tuhaf

282 27 2
                                    

Shizou sabah gözlerini taciz eden güneş ışıklarıyla uyanmıştı. Doğrulup etrafa bakındı, içindeki tarif edilemez mutluluğu sorguladı. Ama en çok rüyasında neden onu gördügünü sorgulaması gerekiyordu. Neden böyle bir rüyadan sonra mutlu olmuştu, yada neden??

~~~~~~~~~Rüya'~~~~~~~~~~~~~

Shizou karanlıkta yürüyordu. Soğuk karanlıkta bir sıcaklık hissetti. Kafasını hafifçe o yöne çevirdi. Ve duvarda zincire bağlanmış bir beden gördü. Beden kıpırdamıyordu ve ışıksız ortamda kim olduğu belli olmuyordu.

Hafif ürkek  adımlarla karanlıktaki, cansız gibi görünen bedene ilerledi. Yaklaştıkça beden kıpırdıyor, kafasını kaldırmaya çalışıyordu.

Shizou biraz daha yaklaşmıştı, hareket etmekte zorlanan bedene. Görüş hizasına giren bedeni inceledi, tanıdık gelen küçük beden kafasını kaldırmaya başlamıştı.

Shizou'nun gözleri dehşetle açılırken, önündeki beden ağlıyordu!....

Kan ağlıyordu....

Ciddi anlamda kan ağlayan narin bedendeki  morluklar ortaya çıkıyor ve arkasındaki duvarda 'shizuo' harfleri kanla ortaya çıkıyordu. Kafasını morluklar ve kanlardan görünemeyecek olan bedene çevirdi, kısık sesle fısıldadı.

"İzaya..." sesi fazla kısık çıkmıştı. Beden önünde çökmeye başlamıştı. Ölüyordu...

Shizou elini kaldırdı ve elindeki kalbe(!) baktı. Kalp atmıyordu. Içini kaplayan korku ile karşıya baktı, minik beden çöktükçe çöküyor kayboluyordu.

Shizou minik bedeni süzerken kalbinin olduğu yerin oyulmuş(!)olduğunu gördü. Yerler kan gözyaşı ile kaplanırken uzak bir ses duydu, fazla tanıdık fazla uzak...

"İstediğin bu değil miydi? Yakında benden kurtulacaksın!"

Izayanın sesi uzaklaşırken beden toz oldu önünde. Elindeki kalp ise kan yerine tuzlu su akıtıyordu.

'Ağlayan bir kalp '....

~~~~~~~~~~~~~~~~

Shizou banyoya yol almıştı. Içindeki huzur yerini şüpheye bırakıyor sonra korkuyor, tekrardan mutlu oluyordu. Kalbi ağrıyordu. Peki ya neden??

Shizou banyoya vardığında ilk işi aynaya bakmak olmuştu. Zombi gibi görünüyordu. Sürekli değişen gözleri onu korkutuyordu.

Yüzünü yıkayıp, işini hallettikten sonra aşağıya indi. Mutfağa girip birşeyler atıştırmaya çalıştı, ama lanet olası boğazından geçmiyordu!. Birşey yiyemeyeceğini anladıgında mutfağı topladı ve giyinmek için yukarı çıktı.

Hazır olduğunda dışarı çıkmak için kapıyı araladı, aralar aralamaz gözüne çarpan koliyi fark etti. Üstünde hiçbir not, yazı bulunmayan koliyi ayağıyla dürtükledi. Koli kıpırdadıgında kaşlarını çattı.

"Bu da ne?" diye mırıldandı." Bomba falan mı? Dürtüklediğimde niye patlamadı. ne bu??" Sorular beynini işgal ederken bir ses duydu!!

'Vek' tarzı bir sesti ve bir hayvan sesini andırıyordu. Kutuyu alıp içeri geçti, ikili koltuga bir dizini kıvırıp koltukta duracak şekilde diğeri aşagı gelecek şekilde oturdu. Kutuyu koltuğa koyup, temkinli bir şekilde açtı. Açık yerden kutunun içine baktı. Içinde bir not ve bir(!) T-tilki vardı. Küçücük bir tilki, ona bakıyor ve shizou'nun tüm hareketlerini hafızasına kaydetmek istercesine onu takip ediyordu.

