"1-Harika Bir Şey"

93 9 5
                                    


Vote ve yorumlarınızı eksiltmeyin, sizleri seviyorum ve elimden geldiğince güzel bir bölüm yazmaya çalışıyorum :)

İYİ OKUMALAR

Sonbahar akşamı, o kıvcıkları tanıdığım ilk gün. Yalnızlığımı temsil ettiğim o ilk sabah. Kafeterya'nın camlarına çarpan o ilk yağmur damlası. Her zaman ki gibi onu izliyordu gözlerim, ona dokunmak istiyordu titrek ellerim.

Kıvırcık bukleleri rüzgar nedeni ile yana uçuşuyor, pembemsi dudakları imtemisizce aralanıyordu. Elindeki kurşun kalemi ileri geri savururken, yemyeşil gözleri etrafta geziniyor, gamzelerini belirtecek biçimde gülümsene baaş ediyordu o güzel yüzüne. Önünde duran sıcak kahvesini yudumluyor, test kitabını çözmeye devam ediyor büyük elleri. O etkili bir şarap ben ise etkisi altında boğulan bir sarhoş... Mis kokusu ile yetinen çaresiz bir genç kız. Benim hikayem bu. Yemyeşil gözlerine, şebek hariketlerine aşık olan bir Plotoniğin hikayesi. Ben buyum ben Chloe Jefforson'um, aşığım, daha onu tanımazken hakkında en ufak şey bilmezken bile sevebilen bir kızım.

Birkez daha çevirdim simsiyah gözlerimi, dudaklarına. Şimdi o kurşun kalem dudaklarında can çekişiyor, adeta arzu ile tutuşuyordu. Tıpkı benim gibi. Tıpkı benim ona sahip olma isteğim...

"Chloe, yinemi?"

Gülümsedim. Acıyan kalbimin ilk zaferi idi bu.

"Evet, vazgeçemiyorum ki. Aşığım, aptal bir Plotoniğim."

"Aptal falan değilsin!" dedi gözlerini ders çalışan kıvırcığıma çevirirken.

"Cesaret edemiyorum ava." kurumuş dudaklarımı, dilimin yardımı ile ıslattım. "Cesaret edemiyorum çünkü; beni istememesinden okadar korkuyorum ki-"

"Bu harika bir şey."

"Ne?"

"O gerçekten çok güzel."

Adını bile bilmiyordum o güzel varlığın. Sadece bende olan bir hırkası vardı. Okadar güzel kokuyordu ki. 1 Ay geçmişti üzerinden. Hala kokusu eksik değildi. Öyle bir kokuya sahipti ki. İnanılmazdı... Ona çok fena aşık olmuştum. Çıkışım yoktu.

"Çok..."

Siyah Gözlerimi bedeninde gezdirirken, onu okadar iyi inceleyemedeğimi fark ettim. Siyah dar kot pantolonu biçimli bacaklarına yapışmış, beyaz tişörtü ona uyum sağlamıştı. Tek birşey eksikti. Siyah çerçeveli gözlükleri! Ders çalışırken takardı onları. Okadar güzel dururdu ki onda, Başınız dönerdi. O çok farklıydı. Karşısına çıkmaya cesaret edemezdiniz birtürlü.

"Ona aşıkmısın?"

"Çok..."

"Uh, marul kafa."

Ufak çaplı bir kahkaha atarken, sessizliği bozan bu kahkahama göz devirdiler ve yarım kalmış sohbetlerine geri döndüler. Bedenimi ani bir panik dalgası sararken ayağa fırladım ve masaya çarpmam sonucu kahve kupam yere düşerek, ufak parçalara ayrıldı. Birden bire ürkmüş bir şekilde yeşil gözlerini kitabından ayırdı ve benim olduğum tarafa yöneldi. Beni görmemesi için ani bir refkles ile arkamı döndüm ve büyük bir iç çekmemek için kendimi zor tuttum.

Half A Heart #Wattys2015 || h.sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin