Dış kapıya doğru yürümeye çalıştım, bileğimin üzerine fazla basmamaya özen gösterirken koltuklara tutunarak yürüyordum. Kapıya yaklaştığımda Demir'e baktım.
"Sana afiyet olsun, bileğime gösterdiğin ilgi için teşekkür ederim." dedim ve kapı kolunu çevirdim.
Bir şey demesine fırsat bırakmadan evden çıktım. Dışarı çıktığımda karşımda Tonguç'u gördüm.
"Ne arıyorsun burda?" dedim gözlerinin içine bakarak.
"Asıl, sen ne arıyorsun burda?"
"Ben seni aramak için çıkmıştım. Yerini öğrenince hemen yanına gelmek istedim fakat burayı buldum ve bileğim-"
"Kısa kes."
Gözlerini benden ayırarak eve girdi, ben de peşinden girdim fakat Demir beni görmedi.
"Oo hoş geldin kardeşim, seni görmek ne güzel. Annemler ne yapıyor?" dedi Demir Tonguç'la tokalaşarak.
Bunlar öz kardeş miydi?
Tonguç bu tarafa doğru baktığında kendimi geri atıp kapının arkasına sakladım ve olanları dinlemeye başladım.
"Annem, babam, Oğuz trafik kazası geçirdiler. Oğuz yara alarak işin içinden sıyrıldı fakat annemler öldüler."
"Anladım, başımız sağolsun. Az önce seninki buradaydı."
"Evet, dışarıda karşılaştık."
"Ciddi misin sen?" diye sordu Demir.
"Ne konuda?" diye soruya soruyla karşılık verdi Tonguç.
"Sevgili konusunda abicim, hiç haz etmediğim bir kız vardı. Serap'tı adı değil mi? Bana asılmıştı. Bu kız öyle birine benzemiyor ama sen yine de dikkat et. Sonu Serap gibi olmasın."
"Kimseye aşık olmam ben." dedi Tonguç, kaskatım kesilmişti. "Ama," diye devam etti. "Bu kızdan hoşlanıyorum. Öbür hoşlantılar gibi değil bu, içimde ona karşı bir şeyler var ama emin değilim."
"Kız ormandan yuvarlandı buraya, bileği yırtılmış. Seni arıyordu, bana pas vermedi."
"Niye burda kaldı, neden benim yanıma göndermedin?"
"Ben pansuman yaparken uyudu, ben de yatağa yatırdım. Sen bugün nerdeydin, cevap vermedin aramalarıma."
"Kızlarlaydım, nerde olabilirim?" dedi Tonguç.
"Sevgilin biliyor mu?"
"Gece'yi harcamamak için kızlarla birlikte oluyorum zaten."
"Gece, güzel isim."
Sesler kesilince yavaşça bulunduğum yerden ayrılıyordum ki omzumda bir el hissettim. Arkamı döndüğümde Tonguç'u gördüm.
"Bizi mi dinliyordun?"
"Evet." dedim hemen.
Demir yanımıza geldi.
"Üzgünüm." dedim. "Sen," yutkundum, "Sen, bana aşık değil misin?"
Gözlerim dolmuştu, fena olmuştum. Kalbim hızla atıyordu, sanki dışarı çıkacak gibiydi, gümbür gümbür. Cevap vermedi, veremedi.
"Tamam. Sen, sen o zaman diğer kızlarla birlikte olmaya devam et." dedim. "Ben yokum." diye devam ettim.
Gözümden bir damla yaş aktı.
"Umrunda değilim ki, nasıl olsa." Dudaklarım titriyordu. "Ben, sana aşıktım."
Gözlerim yanıyordu.
"Benim de ailem trafik kazasında öldüler."
Bunu söylememin ne anlamı vardı bilmiyorum aam söyledim işte.
"Biz birlikte olamayız."
Çok çabuk konuyu değişiyordu, fark ettim.
"Biz evlenirsek, ki sen bana aşık değilsin, bu nasıl olur bilmiyoru-"
"Benimle evlenir misin, Gece?"
Demir'e baktım, bana baktı; Tonguç'a baktım' bana baktı.
Gözümden yaşlar aktı, bunlar mutluluk yaşları değildi. Burnumu çektim ve başımı olumsuz anlamda salladım.
"Hayır." dedim hemen.
Neden diye baktı yüzüme.
"Neden mi? Çocuğumuz olunca ben onlara 'yavrularım sizin babanız bir sürü kadını altına aldı' mı diyeceğim. Çocuklara senin hakkında ne anlatacağım?"
Demir haklı dermiş gibi başını olumlu anlamda salladı.
"Çocuk yapmayız." dedi Tonguç.
Sinirlerim aşırı derecede bozulmuştu.
Sinirden gülerek karşılık verdim. "Evet ya, çocuk yapmayız. Ne kadar zeki bir fikir, bu benim daha önceden neden aklıma geldi, pardon gelmedi acaba?"
Tonguç bana sarıldı, ona istemsizce karşılık verdim.
"Gitmek istiyorum Tonguç."
Havaya kaldırıldığımı hissedince gözlerimi açtım, Tonguç beni kucağına almıştı. Her ne kadar onu istemesem de bir yandan vazgeçemiyordum.
"Demir," diye bir şeyler söyledi Tonguç, fakat anlamadım. O sırada dalmıştım.
...
Tonguç'un ağzından.
Gece'yi yatağa yatırdım ve hayatıma sıfırdan başlamaya kadar verdim. Artık kızlar yoktu, sadece Gece'm vardı benim için. Gece ile evlenecektim, çok güzel günlerimiz olacaktı, yani olacak.
Gece'nin yüzüne baktım, çok güzel uyuyordu. Uyurken melek.gibiydi, zaten normalde de melek gibiydi. Gibisi fazla, o benim meleğimdi. Bu düşüncelerle kendi kendime gülümsemişken Demir'e baktığımda bu gülümsemem yüzümden hemen silindi.
Gece'ye bakıyordu. O sorun değil zaten Gece ilgiyi üzerine alacak şekilde güzel biriydi fakat Gece ve Demir'in oldukça yakıştığını gördüm. Benzediklerini fark ettim, evet! İkisi de esmerdi, yakışmıyor da daha çok benziyorlardı. Daha sonradan Gece'nin Demir'in yengesi olduğunu düşününce mutlu oldum.
"Ne düşünüyorsun?"
Bakışlarımı Gece'den Demir'e çevirdim.
"Gece'yi." dedim ve kestirip attım.
O konuşmayınca ben de onun Gece'ye bakarak ne düşündüğünü merak ettim.
"Sen ne düşündün, yani ne düşünüyorsun?"
Bana baktı, uzun süre bakışları gözlerimdeydi.
"Bu kızı tanımıyorsun Tonguç." dedi.
Gece'ye baktım, çok güzeldi. Belki de ona olan ilgim aşk değil de, sadece bir ilgiden ibarettir. Bu düşüncemi aklımdan sildiğim gibi terasa çıktım.
"Gece benim." dedim kendi kendime.
"Tonguç."
Arkamı döndüğümde Gece'yi gördüm.
"Gece?"
"Polise gidelim mi?"
"Neden, neyin var, ne oldu?" dedim telaşla.
"Hırsızlık oldu."
"Ne?"
Ben dediklerinin altında bir anlam ararken bana doğru yaklaştı ve göğsüme başını koyup bana sarıldı.
"Kalbim çalındı."
°°° °°° °°°