o cesetlerden birisiyle karşılaştım . Apartman giriş koridorunda duruyordu ilk katta ki evin kapısına doğruydu vücudu biraz . Oradan da hem bodruma iniliyor hemde apartmanın ilk kattaki dairesine geçilebiliyordu . Sanırım merdiven olduğu için çıkamıyordu yukarıya doğru , dümdüz yürümeye çalışıyordu her seferinde ilk basamağa ayağını vurup yüz üstü göğsüyle beraber çenesini merdivene vurup tekrar doğrulmaya çalışıyordu . Çilem abla , aykut abiye doğru sarılmış tir tir titriyor korkarak bakıyordu cesete ben ise kusmamak için zor tuttum kendimi . Cesetin sağ omzunun derisi tamamen sıyrılmış damarları birer birer kemiğin üzerinde oluk halinle görünüyordu . Boynuna doğru devam eden deri sıyrıkları bu cesedin sanırım yandığının habercisiydi . Ağzının sağ tarafı tamamen kopmuş kan içinde kalan dili yarım yalamak görünüyordu . Gözleri kıpkırmızı ten rengi sarı ve beyazımsıydı . Bir kaç adım geri geldim kimseden ses çıkmıyordu duyulan tek bir ses vardı oda cesedin hırıltısıydı . Aykut abiye doğru baktım çaresizliği yüzünden okunuyordu ne yapmamız gerektiğini bilmiyorduk . Ya bunu öldürmeye çalışacaktık ya da bir şekilde kaçacaktık . Peki öldürme işini kim yapacaktı . Kimse de o cesaretin olduğunu sanmıyorum . Bir fikir geldi aklıma . Büyükçe bir valiz vardı dimi bizde peki bunu cesedin göğsüne doğru atsak ceset yere düşer mi ? Düşerse hemen kenardan kaçabilir miyiz ? Fikrimi Aykut abiye söyledim başka çaremiz olmadığı için kabul etmek zorundaydı . Her şeyin planını yapmamız lazımdı atar atmaz mı koşup kaçıcaz yoksa yere düştüğün de öldürmeye çalışacak mıyız ? Direk kaçmak en mantıklı olanıydı . Benim aklımdan geçen valizi üzerine atar atmaz direk sağdan duvarın dibinden kaçmaktı . Merdiven 9 adımlıktı . Valizi iyice kavradım 3-4 adım kadar basamak indim aramızda ki mesafenin yakınlığı arttırkça kalbim yerinden çıkacak gibiydi . Valizi tamamen göğsüme doğru yaklaştırdım ve hızlıca cesede doğru attım . Valiz göğsüne doğru vurduktan sonra ayakta güçlükte duran cesedi önce kıç üstü daha sonra boylu boyuna yere serdi . Kafasını yere vurduğun da çıkan kemik sesi her ne kadar içimi acıtsa da biran önce koşmaya başlamalıydım . Valiz üzerinden kaymaktansa tam boyun ve suratına doğru kaldı bu kalkmasını biraz daha güç duruma getirmişti bu da bizim direk kaçma şansımızı baya arttırmıştı . Merdivenleri tamamen inmiş artık kaçmamam için bir neden kalmamıştı kafamı çevirip çifte baktığım da Aykut abinin her ne kadar 2 eliyle eşinin omuzlarından kavramış götürmeye çalışmasına rağmen kadın ayaklarını yere sürterek direniyor cesedin yanından geçemiyordu . - Hadi abi hadiiii - . Diye bağırdım . Bir gözüm cesetteydi . Çok salakça hareket sergiliyordu ceset . Valizi elleriyle ittirmeyi akıl edemiyor sanki havayı tutmaya çalışır gibi valizin altından vücudunun üst tarafını kaldırmaya çalışıyordu . Çalıştığı şeyi başaracak gibiydi de zaten . Altı üstü bir valiz bu ne kadar durdurabilir ki . Tamamıyla valizden kurtulmuştu ceset daha ayağa kalkmaya çalışırken Çilem abla da tam gitmeye cesaret etmişti . Direk bir kaç adım indiler ama artık ceset tamamen ayaktaydı . Ben apartmanın koridorunun biraz daha sonuna artık çıkış kapısına doğru ilerlerken bunların gelemediğini anladım . Şuan yapmam gereken neydi . Onları öylece bırakıp gitmek mi yoksa yardım etmek mi ? İyice apartmanın sonuna doğru yürüdüm dışarı ya baktığım da mahallenin sessiz sakin olduğunu gördüm . Fakat az ilerde sol tarafta okul kapısının önlerinde bir kaç tane daha ceset vardı sanırım . - Abii , Abiii - diye seslendim . Yardım et Şahin al bunu buradan diyordu Çilem abla . Sahi ya ben cesedi kolundan tutup dışarıya çıkarmayı neden akıl edemedim ki (!) . Dalga mı geçiyor bunlar benimle o kadar kaçma imkanınız vardı neden benimle beraber gelmediniz . - Nasıl abla , nasıl ? - dedim . Dikkatini çek sana doğru gelsin, dışarıya doğru kaç arkandan geldiğin de bizde çıkalım buradan , sonra kaçarız dedi . Tabi yumurta dayanınca nasıl da çözüm üretiyor . Cesede doğru yaklaştım yerde bisikletten çıkmış bir pedal duruyordu . Elime alıp cesede doğru fırlattım yanından geçip ilk dairenin kapısına vurdu . Cesedin dikkati az olsa dağılmış merdivenin üstünde kalan çifti sürekli elleriyle yakalamaya çalışmayı bırakmış önce kapıya sonra bana doğru bakmıştı . 1 saniyelik şey bile olsa bir cesetle göz göze geldim . Vücudunu ağır hareketlerle bana doğru çevirdi ve dengesiz bir şekilde üzerime doğru yürümeye başladı . Heyecandan dizlerinizin bağı çözülür ya şuan o haldeyim . Şuan ne yapmam gerekiyor , kaçsana Şahin ne duruyorsun ! Dışarıya doğru yürüdüm arkamdan o küçük ama korkutucu cüssesiyle geliyordu . Apartmandan tam dışarı çıkarken hemen bodruma açılan bir kapak var metal olduğu için basınca ses yapmış olacak ki okulun önünde ki cesetler zaten bu tarafa doğru iyice yaklaşmış sesi de alınca üzerime doğru gelmeye başladılar . Apartmanın içinde ki cesette artık mahalleye çıkmıştı . 3 bir yanımdan üzerime doğru cesetler yürüyordu . O kadar heyecan verici bir durumdayım ki yutkunmayı dahi unutmuşum . Direk karşı kaldırıma doğru koştum hala arkamdan yavaş yavaş geliyorlardı . Çok yavaş hareket etmeleri ve attığım manevraları onların yapamamaları büyük şanstı . Direk okula doğru yürüdüm ki cesetleri okulun önünde toplayıp yolun soluna ayrılan kısımdan direk Aykut abinin yanına kaçıcaktım . Evde ki hesap çarşıya uymuyor . O yoldan da bir kaç cesedin geldiğini gördüm . Bunlar ne ara bu kadar artmıştı ne ara ürediniz oğlum siz . Okulun boyumdan biraz daha uzunca bir duvarı vardı . Kapısı demirden , üstten de sivri uçlu koruması vardı . Direk duvara doğru koştum arada ki farkı açmalıydım ki duvara tırmanırken yakalanmamalıydım . Duvara yaklaştığım da hiç durmadan zıplayıp tutundum sağ kolumu tamamen duvarın üzerine yatırdım diğer elimle ise duvarın çıkıntısından kavramıştım . Tek yapmam gereken kendimi yukarıya çekmekti . Neden bu kadar zor oluyor ki çeksene kendini yukarıya . Cesetlerin yaklaştığı ayaklarını sürtmeleri ve hırıltılarından iyice anlaşılıyordu . Son bir kuvvetle kendimi yukarı doğru çekip dizimi de duvarın üstüne attım . Artık tamamen duvarın üzerindeydim yapmam gereken okulun arka tarafına doğru duvarın üzerinden yürüyerek cesetleri o tarafa çekip hızlıca ,duvardan ilk çıktığım yere koşup atlayıp Aykut abinin yanına gitmekti . Tam okulun arkasına doğru yürümeye hazırlanmışken Aykut abinin eşiyle beraber evden çıkıp arabalarına doğru koştuğunu gördüm . Buda neydi şimdi ? Arkalarına bile bakmadan arabalarına binip gaza basıp gittiler . Peki ya ben ne olacağım ? İnce bir duvarın üzerinde yalnız başıma , altım da ise beni yemek için bekleyen ama bana ulaşamayan 5-6 tane zombiyle baş başa kalmıştım . Yorgunluk , susuzluk ve sinirden ağlayacak gibiydim . Duvarla bitişik demir kapıya doğru yasladım sırtımı ve kendi kendime söylendim . - Bunun hesabını büyük bir şekilde vereceksin Aykut - ...