Shizou yavru tilkiyi kucağına alıp tasmasına baktı. Tasmasında "Kio" yazıyordu. Sanırım adı buydu. Tilkinin kafasını okşayıp gülümsedi. Bir anda aklına dank eden şeyle gülümsemesi soldu. Tilkiye dokunur dokunmaz bukelemun gibi duygular silinmiş,  geriye tatlı bir güven huzuru kaplamıştı içini.

Gözü kutunun içindeki kağıda takıldı gözü, elini uzatıp aldı. Kağıtta şöyle yazıyordu ;

Bunları maddeler halinde yazıyorum...

1) bu tilkiyi sadece elma ile besle, et yerse insanlara saldırabilir.

2) kapalı oda veya kafes gibi kapalı ortamlarda bırakma, özgür olmalı yoksa psikolojik alanda baskı hissedip insanlara saldırabilir.

3) yanından sakın ayırma (özerlikle kucağına aldıktan sonra) başına birşey gelme ihtimali halinde önüne gelene zarar verir.

4) sakın tersleme veya kızdırma aksi taktirde canından olursun!!

5) bunlara uy, aksi taktirde gördüğün şirinlik abidesi evreni parça pincik yapar!!!!!!!

Shizou okudukça okuyor, ama hala anlamıyordu. Sadece ;
Elma yedir, kafesleme ve yanından ayırma diyordu. Peki neden shizou?

Ayağa kaltı ve kucağındaki tilki ile birlikte mutfağa ilerledi. Onu bir elma ile masaya bıraktı gruldayan midesini susturacak birşeyler atıştırdı. Karşısındaki tilkiye dikti bakışlarını, tilki cidden elma yiyordu! Ama o kadar minikti ki elmayı yemekte zorlanıyor ve elmaya işkence ediyordu. Tilkiye bakıp konuştu.

"Bu mu tehlikeli bücür? Izaya iyi bir insan oldu deseniz daha inandırıcı olurdu." Shizou söylediği şeyleri yeni idrak etmiş gibi ilk kıkırdadı sonrasında ise, kahkalarını bastıramamıştı ve elmayla cebeleşen miniğin dikkatini çekmişti. Shizou hafif kendini toparladıgında cümlesini yeniledi.

"Izaya iyi biri oldu... desenize kıyamet kopacak" karşısında pür dikkat ona bakan minige dogru fısıldadı.

"Hadi ama... bir elma yiyemedin! Işe gitmem gerek. Ve seni de götürmem gerekmiş." Sarışın dalga geçerek söylediklerine kıkırdadı, onu durduran masadan atlayan miniğin dış kapıya dogru yol almasıydı. Shizou ilk şaşırsada sonra masadan kalkıp minigin işkence ettiği elmayı çöpe attıp, kapının önünde oturmuş ona bakan miniği kucagına alip evden uzaklaştı.

Minik shizou'nun omzuna çıkmış, etrafa dikkatlice bakıyor, kafasına büyük gelen kulaklarını oynatıyor ve  shizouyu gülümsetiyordu. Çok mutluydu ki! bir ses onu yiyip bitirmişti adeta.

"Shizu-channn" diye seslendi izaya canı çok sıkılıyordu. Shizou'yu görmek onu rahatlatıyor mutlu ediyordu ama, o bunu oyuncak olarak adlandırıyordu. Shizou'yu incelerken omzunda duran minik kızıl yumagı fark etti, gözleri adeta içini okuyorum mesajı veriyordu. Izayanın gözleri şaşkınlıkla açılmıştı ama belli etmeden alaya çevirmişti.

"Ooo.. shizu-chan ne o evde yanlız yaşayanlar gibi kedi beslemeye mi başladın? Ama uyarayım o bir tilki." izaya kahkalarla gülerken shizou sinirden köpürüyordu. O öfkeden çıkan insanı iliklerine kadar titretecek ses ile bağırdı izayaya.

"İii-zaa-yaaaaaa!!! Seni lanet piree!!" Shizou bir direği sökmek üzereyken görüş alanına giren miniği zarar gelmesindiye yere indirdi. Diregi söküp siyah saçlı genç'e doğru savurdu ve koşuşturma başladı.

Tilki ise oturmuş onların garip oyunlarını izliyorlardı. Fakat sahibinden uzaklaşamazdı. Koşarak sahibinin peşinden gitti, aklında şu söz vardı 'yarın ola hayrola'.

Bu hikayede kio geçsede konuşmayacak olayları akışına  bırakacak....
Bu hikaye çok daha farklı olacak.
Bakalım çiftin aşkı nasıl gelişecek.

~shizaya ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin