-----------------Özgürlüğü kısıtlanmış bir melek, kanatları kırılmış. Uçmak onun en büyük mesleğiyken işini yapamıyordu. Pekte iyilik meleği sayılmaz ama yinede bir beyaz melekti. Kanatlarını kırarak onu karanlık yeryüzüne indirmek hiçte adil değil. Onun yeri masum gökyüzü, insanların içindeki şeytanla birlikte karanlığa çevirdiği yeryüzü değil..!
------------------
Bugünü sadece hazırlanmaya harcamıştım. Daha sonra daha rahat edebilmem gerekiyordu. Bileğimde takılı olan bordo saatime baktığımda saatin akşam sekiz olduğunu fark ettim. Yarım saat sonra akşam yemeği yemeye inecektik ve ben hala geldiğim kıyafetlerimle duruyordum. Buse banyodan elimde tarak ve tokayla yanıma gelerek "Abla saçımı örer misin?" diye masum masum bakmasının ardından yumuşak ve sarı olan saçlarını bol balıksırtı örerek pembe lastik ile bağladım. Üzerine giydiği salaş tişörtü ve kot şortuyla çok tatlı olmuştu.
Saat gelmeden üzerime beyaz üzerinde ufak pembe çiçeklerin olduğu elbisemi giydim. Parfümüm ve aksesuarlarımda tamamlandığında toz pembe babetlerimi giydiğimde tamamen hazır olmuştum. Koluma taktığım ufak çantamın içine telefon ve oda kartımı koyarak Buse ile koridora çıkarak annem ve babamın gelmesini bekledik. "Abla?"
"Efendim." Diyerek ufak elleri ile ellerimi tutan meleğime baktım. Kafasını yukarıya kaldırarak bana bakmaya çalıştı. "Bu akşam yemekten sonra sahile gider miyiz?"
Aslımda kulağa pek fena gelmiyordu. Akşam gece karanlığında etrafa huzur saçan yıldız ve ay ışığının altında oturmak.. Hmm. "Olur gideriz." Gözlerini büyülterek bana gülümsediğinde çok tatlı gözüküyordu. Annem ve babamın bize doğru geldiklerini fark ettiğimde oldukca şık oldukları gözümden kaçmamıştı. Annem kan kırmızısı bir salaş elbise, babam siyah takım elbisesiyle oldukça karizmatikti. Annem babamın koluma girmiş, ayaklarına giydiği platform siyah parlak ayakkabılarını tıkırtatarak geliyordu. Yüzünde ki gülümseme herşeye değerdi.
Yanımıza geldiklerinde annemin yanağına ufak bir öpücük kondurup "Çok hoş görünüyorsunuz bayan." diyerek iltifatta bulundum. Annem bana gülümsedikten sonra "Teşekkürler tatlım." derken babam araya girerek hafifce boğazını temizledi. Dudağımı ısırarak gözlerimi büyülttüm ve bizi kıskanan babama yandan bir bakış atarak yanına yaklaştım. Yanağından bir makas alarak iltifatımı ilettim. "Beyfendi, sizde oldukça çekici ve karizmatik olmuşsunuz."
Babam havaya girmiş bir şekilde cevap vermeden annemi de yanına götürerek cool cool yürümeye başladı. Arkasında kala kaladığımda elimi kaldırarak hafif bir şekilde seslendim. "Kimse bana trip atamaz." Busenin elini tutmak için etrafıma bakınırken onunda annemin elini tutarak önden gittiğini gördüm. Kaşlarımı çatarak kollarım birbirine dolayarak huysuz bir çocuk gibi arkalarından yürümeye başladım. Asansöre bindiklerinde ben daha onlara inat ağır adımlarla ilerliyordum. Asansör kapanmak üzereydi ama babamın tutacağına emin olduğumdan hala yavaş ilerliyordum. Taki babam asansör tuşlarından birine basıp kapı kapanana kadar. "Ahhh." Ayağımı yere vurarak sinirimi atmaya çalıştım. O sırada kolumda hissettiğim el ile refleks olarak ürpererek geri çekildim. Dalgalı kahverengi saçları, siyah kocaman gözleri ve çekici fiziğe sahip benimle yaşıt bir kızdı. Üzerine giydiği siyah mini elbisesiyle oldukça iyi gözüküyordu.
"Selam. " yumuşak ve sıcak sesi içimi ferahlatmıştı. Uzattığı elini tutarak "Selam. Ben Melisa." Dedim. O da benim gibi ismini söyleyerek konuşmaya başladı. "Bende Ayça. Memnun oldum." Yüzümde koca gülümseme ile başımı salladım. Ellerimizi ayırarak merdivenlere doğru yürümeye başladık. "Eğlenceli bir karaketere sahipsin"
Kaşlarımı kaldırarak Ayça ya baktığımda "Evet öylesin." Diye kesin bir dille konuşmuştu. Gözlerini merdivene dikerek dikkatli bir şekilde inmeye başladığında bende ona ayak uydurmaya başladım. "Sende..mm.." diye düşünmeye başladığımda aklıma hiç bir fikir gelmiyordu. Şak diye anlayabileceğim bir hareketini veya konuşmasını şu kısa zaman diliminde fark edememiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
-- SAKLAMBAÇ --
Teen FictionSakladık duygularımızı. Saklambaç oynadım duygularımla da birini söbeleyemedim. Korkuyu sobeledim bir ara. O sayarken sevgiyle karşılaştım. O sakaladı beni karanlık bir kuyuya. Kuyuda sevgiyle saklanırken aşk çıktı sonra ortaya. Aşkı görünce sevgi k...