Benim yaşlarım da olan iki çocuktan sarı saçlı olan diğerini vurmuştu . Vurulan çocuğun ellerini göğsüne götürüp kesik kesik nefes almasından neden vurulduğunu anlamamızı daha da zorlaştırıyordu. Sakallı yerde ki çocuğun başında durup bir yandan sesleniyor bir yandan elleriyle yüzünü sarsıyordu . Sanki 3 saat uyumuşta uyanmış gibiydi gözleri ağır ağır açılıp kapanıyor bazen ise yarım açabiliyordu . Dayı direk girdi araya vurulan çocuğun ayaklarını işaret ederek tut , hemen hastaneye götürmemiz lazım dedi . Apar topar kucakta arabaya götürdüler çocuğu fakat tahminimce giderken tamamen kapatmıştı gözlerini . Bizim sarı saçlı ne yaptığını anlamamış halde avuçlarına bakarken fatih te kapıya doğru yönedi . Bir anda bu kadar olay olması beni epey bir boşluğa sürüklemişti . Küçük çocuğa yanıma gelmesini işaret ederek kendimi koltuğa doğru bıraktım . Bizim sarı ellerini saçlarına götürmüş karıştırıyordu , sanırım neden yaptığını oda bilmiyordu . Dayı , fatihe siz burda bekleyin en kısa sürede gelcez derken fatih omzunu kapıya yaslamış dayısını izliyordu . Bizim sarıya tam neden vurduğunu soracakken fatihin durduğu yerden toprağı resmen kazıtarak koşmaya başladığını gördüm . Orta adımlarla kapıya doğru geldiğimde herkesin acele içerisinde arabanın içerisine doğru baktığını ve el hareketleri yaptığını görüyordum . Arabanın yanına koştuğum da içeride ki manzara benim sakallıya olan sinirimi neredeyse hiçe indirmişti . Vurulan gencin babası olduğunu tahmin ettiğim sakallı ,oğlunun vücudunun altında debelenip duruyordu . Kanlar içinde yatan çocuğun ne ara bu kadar kendine geldiği beni sasirtmisti ta ki ağzında ki et ve kan parçalariyla camdan bize bakana kadar . Anlamadigim bir şekilde çocuk cesete donusmustu ama bu nasıl oldu ki az önce göğsünden vurulmuştu. Sakallı hareketsiz bir şekilde yatarken çocuk kapıyı açmayı akıl edemeden dışarı çıkmaya calisiyordu aslında tek yapması gereken kapı koluna dokunmakti. Daha fazla bu görüntüye maruz kalmak istemeyen dayı ile diğer adamla beraber tekrar içeriye gectik . Olayın yanlışıkla olduğu artık gençlerde silah bulunmayacagi en ufak bir sorunda büyüklere danisilacagi kurallari getirildi . Sanırım bir aile olmanın ilk adimiydi bu . Bi adette çocuk var elimizde ya bunu ne yapıcaz ? Annesini suan bulmak imkansız belediyeye kayıp ilanı vermek istesek yetkililer suan kim bilir kimi çiğ çiğ yiyor . Bir alınan diğer karar ise her kim ölürse ölsün geri ceset olarak geliyor . Tüm Olaylar içerisinde en korkunç olanı buydu herhalde . Tüm bu olaylar yatışıncaya kadar kendimize güvenli bir yer bulmamız gerekiyordu . En güvenli yerimiz olan evimiz bile artık tehlike arz ediyordu . Sanırım artık küçükte dahil kalanlarla kendimize güvenilir bir yer bulmamız ya da yaratmamız gerekiyordu . Ama her geçen zamanda acikan karnimizi ve susuzlugumuzu düzenli olarak nasıl giderecektik . Ben , Fatih , küçük , cengo ve dayı artık bu uğursuz evden çıkmamız gerektiğini düşünüyorduk fakat nereye gideceğiz . Kimisi annesini kimisi eşini unutmuş halde plana odaklanmış haldeydi . - Yüksek fakat açık alan halinde bir yer bulalım bence - dedi cengo . Dayı - öyle bir yer varsa 2 katı fiyatına alırım ben - bakışıyla adeta tersledi bizi . Direk söze karışmak gibi oldu ama oturmanın bir ise yaramayacağını çıkıp bir şeyler yapmamız gerektiğini söyledim ben . Şuanlik mahalle aralarında hareket ettiğimizden çok uzak olmasa da cesetlerin bize yetişemeyecegi bir şekilde ilerlerken öncelikle barınacak bir yer bulmamız lazımdı . Küçüğümüz biraz acıkmış herhalde karnını tutarak yürümesinden belli . - oğlum çok susadık lan - diyerek durdu dayı . Bencede önce sağlam bi yemek yesek sanırım kafam daha iyi çalışabilir .1 2 mahalle ileride ki benzinlige gidebilirsek belki hem yardım hemde yiyecek alabilirdik fakat biraz anayol olduğundan çok sayıda ceset olabilme ihtimali vardı . Kısa bir süre yurudukten sonra tren yolundan geçip temkinli bir şekilde benzinlige yaklastik fakat yolda boş boş dolanan cesetler harici içeride kimse görünmüyordu . Büyükçe bir taşı yola doğru atıp cesetleri iyice sese doğru çekerek uzaklastirdik . Hızlı adimlarla benzinlige girdik fakat yere doğru sarkan pompalar buranın pekte güzel terkedilmedigini gösteriyor . Iceri de kimse yoktu ama her taraf açık halde sanırım marketten ne istersek yiyebiliriz . Peki para ? Sanirim bu seferlik ücretsiz olacak . ufaklığı da yanıma alıp atıştırmaya başladık . Akşam saatinin geldiği karanlığın çökmeye başlamasından belliydi sanırım biran önce kendimize kalacak bir yer bulmamiz lazımdı . Sarkan pompaları izlerken gözüm kolonlara ilişki ve takibin de istasyonun üstünün düz bir şekilde olduğu dikkatimi çekti ve hemen durumu bizimkilere anlattım . dayı elini omzuma atarak - güzel , sanırım kalacağımız yeri buldun - dedi . Her şey hoş güzel ama oraya nasıl çıkabiliriz ki ? Sanırımm içeriden merdivenle . Merdivenleri takip ettiğimiz de sanırım Müdür odası diyebileceğimiz bir yere çıkıyor ve burada ki pencereden önce marketin çatıya tırmanıp ardından market çatısından benzin tanklarının çatısına ufak ve riskli bir zıplayış yapmamız gerekiyordu . Çünkü şuan cesetlerden çok yaşayan insanların bize sorun çıkarabileceğinden dolayı müdürün odasında kalmak bizi kolayca ele verirdi Elimizde ki son Şansın bu olması bizi buna mecbur kılmıştı .