Bölüm 5

15 3 0
                                    

Bir anda sırtım yerle buluştu . Ve beni sardığı şey her ne ise bir kabuk gibi açılmıştı. 

Zifiri karanlık.

Hicbir şey göremiyordum . Yavaşca ayağa kalktım .  Ve aniden bir rüzgar yüzüme çarptı .
Hızla geri çekilip ,

"Ki-kimsin sen? Neredesin? Ne-ne yapacaksın bana ? "

Korkudan sesim titreyerek ardı ardına yığdım soruları . Ve geri geri gittim . Bir duvar yokmuydu?

Sonunda sırtım bir duvarla buluştu . Bu benim taktiğimdir.  Korktuğum zamanlarda güvende hissetmem için sırtımı bir şeylere yaslamam gerekirdi .

Karşımda birinin nefes alışverişini hissedebiliyordum . Bana fazla da uzak değildi .

"Kimsin sen? Beni sinirlendirme! Lanet olsun..."

dedim öfkeyle .

"Lanet etme. "

dedi yakınımda yumuşak bir ses . Sesi bir seri katil  , rüşvetçi bir hırsız veya bir organ mafyası gibi çıkmıyordu .

"A-macın ne ? Ne yapacaksın bana? Ne-neredeyim ben ?  "

dedim  yine korkak bir sesle . Sesimin böyle titremesinden ve kekelemekten nefret etmiştim . Çünkü beni güçsüz gösteriyordu .
Ayrıca en hassas noktamdan vurulmuştum . Karanlık .
Ve cevap yok .

"Bak sesinden belli , biraz kibar bir insana benziyorsun . Amacın ne? "

dedim sesimi kontrol altına almaya çalışarak.  Ama hala korkuyordum . Çünkü o  konuşmuyordu  . Sesinin kibarlığından bahsederek biraz konuşmasını sağlamak istiyordum .

"Öyle mi? "

dedi usulca . Önümde bir sağa bir sola yürüdüğünü hissedebiliyordum .

"Ne istiyorsun ? "

diyerek asıl  sorumu tekrarladım.

"Seni."

dedi hızlıca . Bana yaklaştığını hissettim . Ve ona cevap veremedim. Biraz sessizlikten sonra ,

"Seni görmek istiyorum . "

dedim . Ona doğru uzanıp iki omuzundan yakaladım .
Geniş omuzlar , sert kollar , uzun boy ve dün gece odamdaki o farklı ferah koku  ...
Ellerim yavaşça göğsüne kaydı . Sert . Ve bana göre sağ tarafta delice atan bir yürek ...

O hiç ses çıkarmıyordu . Bana izin veriyordu . Ellerimi yavaşça yukarıya doğru kaydırdım.  Boynuna dokunurken kaslarının kasıldığını hissedebiliyordum.  Yoksa dokunuşumdan  etkileniyor muydu?

İki elimle yanaklarına dokundum. Elerim biraz titriyordu ama bu hislerimi yanıltmıyordu.
İki baş parmağımla dudaklarına dokundum .
O sırada beynimde şimşekler çakıyordu . Dudak... sıcak öpücük...yumuşak ve ıslak ...
Dikkatimi bozmak için ellerimi elmacık kemiklerinden gözlerine kaydırdım.  Ve saçlarına dokundum . Tam bir ipek . Parmaklarım pekte uzun olmayan saçlarından kayarak geçti .

"Nesin sen böyle ? "

diye sordum hayret ve hayranlıkla .

"Çok tanıdık geliyorsun . Bunu nasıl anlıyorum , bilmiyorum ama ... Kokun da tanıdık ."

dedim .

"Bilmiyorum... "

dedi fısıltıyla karışık . Sesinin tınısı ve nefesi kulağımı okşamıştı.  Ben daha çok konuşmasını isterken o neden hep susuyordu ki?

"Belki de sadece gözü şehvetle boyanmış bir elçiyim."

dedi .

"Kimin elçisi? "

"Tanrı 'nın."

"Se-sen nesin ? "

dedim elimi onun sırtına götürerek. Bir anda sert bir rüzgar elime çarptı ve onun sırtında bir baskı yaratarak son buldu . Bu rüzgarların nereden geldiği de ayrı bir merak konusuydu.

"Neyim ben ? "

diye yineledi beni , sesinde hayret vardı.  Sesi hala bir fısıltıydı . Ben de fısıldadığımı farketmiştim .
Ellerimi uykudan uyanırcasına onun üzerinden çektim .

"Beni evime götür."

dedim . İstem dışı bir şekilde bana güven veriyordu sesi . Ve bana hala bir şey yapmayışı da bu güveni arttırıyordu .
Ama hemen buradan gitmeliydim. Annem meraktan çatlamış olmalıydı .

"Seni dünyaya götürmek istemiyorum."

dedi . Tepkimi anında belli etmiştim.

"Se-sen ne diyorsun? Dünya derken neyi kastediyorsun? Zaten dünyadayız?!  Hahahah! Bu bir kamera şakası olmalı ! "

"Dünyada değiliz ."

dedi net bir sesle .
Eğer birisi karşımda bana yalan söylüyorsa ben bunu anında anlardım . Ve asla yanılmazdım da . Ama lanet olsun , yalan söylüyor gibi değildi. 
Soracağım çok konu vardı. Ama o beni yanıtlamıyordu . Mesela burası neresiydi? Buraya gelirken neyin içindeydim? Ne şekilde gelmiştim? Burası neden karanlıktı ? Sorulacak ve binlerce kez düşünsem bile asla yanıtlayamayacağım çok soru vardı . Bu karmaşaya gireli en fazla 10 dakika olmuştu.  10 dakikada bir oda dolusu soru işareti oluşmuştu . Okuldan eve döndüğüm sırada geldiğim şu duruma hayret ediyordum .

"Uzaylı mısın sen? Hayır . Uzaylılara inanıyorum . Ama neden ben? "

diye hayatımın en yersiz ve saçma sorusunu yönelttim. Sonra saçmaladığımı farkederek sustum.

"Çünkü milyonlarca insan içinde ben bir tek senin ışığı görebildim Heaven. "

diye fısıldadı . Bu sözler beni sarhoş ediyordu . Ve istem dışı bir şekilde beni böyle gevşetmesine sinir oluyordum. Çünkü kontrolü yavaş yavaş ona bırakmama neden oluyordu.

Kendimi toparlamaya çalışarak ,

"Yani se-sen şimdi nesin? Ben anlamıyorum . Anlayamıyorum."

dedim.

"Sırtıma tekrar dokun ."

dedi . Ve yine sert bir rüzgarla karşı karıya kaldım . Ellerimi yavaşça onun sırtına götürdüm. Ama bu sefer dokunduğum sırt az önce dokunduğum sırt değildi.Körpücük kemiğinde iki tane kalın bir çıkıntı vardı . Daha fazla devam edemeyerek hızla ellerimi çektim.

"O da neydi öyle ? "

dedim korkuyla .

"Bak... "

dedi . Bekledim .Etraf yavaşça aydınlandı . Mavi loş bir ışık karşımda duran varlığın sırtında gerilmiş dev kanatlardan yayılıyordu . Ve yüzünü de aydınlatmıştı nihayet .
Gözlerim yerinden çıkacakmış gibi hissetmiştim .

"A-aman Tanrım.  Se-sen..Sen bir rüyasın..."
diyebilmiştim en fazla .
O kadar güzel bir varlık daha önce varmıydı ? Bilmiyorum. Bu an büyülü bir andı . Kaldıramayacağım kadar çok etkilenmiştim . Ellerim buz gibi olmuştu.  O ise karşımda başı hafif yana eğik ve sarı saçları yanaklarına düşmüş bir şekilde bana bakıp olağanüstü bir güzellikte gülüyordu . Mutluydu.

"Sen de bir rüyasın Heaven."

dedi . Beni sarhoş etmeyi başarmıştı.  Hem de  tek bir fiske alkol almadan.  Şimşekler çakıyordu beynimde ve bir puzzle gibi her şey yerine oturuyordu . Geçen gün rüyamda gördüğüm arkası dönük melekti bu . Bu kokusu daha dün gece odamı dolduran kokuydu . Ve bu da demek oluyordu ki dün gece beni öpen oydu.  Dah fazla dayanamıyordum . Hiç bilmeden nasıl bir filmin içine düşmüştüm böyle ?

Hatırladığım en son şey ben daha gözlerim kapanıp yeri boylamama kalmadan onun beni kendine çekişiydi.



KOVULMUŞLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin