••
O gün yine kızlar ile oturmuş bizim için sıradanlaşmış bir eylemi gerçekleştiriyorduk. Güzelce dedikodu yapıyorduk. Dedikodu yapmayı ilk kim bulmuşsa onu gerçekden tebrik ediyorum. İnsanı rahatlatmada on numara bir yöntem. Yani piskologmuş Ya da müzik dinlemekmiş hikaye... Ya tamam müzik dinlemekde çok rahatlatıyor ama bir yere kadar ! Siz hiç en yakın arkadaşlarınız ile bir araya gelip sabaha kadar dedikodu yaptınız mı ? Yapmışsınızdır illaki !
He , işte onun adı rahatlamak.
Aslında bu gün benim doğum günümdü ve bizim komşu kızları "Ne istersen onu yapalım !" Demişti. Bende "Ne gerek var canım dışarı çıkıp para harcamaya ; gelin bize , ben size bir kaçak çay demlerim oturur iki çift laf ederiz !" Demiştim.
Şu an ise yine bizim karşı komşu Gülizar ablanın o kocasından açıldı konu taa komşu mahallenin bakkalının oğluna kadar geldi. Biz dedikodu yaparken bile etraflıca düşünüyor , mantıklı hareket ediyorduk. Dedikonunda bir sanatı vardı. Avcılardan , yani kendi otırduğumuz yerden başlıyor , periyodik sıra ile ilerliyoruk.
He birde Allah için hoş çocuktu Serkan , böyle uzun boylu , beyaz tenli ,iri cüsseli falan... Ama şimdi bizim Esra sevdiği için onu , şuradaki dört kız sustuk oturduk. Artık eniştemiz olurdu o bizim. Bizde arkadaşa yamuk olmaz ! kuralı ile ilerliyorduk.
Ha , Esra seviyordu sevmesine ama , Serkanın görüştüğü kendi mahallelerinden ayrı bir kız vardı. Bunu da tesadüfen kıyıda köşede bir parkda görmüştüm ben. "Allah için Ayfer , kıyıda köşede ki parkda tesadüfen ne işin vardı?" demeyin gerçerken gördüm canım. Yoksa ben ve dedikodu malzemesi için kimseyi takip etmem. Hayatta yapmam öyle şey , valla bak !
Ay dur Valla demeyeyim çarpılırım falan şimdi , iş güç aksar gerek yok yani. İşim gücüm de yok zaten ama gerek yok canım.
Bunu da bir tek ben ve Nergis ve Derya ve Sevilay ve ... Tamam tamam , Esra dışında herkes biliyordu.
İlk ben öğrenmiştim ve ağzımdan yanlışlık kaçırmıştım , herkes duymuştu. Ama yanlışlıkla olmuştu bak valla , bilerek değil yani. Bir tek Halime teyzeye , bizim kızlara -Esra hariç- , komşunun oğlu Denize , üst katıma yeni taşınan Hülya ablaya , bizim mahalle bakkalı Hüsnü amcaya -ki ona niye söyledim bilmiyorum - ha birde bizim mahalleden Okan'a tek söylemiştim o kadar yani.
Toplasan üç beş kişi falan. Çok değil yani üçün beşin hesabını yapmıyoruz neticede değil mi ama !
Sonra nasılsa her kes duymuş ! Şansa bak. Yani o kadar da sır demiştim. Şu an ise hiç birimiz ağzımızdan kaçırmamak için bir birimize kaş göz hareketi yapmakdan , gözüm'le burnum yer değiştirdi yemin ediyorum.
"Burun ne alaka Ayfer ?" Demeyin öyle oldu yani. Şimdi söylersek üzülecekdi Esra , kendini yıpratacaktı , bizim başımızı şişirecekti gerek yok.
Çünkü bir kız seviyorum demez. En yakın arkadaşının başının etini yer. Yemeyi de bırak böyle boş puding tenceresinin dibini sıyırır gibi sıyırır ! Çok yaşadık bunları.
Dedikodu yapmaya devam ederken artık saatin çok geç olduğuna karar verdik , ama bir çenemiz açıldımı daha susmayacağı için konuşmaya devam ettik. Zaten hepsinin evi yakındı. Çok çok benim evimde kalırlardı. Nasıl olsa , teyzem alıştı bir şey demiyor. Evet bu evde teyzem ile beraber oturuyoruz. Aslında ilk ben taşınmıştım bu eve , sonrasında ise o geldi. Teyzem ile aramızda çok yaş farkı yoktur. Otuz sekiz yaşında. Ve evet , evde kaldı.
"...işte sonra bir baktım Kenan abi yine bir kadınla durakda oturmuş , böyle dib dibe sohbet ediyorlar. E tabi ben şok oldum. Böyle gülüyorlar falan , çok üzülüyorum Gülizar ablaya çook ! Hiç hak etmiyor öyle bir Kocayı !"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEDİKODUCU
HumorKendini dedikodu yapmakdan alıkoyamayan bir kızın hikayesi ! En başta her şey normaldi sedece ufak çapda eğleniyordu kendi hayal -daha doğrusu dedikodu - dünyasında. İnsanlara lakap takıyor , duyduğu en ufak şeyleri kocaman büyütüp , oturduğu tüm a...