Her pazar olduğu gibi sabah sabah ablamın o insanın beynini kurcalayan saç kurutma aletinin sesiyle uyanmıştım . Nasıl olur da unuturdum bugün günlerden pazar ! Bildiğim kadarıyla ablamın sevgilisi yoktu ama sanırım takıldığı bir eleman vardı bir insan gününün 24 saatini telefonda geçirip her cumartesi pazar dışarı çıkar mı . Bir sinirle kalktım yataktan ablama sert bir bakış atıp evin en iyi köşesi , oturma odasına geçtim . Saat 09:18 . Dışarıda garip bir sessizlik vardı sanırım bu dün akşamüstü direkten gelen bilgilendirmeyle alakalıydı . '' Bu gece gelmesi beklenen Asit yağmuru tahmini olarak 2 gün sürecektir , asit yağmuru ile ilgili detaylı bilgiyi internet sağlayıcınızdan öğreniniz ve gerekmedikçe evinizden dışarı çıkmayınız '' . Ne tarlam var ne bahçem elektrikli motorum da içeride ne koyar bana ? Hemde neden evden çıkmıyoruz ki kafamı mı delecek bu yağmur ? Hem Asit yağmurunun benim şehrimde ne işi var ? Karnım acıkmış gibiydi annemin hazırladığı yemek tepsisini önümde ki sehpaya koyup sabah haberlerinin tekrarını izlemeye başladım . Her kanal bu plastik fabrikasının gece geç saatlerde gölete döktüğü radyoaktif maddelerden bahsediyordu bu kadar sıkıcılık bir kanala fazla diyip evden dışarı çıkmaya doğru yeltendim .Annem direk fırladı mutfaktan - Zaten Selmayla çıkmaması için kavga ediyorum birde sen mi çıktın başıma ? - Bir süre tartıştık , 20 yaşına gelmişim ve hala kısıtlanmaya çalışıyorum ya kafam çok fena atmıştı elektrikliğe atladığım gibi bizim mahallenin kahvesine doğru yola çıktım . En fazla 60 yapıyor bu makine , koşarak geçilecek kadar yavaş gidiyor sanki . Umarım dönüşte şu gürüldeyen yağmura yakalanmayız . ilerde kahvenin önünde insanlar bir şeyin başına toplanmış fakat son derece rahatsız edici bir düdük sesiyle dağıtmaya çalışan sivil vardı ve arkasından gelen 1 ekip arabasıyla 1 ambulans . Elektriklinin ayaklığını kaldırıp kalabalığın biraz sağ tarafından olayın ne olduğunu anlamaya çalışırken yan tarafta murat amcanın akranına söylediklerini duymaya çalıştım . Bir kavgadan bahsediyordu , yıkık dökük eski ev görünümlü trafodan koşarak çıkan birisini ve ardından üstü başı yırtılmış halde onu yakalamaya çalışan birisi olduğunu söyledi ve ekledi de - Neyse ki bu aralar mahallede ekip arabaları çoğaldı daha biz ne olduğunu anlamadan ekip arabası denk gelmişti bir kaç dur ikazına uymayınca sanırım silahla vurdu bende o sese geldim - dedi . Kimmiş bu adam baktınız mı yüzüne diye sordu arkadaşı . ilk gelen Murat amcaymış tek 2 el silah ateşi duymasına rağmen yerde yatanın bacaklarına kadar yara bere içinde , sol kolunun sırf kan içinde olduğunu ve göğsün de birden fazla açıklık olduğunu birde yüzünün sırf kan içinde kaldığını söyledi . O kadar merak ettim ki şu 2 ambulans aracının arasından bakmam lazımdı sahi ya neden 2 tane ambulans var ? Dışarı çıkılmamasını gerektiren bilgilendirmeden sonra dışarıda çokta kişinin bulunmaması yerde yatanları görebilmem için büyük bir şanstı . Biraz daha yaklaştım araçlara sivil polis diğer taraftaki kalabalıkla uğraşıyordu nasıl olsa burası duvar tarafı kimse geçemez . Tam gördüm diye sevinirken garip siyahımsı bir kılıfın içindeydi yatanlar . Bütün hevesim kaçtı tam gitmek için motora doğru giderken birden bağrış sesi duymaya başladım direk insanların tarafına doğru gidip olay yerine doğru baktığımda siyahımsı kılıfın içinde ki adam sanki kendine gelmiş gibi doğrulmaya çalışıyor ve elleriyle kılıfı ittiriyordu ne olduğuna anlam veremeden izlemeye başladım nasıl olurda ölmeyen adamı onun içine koyarlar adam öldüyse nasıl kıpırdıyor sivil polis bile direk oraya doğru yöneldi 2 cesedin de yanında bulunan ensesi kalın sağlam birisine benzeyen kel bir polis vardı elinde ki telsize bir şeyler söylüyordu direk 2 polise el işareti yapıp açmalarını söyledi . Polisler fermuarı temkinli bir şekilde açtıklarında yatan adamın adeta mide bulandıracak şekilde göğüs tarafının olmadığını fark ettim herkes bir şok içerisindeydi . Yerden kalkarak daha yakın olan ilk polise sarılıyor gibi oldu daha sonra polisten bir bağrış duydum , polis geriye doğru düştü boğazından kan fışkırıyordu yattığı yerde titriyordu adam . Bu yerden kalkan sözde ölmüş olan adam bize doğru döndü ağzında et parçasıyla karışık boğazına doğru kan akıyordu elleri kıpkırmızı kalmış bir yandan da ağzındakini tutmaya çalışıyordu herkes birkaç adım geri gelmeye başladı kimse ne olduğunu anlamıyordu ceset ise elindekini atmış polise doğru gelmeye başlamıştı herkeste bir bağrış vardı polis belindeki silahını çıkarmaya çalışıyordu ve ardından bir ...