1.BÖLÜM "Başlangıç.."

599 41 15
                                    

Sanılan eziklerden çok farklı"

Masallar hayallerin yansımasıdır. Prensesler,prensler,cüceler bizim hayallerimizde oluşan farklı görünümlü aynı kişidir. Birde minik çocukların hayalleri vardır. Pamuk ipliği kadar ince bir kırılan kalp kadar hassastır.
Bir çocuk ne hayal edebilir?
Onu çok seven bir anne ile baba.

Çocuklara göre ölümsüzdür anne ile baba. Hayatındaki en büyük çöküntü ölümdür. Hayal dünyasını süsleyen anne ile babaların ölümü pespembe hayallerimizi siyaha boğar.

Benimde hayallerim bugün siyaha boğulmuştu.

Ben Minya Acar. Beyazı düşleyen siyahta boğulan gri.
Ve sen sayfayı her çevirdiğinde grinin en mükemmel tonunda boğulacaksın. Boğulurken nefes alacaksın.

Kolumdaki hırkayı yukarıya doğru sıyırıp saate baktım. Kulağıma dolan "tik tak" sesleri ölüm vaktinin yaklaştığını bi haber ediyordu.

Kafamı kaldırıp hüzünlü bir gülümseme yolladım gökyüzüne. Bana umut vaad eden maviliği siyaha boyanmıştı.

Rüzgar saçlarımı savuruyordu. Kayalıklara çarpan denizin sesi kulağımda hoş bir tını yaratmıştı. Mavi gözlerim şimdi bir kış kadar soğuk bakıyorlardı.
Bedenimi soğutan rüzgar içimi ısıtıyordu. Herşey garip ama güzeldi olması gerektiği gibiydi ölüm bir insana daha yaklaşmıştı.

Kulağıma dolan alarmın melodisi ile oturduğum banktan kalkıp önümdeki muhteşem manzaraya bir gülümseme yolladım.

"Can yakıcı soğukluğumu ısıtan sana minnettarım gökyüzü."

Saçımaki tokayı çıkararak siyah saçlarımı salık bırakıp onu davet eden rüzgarla dans etmesi için izin verdim.

Arabaların durmadan geçtiği yola doğru hızlı adımlarla ilerledim.

Derin bir nefes alıp son kez bu güzel deniz kokusunu içime çektim. Son kez baktım gökyüzüne. Soz kez baktım kayan yıldızlara...

Üç adım vardı ölüme yaklaşmama. Kafamı sağa çevirip kendimi bana doğru gelen beyaz bir arabanın üstüne bırakıverdim.

Karanlık beni esiri yaparken son hatırladığım bedenimden süzülen kan ve birbirine karışan telaş içindeki insan tanecikleri.

Hiçbir şeyi berecemediğim bu dünyada tek istediğim ölmeyi becerebilmekti.

<><><><><>

"Uyanıyor mu?"

"Evet, bilinci yavaş yavaş yerine geliyor."

Gözlerimi açtığımda yabancı bir ortamdaydım.

Neden burada olduğumu?
Ne zamandan beri burada olduğumu bilmiyordum.

Ağzımı aralayamayacak kadar yorgundum.

"Minya!"

Başkasına seslenen kadına doğru baktığımda oda bana bakıyordu.

Yanıma doğru yaklaştığında olduğum yatağa biraz daha sindim. Ne bu tanımadığım kişi bana zarar verirse?

"Hadi konuş benle" büyük bir heyecanla bana bakıyordu. Bakışları benden bir cevap ister gibiydi.

Bana umutlu bir şekilde bakarken benim ağzımdan çıkan tek cümle "sen kimsin?" olmuştu?

Gözyaşları yanaklarından süzülürken bir hıçkırık tufanı koptu ağızından. "B-beni hatırlamıyor musun?"

Başımı 'hayır' dercesine iki yana doğru salladığımda ağlaması daha da şiddetlendi.

"Hafıza kaybı" başımı bunu söyleyen kişinin tarafına doğru çevirdiğimde beyaz önlüklü birisi girdi içeri.

Ağlayan kadın hızla sandalyeden kalkıp beyaz önlüklü adama doğru yürüdü.

"Ne zaman geri gelir hafızası?"

Adam başını yere eğip kahverengi gözlerini bir noktaya doğru kilitleyip konuşmaya başladı.

"Maalesef" kısa bir duraksamadan sonra devam etti "Kalıcı hafıza kaybı."

Kadın ani duygu değişimiyle kahkaha atmaya başladığında şaşkınlıkla ona bakıyordum

"Bir ezik gibi. Okumayı, yazmayı bilmeyecek ve herkes onunla dalga geçecek." kafasını bana çevirip konuşmaya devam etti.

"Ve ben böyle bir kızın halası olmak istemiyorum. Sen şimdi kimsesizsin"

'Kimsesiz' kelimesi kafamın içinde yankılanırken 'acaba bana ne demek istedi' diye düşünüyordum.

Sonra Mavi gözlü bir adam girdi odaya. Yavaşça bana doğru gelip hemen yanımdaki sandalyeye oturdu.

"Evet o bir ezik. Ama baksana ne kadar güzel bir ezik."

Ellerimi ellerinin arasına alıp konuşmaya başladı.
"Sana unuttuğun herşeyi yeniden öğreteceğim. Ben senin hayat öğretmeninim"

Yeni hikayem ile karşınızdayım. Ezik isminde çok kitap var biliyorum ama bu diğer eziklerden farklı.

Not= ilk bölümler kısadır diğer bölümler uzun olacak.

EZİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin