Aslında bugün Bad Girl and Bad Boy'u paylaşçaktım da üşendim. Onu da bu hafta içinde paylaşıcam. Bu bölüm pek heyecanlı bitmesede güzel oldu. Hızımı alamayıp diğer bölümü yazmaya başladım :3 Neyse çok uzattım. Vote şeysine basıp yorum yaparsanız sevinirim. Hikayemi okuyan herkese çok teşekkürler. :) xx
Aşağıya indiğimizde geniş bir Amerikan mutfak ve geniş bir salon bir duvar boydan boya cam ve okyanus manzarası vardı. Bütün camlar açıktı hafif bir rüzgar vardı ve neredeyse yağmur yağacak gibiydi.
Etrafa bakıyordum Ryan koltuklardan birine oturmuş ayaklarını ortadaki küçük masaya koymuş elinde telefon sanırım mesaj yazıyordu.Evet evet mesajlaşıyordu.
Suratında oluşan hafif tebessümlere bakılacak olursa bir kız arkadaşı var.Kim acaba bu şanslı kız?
Mutfak tarafına döndüğümde Justin bir aşçı şapkası takmış hala üzerine bir şey geçirmeden kaslı vücudunu ortaya koyuyordu bir yandanda bana bakıp sırıtarak kahvaltı hazırlıyordu.
Evet Justin ve Ryan arasında ki büyük farkı buldum.Justin oldukça çapkın fazlasıyla.Kesinlikle.
Zaten ne bekliyordum ki uzun zamandır ünlü. Etrafında her zaman kızlar var ve çok güzel kızlar.Ben onların yanında sönük kalırım üstelik.Çirkinim ki ben.Benden kat kat güzellerdir hepsi.(Yuh aq yalana bak.Miley çirkinmiş o.O Biz ölelim o zaman .ss)
Justin: Haydi gel ve bana yardım et
Ah emredersiniz(!)
Ben: Ah tabi
Justin'in yanına gittiğimde ayağımda tavşanlı terliklerimin olduğunu gördüm.
Bu utanç verici gerçekten... Düşünsenize Justin'in yanında tavşanlı terliklerinizlesiniz.Keşke kıyafetlerimi değiştirip dilek dileseydim..Ne diyorum ben?Böyle bişey olucağına inanmıyodum ki..
Justin'in yanına gidip ne yapmam gerektiğini sorunca elime bir bıçak verdi ve mangoyu soymamı istedi.
1 saat önce odamda giysi seçerken şuanda Justin için mango soyuyor olmak... Tanrım teşekkür ederim!
Ben mangoyu soyarken belime dolanan elleri hissettim! Aman Tanrım Aman Tanrım ne oluyor!Heyecan tüm vucudumu kapladı.Sıcak basmaya başladı.Hey!Hayallerimi yaşıyorum burda bırakın da birazcık heyecanlanayım.
Justin kollarıyla beni kavradıktan sonra kulağıma ''Harika bir aşçısın'' diye fısıldadı.
Ve ben o sırada mango yerine elimi kestiğimi hissettim. AA lanet olsun!Bu anı bozmasam olmazdı zaten!
Debby: Lanet olsun!
Acıyla inlediğimde Justin büyük bir panikle beni kendine çevirdi ve kanayan elimi tutarak çaresiz bir panikle mutfak bezini alarak kanı temizledi ve elimi çekici dudaklarına doğru götürerek öptü.
Kalbim hareketli şarkıya ritim tutarcasına çarpıyordu.Justin'in bal rengi gözlerine bakıp kalbimin daha hızlı çarpasına yol açan şeyin Justin olduğunu anladım.(Cümleme ölün tamam mı? .ss Bu nası bi cümledir lan? :awsed)
Hayranlık... Hoşlantı... Takıntı... Hangisi bu!
Eğer tek dilek hakkınız olsa ne dilersiniz derler ya ben Justin'i diledim ve bu en doğru dilek!
