_KimSin?_

102 13 6
                                    

Güzel bi Eylül gecesinde hoşbulduk.
Herkese iyi bayramlar.Bu bölüm sizlere benden bayram hediyyesi olsun.
iyi okumalar...
●●●●●●●●●●●●●●●●

Eylülün zayıf güneş ışıkları odamı doldurunca.Gözlerimi açmak zorunda kaldım.Yataktan kalktım ve pencereden baktımta insanlar koşuşturuyodu.Çocuktan büyüğe herkes sanki bi yerlere yetişmeye çalışıyodu.Araba sesleri,korneler nereye gidiyolar acaba?Bakıyorum 1kişinin yüzünde gülümse varsa 2 kişinin yüzü asık.1 kişi dertli,1kişi mutlu.Hayat çok garip ya.Kimsenin kimseden haberi yokki.Herkes kendi hayatını yaşıyo.Birisi durup yolun ortasında etrafa baksa görür ya.Bence kimse görmek istemediği için görmüyo.İsteğen yapar yani. Bakışlarımı gök yüzüne kaldırdım gördüğüm mavi bir deniz oldu.Denizden bi farkı vardı deniz yerde,o ise gökteydi.
Semada minik paylayço resmi geldi gözümün önüne.Gülümseme sebebim.
Aslında eski gülüşlerimi arıyorum.En saf,en temiz,en tasasız çocuk gülüşlerimi,Göğe uzanan ulu bir masal ağacının tomurcuklarında asılı kalmışlar.
Erişemiyorum......
Yaşanmış düşlerimde yitirdiğim masum gülüşlerimi bir tek "O" indirebilir aşağıya...
Bir tek o yüzümü güldürebilir yeniden.Diye düşünüyodum telefonumun mesaj sesiyle düşüncelerimden koptum.Telefonu elime aldım ve mesajı okudum."Lütfen universiteye gel,bu gün son gün devamsızlıktan kovulucaksın." yazılmıştı tanımadığım bi numaradandı.Kimki acaba?-diye düşündüm.Aman universiteden biridir işte ama haklı gitmem lazım.
Banyodaki işlerimi hall edip,üzerimi deyiştim,bi kaç defter,kitap aldım elime ve evden çıktım.
Hafif rüzgar vardı.Otobüse kadar yürüdüm...
Otobüse bindim ve pencere tarafta oturdum ve dışarıyı izlemeye başladım.Ne garip dimi her şeyi arkanda bırakıyosun sanki.Film gibi gözünün önünde hareket ediyo hayat.Yollar,ağaclar,evler,insanlar,arabalar 1-2saniye görüyosun ve geçip gidiyosun. Ya bence insanlar görmek istemedikleri için göremiyolar bazı şeyleri.Yüzümü otobüse taraf döndüm.İnsanlar konuşuyodu ses o kadar çoktuki insanın sağır olma isteyi doğuyordu.Neyseki o kadarda uzak diğildi universite.Otobüs durur durmaz indim otobüsten.Hiç sevmezdim zaten onca insan,ses...
Düşünerek yürüyodum universitenin bahçesinde.Bir kız ağlıyodu sanki.O tarafa döndüm bi kız merdivenlerde oturmuştu hemen yanında da bi erkek vardı.Tartışıyolardı galiba.Bir az daha yaklaştım ve
Erkek:-Ağlama!
Kız:-Dur,daha milyonlarca şey söyliğceğim sana.
Erkek:-Bak burda olmaz herkes bize bakıyo kalk gidelim.
Kız:-Bakarlarsa baksınlar,Hiç mi aşık olmadılar,Hiç mi yalnış yapmadılar?
Erkek:-Bilmem diye cevap verdi.Kızın gözlerinde aşk vardı.Ama yalnışı vardı.Erkekdeyse aşk yoktu.Yalnışta yoktu.Demek aşık olan insan yalnış yapar.Ama kızın yalnışı doğru kişiye aşık olmamaktı.
Ordan uzaklaştım ve Mimarlık bölümü olan binaya doğru yürüdüm.
Bir tarfım gitmek istemiyodu.Acaba derstemi?Ya karşılaşırsak.Ya görürsem.Nasıl tutucam kendimi sarılıp kokusunu içime çekmemek için?Zor onu görüpte sarılmamak,saçlarını okşamamak o kadar acı verici ki.Lütfen karşılaşmayalım.Aklımdaki bu düşüncelerle asansöre çağır düymesine bastım ve 1 dakika sonra geldi ve ben bindim.5ci kata geldimde asansörün gerekli olduğu sesini duydum ve indim.509 numaralı sınıf bizimdi.Sınıfa girdim.Bi kaç arkadaş vardı.Bende en arkaya geçerek oturdum.Daha dersin başlamasına 10dakika vardı.
İyiki karşılaşmadım.Sınıftan gün boyu çıkmazsam görmem heralde o nur yüzünü.Telefonumun mesaj sesiyle düşüncelerimden koptum.
Açtım ve mesaj aynı numaradandı:
"Geldine çok sevindim.İyiki geldin."
Mesajı okudum ve etrafıma baktım.Kimki bu?herkes kendi dünyasındaydı beni önemsiyen,bana bakan biri yoktu.Kim gördü geldimi.Acaba o'muydu.Yok ya yapmazdı yani.Yapsa bile kendi numarasından yazardı böyle oyunlar oynamazdı.Kendimi tutamadım ve cevap olarak
"Kimsin?"diye mesaj attım.Sınıfta birine mesaj gelmedi.Demekki sınıftan diğil.Kapının yanında birine mesaj geldi.Sesi duyar- duymaz fırladım.Bu sefer yakaladım.Kapıdan çıkar -çıkmaz birine çarptım.Ve burnumu dolduran o kokuyla kime çarptımı anladım.Dondum sadece.Ne ses duya biliyodum,ne de konuşa biliyodum.Oda susmuştu gözleri korkmuş gibiydi.Benim gözlerim alev aldı heralde.Korkuttum kızıda.Şu dilim çözülsede bi kelme ede bilsem.Sana o kadar diyilecek sözüm varki.Meleyim bi konuşsam susmam.Gitme,benle kal derdim.Biliyomusun şiir yazıyorum artık ve sana yazıyorum.Senin için...Sevgilim bi konuşsam şurda, şu anda sana bi şiir söylerdim.

Sahi;ayrılığın rengi neydi
Sevgilim?
Zifiri karanlıkta ki,siyah gözlerinmi?
Yoksa yağmurun toprakla seviştiği kahverengi mi?
Tükeniyorum gün be gün
Ele'de veremiyorum kendimi
Ellere gidemiyorum işte.
Senden başka her beden ecnebişeti artık.

Bir kaç aşka özeniyorum gizlice,
Nerde eli kenetli bir çift görsem;
Hep içimden küfrediyorum kendimce,
Seni sensiz yaşatıyorum içimde,
Ne zaman acıtsan yüreğimi haince.
İşte o zaman şiir olup ağlıyorum sessizce.

Şimdi;Aşkın rengini ne yapmak gerek sevgilim?
Dudaklarının âlımı?
Boynundaki siyah şalımı?
Yoksa mürekkebimdeki kanı mı?.....

Sen kendini öldürsen de benim için,
Ben seni sadece gözlerinden tanırım,
Ve sen gidince de durmaz ateşin.
Ben;mahşer günü gibi yine yanarım.
Ateşin içinde dahi ,
Seni ararım....

Kulaklarımı dolduran alkış sesiyle etrafıma baktım.Ben seslimi söyledim bu şiiri?
Zar-zor duyduğum o cılız sesini

"Senmi yazdın bu şiiri?"dedi Meleyim.

"Gerçekten sorucan soru bumu?"dedim ve cevap bekledim.Gelmeyince devam ettim.
"Ama benim sorum çok.Ama ilk sana cevap vereyim.Evet ben yazdım burda,şu an!Sana yazdım.Gözlerine yazdım!Sorum çok dedim.Nasılsın?Niye gittin öğlece habersiz?Kırdımmı seni?Üzdümmü?Hayatına benden sonra öğlece,hiç bişey olmamış gibi devam etmek nasıl bi duygu?!Ya geceler?!Geceler kafanı yastığa koydunda ben geliyormuyum aklına?!Hayallerimiz geliyomu aklına?!Lan susma konuş!Ben çok konuştum senin hayalinle aynı senin gibi öğle masum bakıyodu ki bana.Ama sen konuş bari!Sorularım o kadar çokki ve cevap bulamamak deli ediyo beni.kafamdaki sesler,sorular sağır ediyo beni.Susma konuş!" Kendimden bi haber bağırıyodum ve onun yalasından tutmuş sirkeliyodum.

"Can korkutuyosun beni."öğle güzel demişti ki,bunu sanki hiç bir suçu yok.

"Lan Allahın cezası! ben neler çektim biliyomusun?Halada çekiyorum bak!bana bak!Tam şurası(elimi kalbime koyarak devam ettim) öğle acıyoki sanki hiç durmadan kesiyolar,etimi koparıyolar." Ve sustum...

"Özür dilerim"diyerek sessizliği bozdu ve arkasını dönüp yürümeye başladı.

"Dur!Dur lütfen seni korkutmak,incitmek diğildi isteyim.Beni bi kere bıraktın ve bi daha bırakma!Benle kal!"dedim ve o sadece sustu...

Ve benden bi kere daha gitti.

Hocanın sesiyle arkamı döndüm ve sınıfa girdim.

Hoca:"Bu gün yazılı yapıcaz.Bi kağız ve kalem çıkarın."dedi ve soruları yazdı tahtaya.

Elimdeki kaleme ve bom boş kağıda baktım.
Ve saniyeler dakikalar oldu,dakikalar saat oldu...

Herkes kağıdını 3dakikaya masama bıraksın ve çıksın.
Ve ben aklıma gelen kelimeleri döktüm kağıda.

Hani en güzel şiirin ortasında kırılır ya kalemin öyle yaşıyorum yokluğunu.
İçimde kalıyor kelimelerim...

Ve sıramdan kalktım ve kağıdı veriyodum hocaya o sırada bi kız sesi duydum.

"Can diğer kağıt masada kalmış"dedi ve şiir olan kağıdı kendi aldı.Kendi elindeki kağıdı hocaya verdi.

Ve ben soru dolu gözlerle ona baktım.....

●●●●●●●●●●●●●●●
Ve bir bölümün yine sonuna geldik...
Yorum ve votelerinizi bekliyorum...:)

Şair ÇocukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin