Arkadaşlar bundan sonra bölümleri iki haftada bir cumartesi yayınlamaya çalışacağım.
Yazı işlerinide halletikden sonra , oturmakdan bir tarafımın düzleştiğini ve hatta karıncalandığını hissetiğimde ayağa kalktım ve şirkette tur atmaya başladım. Önce Nilayın yanına gittim.
"Oo Nilay hanım naber ? "
"İyidir abla senden ?"
"Bende iyim canım ya. Nasıl gidiyor bakalım ?"
"İyi gidiyor abla. Asıl senin nasıl gidiyor ?" diye sorduğunda aklıma bir şey takıldığını fark ettim.
"İyi , iyi. Bana bak kız , sen şu Sevda hanım ile Kenan bey olayını duydun mu?"
"Evet abla ya. O dedikodu benimde kulağıma geldi. Aslında Sevda hanım iyi bir bayandır yani. Niye öyle bir şey düşünüyor ki insanlar ?"
He he çok iyi ! Gördüm onu Yiğitime nasıl da emir veriyordu ! Kendini bir halt zannediyor o birkere tamam mı ? (DİYEMEDİ)
"Aynen yani , bencede gayet iyi bir karı ... Öhöm yani bayan !" Deyip gargamel sırıtışı ile yanından ayrıldım. Çok tatlıyım değil mi ?
Sonra Aysima'nın yanına gitmeye karar verdim. Canım sıkılıyordu ve tek arkadaşım Aysimaydı. Yapacak bişi yok yani ! Neysem ...
Aysimanın masasının bulunduğu yere gelirken , yolda tahmin edin kimi gördüm ?
Hahaha Yiğitimi gördüm , başka kim olacak ? Çok tatlı ya ! Şuna bak , nasılda sırıtarak gidiyordu. Tam o sırada sessiz , sessiz yanından geçiyordum.
Hayır sanki çok güzelsin , bir de ilk adımı ondan bekliyorsun?
Haklısın valla iç ses. İç sesin verdi gaza dayanarak Yiğitin tam yanından geçerken "Günaydın !" dedim oldukça şen bir sesle.
Çok mütüşüm değil mi ? Çok mikemmelim ...
Tabi ben öyle deyince o da elindeki - o her neyse görmediğim için- şeyden kafasını kaldırıp bana baktı ve güldü. Ama o kadar güzel güldü ki ! Hani böyle anlatamam! Yani öyle böyle değil. O kadar güzel güldü ki ! Böyle mükemmel güldü ...
"Hey ! Sanada günaydın ! Nereye böyle ? "
"Hiç , bir kaç arkadaş edindimde. Onları arıyorum. " deyince başparmağını kaldırıp 'aferin anlamında ' bir hareket yaptı. Bende ona gülümsedikten sonra ayrıldık. Hiç de demedi 'Ayfercim yeni gelmişsin bulamazsı yolu , ben seni bırakayım. '
E sen olsan senin gibi kıza dermisin ?
Ya bi sus ya ... Tam arkamı dönmüş gidiyordum ki benle konuşurken kolunun altına sıkıştırdığı cisme gözüm takıldı. Kitaptı. Ve ben bu kitabı biliyordum. Yavuz Sultan Selim'i anlatıyordu ve gerçekden çok güzeldi.
Bak sen ! Sen ne zaman okudun bu kitabı ?
Ya ben okumadım de Derye bir ara dilinden düşürmüyordu bu kitabı. Neysem eve gidince isteyeyim ondan da başlıyayım okumaya . Neticede Yiğit okuduysa bende okumalıyım ki konuşacak ortak bir şeyimiz olsun değil mi ama ?
Hay ben , benim zihniyetime.. Neysem ....
Aysimayı aramaya devam ettim ve en sonunda onu köşede bir kaç kızla konuşurken buldum. "Aysima!" diye seslenip , el sallamaya başlayınca , dönüp bana bir bakış attı ve kızlara bir şey dedikten sonra yanıma geldi. Geldi gelmesine ama hiç bir şey demeden yüzüme bakmaya başladı. Pardon hiç bir şey demeden demeyeyim kız resmen mimikleriyle bana ' Hacı sen hayırdır ?' diyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEDİKODUCU
HumorKendini dedikodu yapmakdan alıkoyamayan bir kızın hikayesi ! En başta her şey normaldi sedece ufak çapda eğleniyordu kendi hayal -daha doğrusu dedikodu - dünyasında. İnsanlara lakap takıyor , duyduğu en ufak şeyleri kocaman büyütüp , oturduğu tüm a...