Tanıtım 1

34.1K 1.1K 38
                                    

Kaç asır geçti gidişinin üstünden. Unutmam seni diyen yar unuttun mu beni?

Gözlerimi yeni doğmuş bir bebek gibi sevdasına açtığım güzel kaç ömür feda ettim yokluğunda!

6 yıl sonra...

Gökyüzü Dağhan olmamın üzerinden kaç yıl geçmişti sahi, her yeni görevde bu tarih tekerrür mü ediyordu yoksa silinip gidiyor muydu artık emin olamıyordum. Yine aynı oda, yine aynı masa ve bir kez daha gururla üstleneceğim yeni görev yeni bir kimlik..

"Teşkilat bu görevde senin olmanı istiyor." Mit mensubunda olan bir adam nasıl tsk'nın görevini devralırdı?

"TSK ile bu görevde birlikte mi çalışacağız?"

"Görünen öyle olacak, onlar senden gelen istihbaratla harekatı başlatacak ve istihbarat doğrultusunda operasyon için yeni bir kroki oluşturacaklar"

"Yani ortak çalışacağız, peki benden istenen nedir?" en zor soruyu sormuşum gibi sıkıntıya giren paşa gözlerini benden kaçırarak boyası dökülmeye yüz tutmuş duvara baktı ve kendiyle kavga eder bir halde yeniden bana döndü.

"Bu görev diğerler görevlerine nazaran farklı ve daha riskli Gökyüzü" bana böyle bir açıklamayı neden yaptığını anlamadan yüzüne baktım. Oysa umurumda olmadığını biliyor olması gerekmiyor muydu? "Yeni görevin hazırlıklar tamamlandığı an yani planımız haftaya olması yönünde" hala benden isteneni söylemekten kaçınan adama yumruklarımı sıkarak baktım.

"Benden istenen ne paşa?" haftaya ailemi görmeye gitmem gerekiyordu. Onları ne kadar daha dönmeyeceğime ikna edebilirdim bilmiyordum ama artık bir sonu olması gerekiyordu.

"Ailen burada olduğunu biliyor mu?" dişlerimi sıkarak "Hayır" dedim ve sorduğum soruyu cevaplamasını beklediğimi anlatmak istercesine bakmayı sürdürdüm.

"Neden söylemedin döndüğünü, onlarla görüşmen daha iyi olmaz mıydı?"

"Paşam, sorduğuma cevap verin benden istenen ne?" fevriliğime gülümser gibi oldu fakat mimikleri eski halini alır almaz çenesini kaşımaya başladı.

"Kaç yıldır görmüyorsun onları, bir mi, iki mi?"

"5 yıldır görmüyorum paşam şimdi benden isteneni söyle!" yumruğumu masaya vurduğumda hiç tepki vermeden bana bakmayı sürdüren adamın boğazına yapışmamak için kendimi sıkıyordum. Normalde bir görev için beni bu kadar bekletmez kısa konuşma ve görüşmelerle yapılan bir toplantı ve gerekli bilgileri bırakır çıkmam için beklerdi. Sabrımı bu kadar zorluyor oluşuna şüphe ile yaklaşmak istesem de uzun uzadıya beni sıkıştırmasının altında yatan nedenini ve dediği gibi görevin zorluğunu merak ediyordum.

"İşte yeni hayatın ve olacağın adam" önüme iteklediği dosyaya kısaca göz atıp bakışlarımı yeniden Vahit paşaya çevirdim. Dosyayı nasıl olsa en ince ayrıntısına kadar inceleyeceğim zaman olacaktı.

"Bu fevriliğin başına bela olacak diye korkardım ama zamanla korkularım gurur kaynağım oldu gökyüzü Dağhan, başaramayacağın bir görevle karşılaşmadım şimdiye kadar ama bu sefer ki senden çok beni korkutuyor nasıl karşılarsın bilmiyorum evlat ama bunun olması hepimiz için gerekli" anlaşılan üzerime kurulmuş bir görev vardı ve kilit nokta olarak görülüyordum.

"Ne olursa olsun kabul edeceğimi biliyorsun paşam, çıkar artık ağzındaki baklayı" sadece tebessüm etti.

"Bu görev için ölmeni istiyorlar" ayağa fırlamamla az önceki sözlerimi hatırlatırcasına bakmaya başlayan adama yutkunarak baktım. Bunca yıl görmediğim insanlara ölüm haberimi mi gönderecektim? Yüreğim sıkışırken geriye doğru sendelememek için can havliyle masanın köşelerine tutundum.

"Ne kadar zamanım var?" gözlerim çaresizlikle kapanırken sorduğum soru kabul edişimin ilk sinyallerini en acı şekilde veriyordu.

"Zamanın yok," eğdiğim başımı kaldırarak kıstığım gözlerimi ifadesizce paşaya çevirdim. Boş ifadem onu korkutmuş olacak ki yeni bir kağıdı önüme itti. En başta yazan 'Ölüm nedeni' kısmında takılı kalan gözlerim sonrasını görmek istemez gibi kısıldıkça kısıldı. Okuduklarım ağır geldikçe ellerim kağıdı dahi tutmaz oldu. Avucumda topladığım kağıdı buruşturdum ve omuzlarımı dikleştirdim. Başka bir soru veyahut söze gerek duymadan kapıya döndüm ve ağır adımlarla kapıya yürüdüm. Hala avucumda duran kağıdı cebime sıkıştırıp odadan çıktım. 


************

https://www.facebook.com/groups/KerimeSimsekHikayeleri

https://www.facebook.com/KerimeSimsekHikayeleri

https://www.twitter.com/esmerkeri

https://instagram.com/esmerkeriii

Sosyal Medya hesaplarımdan bana ulaşabilirsiniz :)

KALB-İ MÜEBBETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin