. "
"Beni dinleyecek misin artık?"
"Dinlemek istemiyorum. Bu canımı acıtıyor, anlıyor musun beni? Tüm bunları dinledikçe canım acıyor."
"Ona bu kadar nasıl bağlandın, anlamıyorum. Ama şimdi söyleyeceklerimi dinlemek zorundasın. Okulunu değiştiriyorsun, bu konuda itiraz hakkın yok. Ve bilmeni istediğim diğer bir nokta Chanyeol'la okulunu değiştirdikten sonra istediğin gibi takılabilirsin. İstediğin kadar da sevebilirsin."
Baekhyun babasına döndüğü sırtını çevirip inanamayarak art arda sordu.
"Nasıl, Chanyeol'la mı? Doğru mu duyuyorum? Okulumu değiştirdikten sonra karışmayacak mısınız?"
"Doğru duydun. Okulunu değiştirdikten sonra Chanyeol senin öğretmenin sayılmayacak ve ortada sorun da kalmayacak. Bizim karşı olduğumuz sizin ilişkiniz değil. Yanlış olan onun senin öğretmenin, senin de onun öğrencisi olmandı."
Baekhyun acıdan döktüğü gözyaşlarını bu seferde mutluluktan dökmeye başlamıştı.
"Ben... çok rahatlamış hissediyorum. Teşekkür ederim baba, teşekkür ederim."
Baekhyun babasına sarılma isteğini içinde tuttu. Bugün birbirlerini fazlasıyla kırmışlardı ve bu saatten sonra yakınlaşmak biraz iki yüzlülüğe girerdi. Sevinçle el çırpıp yatağına oturdu. Babası ayakta dikilmiş oğlunu nasıl mutlu ettiğine bakıyordu. Daha önce hiç olmadığı kadar mutlu görünüyordu ve Bay Byun oğlunun birini ilk defa nasıl bu kadar seviyor oluşuna hayretle bakıyordu.
Baekhyun'un gözleri bu haberi Chanyeol'a vermek için telefonunu aradı ama onun buralarda olmadığı gerçeğiyle karşılaştı. Telefonuna el konulduğunu mutluluktan unutmuştu. Babası ne aradığını fark edince elini cebine atıp aradığı şeyi ona uzattı.
"Al bakalım."
Baekhyun kendisine uzatılan telefonunu görünce babasına sert çıkıştığı için biraz pişman hissetti. Zaten Bay Byun'da Baekhyun'a bağırdığı için üzgündü.
"Baekhyun." Bu isim Bay Byun'un başlattığı ciddi bir konuşmanın başıydı. "Biraz önceki tartışmamız sırasında bana büyüdüğünü hatırlattığın için teşekkür ederim. Ben bunu fark edemeyecek kadar hayatın yoğunluğuna dalmış olmalıyım. Ya da 'Anne ve babalar için çocukları hiçbir zaman büyümez!' gerçeğini göz önünde bulundurursak sen de benim için büyümemiş olabilirsin. Her neyse sonuç olarak büyüdün öyle değil mi?"
Bay Byun elini ensesine atıp devam etti. "Büyüdüğüne göre senden tıpkı büyük bir insana yakışacak bir şey yapmanı isteyeceğim. Okulun değişene kadar eski okulunda derslerini aksatmamak için devam edeceksin. Bu tahmin ettiğim kadarıyla bir haftalık bir süre olacak ve sen de o süre boyunca dikkatli olacaksın. Bana söz vermeni istiyorum. Bunu Chanyeol'a da söylemelisin. Beraber yaklaşık bir hafta boyunca kimseye bir şey belli etmeden idare edebileceğinize inanıyorum. Aksi halde ikiniz de üzülebilirsiniz. Kendinden çok Chanyeol'u önemsediğini görebiliyorum. En azından onun mesleğini tehlikeye atmayacağını biliyorum. Kendin için ve onun için dikkatli olacağına söz ver şimdi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Just... Teacher?
ФанфикBabasının saygın çevresinin desteğiyle, öğretmenlikten mezun olduktan hemen sonra Güney Kore'nin en iyi okullarından olan Shinhwa Koleji'nde çalışmaya başlayan Park Chanyeol... Ve Shinhwa Koleji'nin gelmiş geçmiş en yaramaz öğrencisi olarak bilinen...