10. Bölüm ''Gidiyooruz. ''

196 16 5
                                    

 Not: 3 gün sonra bölüm paylaşmak adetim değildir. Ama sizi kırmak istemedim. Voteler çok az. Onlar düzelene kadar benden bölüm beklemeyin. Hazırda yarısı duruyor. Ama dediğim gibi voteler düzelmeden bölüm yok. 

İyi okumalar, çikolatalarım. Voteleyip yorum yapmayı unutmayın. Sizi çooook seviyorum.

( Yoruma ask.fm hesabımın linkini atıyorum. İstediğinizi sorabilirsiniz. )

------------------------------------


''Ya o istisnayı özlediysem?''

Hayır, Justin. O istisnayı özleyemezsin çünkü öyle bir istisna yoktu. Pekala, şimdi ne yapacağım ben. Her şeyi anlatamam ki. Justin hala benden cevap bekliyordu. Ve ben ne diyeceğimi bilmiyordum...

Justin, sonunda bir şey diyemeyeceğimi anladı ve bana yeni bir teklifte bulundu.

'' Belki hafta sonu bende kalırsın?''

Hayır, kalamam. Bu ne kadar mükemmel bir fikir gibi gözükse de ailemin buna onay vereceğini sanmıyordum. Hadi ama henüz küçüktüm onlara göre. Aklıma gelen bir fikirle gülümsedim.

'' Ya da sinemaya gidebiliriz? ''

Pekala, bu fikir Justin'in hoşuna gitmemiş gibiydi.

'' 11 yaşında değiliz, Miley. ''

Yaşın ne önemi vardı? Sinemaya belli yaşın üstündekiler gidemiyor muydu? Tabii ki bu şekilde söylemedim. Yaştan çok takıldığım başka bir nokta vardı.

'' Önemli olan birlikte zaman geçirmemiz sanıyordum... ''

Devam edecektim ama sustum. Sinir olmuştum bir kere. 

'' Önemli olan birlikte geçirdiğimiz zaman tabii ki. ''

Ah, mükemmel.

'' Bunu duyduğuma sevindim. ''

Tam bir şeyler söyleyeceği zaman telefonu çaldı ve hızla benden uzaklaştı. Konuşurken gerilmiş aynı zamanda da sinirlenmişti. Bunu uzaktan bakınca bile anlayabilirdiniz. Kaşlarını çatmış sinirle dinliyordu. 

Yanıma geri dönüp bana baktığında biraz daha rahatlamış gibiydi. Dudaklarıma hızla bir öpücük kondurdu.

'' Miley, gitmem gerek. ''

'' Bir sorun var, Justin. Bana anlatabilirsin. Belki bu sayede rahatlarsın. ''

Bir süre düşündü. Başını salladı.

'' Hayır, Miley. Şimdi ben gidiyorum sen de eve gidip dinleniyorsun. seni arayacağım. Büyük ihtimalle yarın buluşuruz. ''

Justin, arabasına doğru giderken onun peşinden gidiyordum.

'' Görüşürüz, Justin. ''

Hızla arabasına binip gaza bastı ve saniyeler içinde gözden kayboldu. Ve ben de eve doğru yürümeye başladım. Hızlı adımlarla içeri girip odama çıktım. 

Üzerimdekilerden kurtulup rahat pijamalarımı giydim ve yatağıma yattım. Tavanıma doğru bakıp düşünmeye başladım. Neler olmuştu bu gün böyle? Justin Bieber'ın evindeydim. Justin ile tanıştım, öpüştük. Elimi dudağıma götürdüm ve gülümsedim. Resmen hayalimi yaşamıştım!

Sonrasında kavga etmiştik evime gelip doğum günü partimde biraz durmuş partim bitince odamda oturup ağlamıştım. Annem duymasın diye dolabıma girip ağlamaya devam etmiştim... Justin mesaj atmıştı ve kendimi kıyafet ararken bulmuştum. Aşağıya yanına inmiştim, konuşmuştuk. Ve sonrasında şuan evimdeydim.

Bütün bunlar hayal gibiydi. Ya da bir rüya gibi... Asla uyanmak istemediğiniz güzel bir rüya. Hayallerimdi bunlar ve şuna bakın ki gerçek oldular. 

Bunun bozulmasından korkuyordum. Bu mükemmel rüyanın bitmesinden deli gibi korkuyordum. Justin'i kaybetmekten korkuyordum.

Düşüncelere dalıp uyuya kalmışken kalkmamı sağlayan telefonumdu. Israrla çalıyordu. Sustuktan 5 saniye sonra tekrar çalıyordu. Saat gecenin yarısı olmalıydı. Hava zifiri karanlıktı. Deli gibi uykum vardı ve telefonum uyumam için hiç de yardımcı olmuyordu. Telefonum sustuğunda iç geçirdim, kafamı yastığa iyice yasladım. Tam uykuya dalmak üzereyken tekrar melodisi yükselince yerimden zıpladım. Korkmuştum. Bu da neyin nesiydi böyle? Kim olduğuna bakmadan açtım.

'' Neden o telefon açılmıyor, Miley? ''

Bu, Justin'in huzur verici sesiydi. 

'' Uyumaya çalışıyorum, Justin. ''

Bir süre ses gelmedi.

'' Hemen aşağıya in, Miley. ''

''Justin ,uykuma düşkünüm. Şuan bile yarı uyuyor gibiyim. Yarın konuşmaya ne dersin? ''

'' Hemen. Aşağıya. İn. Miley. ''

Bütün kelimeleri üstüne basa basa söylemişti. Ama umurumda değildi. İnmek istemiyordum.

'' Gerçekten yorgunum Justin ve--- ''

'' O çeneni kapatıp aşağıya inmezsen sizin eve gelip seni buraya getireceğim, Miley. Karar senin tabii. ''

İç geçirdim. 

'' Pekala, bele geleceğim. ''

Yatağımdan kakıp boy aynamın önüne geçtim. Kot şortum ve beyaz bluzum vardı. Ayağıma ayakkabılarımı geçirdim. Yatağımın üstünde duran telefonuma baktım ve onu almaktan vazgeçtim. Hem şarjı azdı hem de birazdan geri gelecektim nasıl olsa. 

Hızlı adımlarla evden çıktım. Tam evin önünde arabasına yaslanmış bir şekilde duran Justin'i gördüm. Kapıyı kapatıp yanına gittim. 

'' Evet, Justin? ''

'' Hadi, Miley. Gidiyoruz. ''

'' Anlamadım? ''

'' Bence anladın. ''

Arabanın kapısını açıp oturmamı sağladı. Ardından kendisi de arabaya oturdu.

'' Nereye gidiyoruz biz? ''


Bir Belieber Hikayesi.. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin