Bunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim bu böyle. Artık biraz kendimizi açmanın kendimiz hakkında yazmanın zamanı geldi. Çağımızın koşullarına ayak uydurarak vaktimizin büyük çoğunluğunu geçirdiğimiz whatsapp grubu. Ah şu whatsapp grupları da olmasa ne yapardık. Grubumuz bizi birbirimize bağlayan,dertlerimizi paylaştığımız,her konuda fikirlerimizi aldığımız,eleştirdiğimiz,sorguladığımız,gözlerimizden yaşlar gelene kadar güldüğümüz,bazen tartışmalar yaşadığımız en önemlisi de tespitlerimizi yaptığımız en özel alanımız. He dedikoduyu da unutmamak gerekir tabi :)) Peki ne bu tespitler? Ne konuşuyoruz, neyden konuşuyoruz biz? Aslında herşeyden geçmişten,gelecekten,andan,bugünden ve yarından.. Bugünlerde de en çok konuştuğumuz konu sanıyorum ki ilişkilerimiz. Nerede hata yapıyoruz? Kafamızı en çok kurcalayan aklımızı kemiren soru bu belkide. O kadar çok şey var ki aslında bitmiş ilişkilerimiz ve varolan ilişkilerimiz üzerine. Edi ve Büdü'nün grupta bir kankası daha var aslında kod adı B :) Kod adı B'nin herkese örnek olabilecek tarzda ve aslında özenilecek bir ilişkisi var ama gelgelelim o bile nerede hata yapıyorum demekten kendini alamıyor. Biz yeni yetmeler Edi ve Büdü'yü hiç söylemeyelim isterseniz :) Yine bir gün nerede hata yapıyoruz konulu toplantımızı yaparken başladık tespitleri dökmeye. İlk tespit ne yaparsak yapalım ne kadar mutlu olursak olalım dönüp dolaşıp hop depresyon.. Ve hemen ardından ikinci tespit biz ilişki yürütemiyoruz. Ve ardından sorgulamalar. Neden ilişki yürütemiyoruz? Çünkü biz egomuza hizmet eden insanlar istiyoruz hayatımızda. Deli gibi sevilmek, sahiplenilmek, bıktırırcasına ilgi istiyoruz. Peki böyle adamlara hiç mi rastlamadık? Tabiki rastladık. Peki ne oldu? İlk zamanlar bu bize iyi gelse de kısa bir zaman sonra iyice sıktı ve hoşçakal.. Sonra ne yaptık? Tam tersi bir adamın hayatında buluverdik kendimizi. Bizi çok çok umursamayan, hatta işine geldiği gibi davranan adamlar. Onlarla yürütebildik mi? Hayır. İlk zamanlar bu bize çekici geldi kabul ama kısa bir süre sonra bana değer vermeyen beni önemsemeyen ilgi göstermeyen bir erkekle olamam deyip hoşçakal.. Yani becerebildiğimiz tek şey yalnızlık gibi bir sonuç çıksa da buradan o da değil. Çünkü yalnız kaldığımız anda da ayy ne mutlular, darısı başımıza, duydun mu o da evleniyormuş, bizim de böyle olsun şeklinde totemler ve konuşmalarla kafayı yemeler.. Onunla da olmuyor, onsuz da.. Bir tarafta bu adam bemi sıktı deyip hemen bulunmaz hint kumaşı edalarına bürünmeler, adamı sallamamalar, egoist tavırlar üstüne gitmeler; diğer yanda mutsuz olmalar, kırılmalar, üzülmeler, depresyonlar.. Yalnız kaldığımızdaysa özenmeler, dilemeler, bazen sinir olmalar, totemler.. Sonra kendimize dönüp bakıyoruz. Suç bizde çünkü fazla egoistiz. Biz bunları istiyoruz ama karşılığında ne veriyoruz? Edi hemen atılıyor ve pardon da onları seçmişiz daha ne verecektik diyor. Tebrikler Ediciğim diyerek devam ediyoruz işte bu işler böyle olmuyor. Büdü olarak atılıyorum emek vermiyoruz ilişkimize sahip çıkmıyoruz diyorum. Hayır emek verdik diyor, alttan alıyoruz uyum sağlamaya çalışıyoruz görüyorsun diyor. Evet bu da doğru yani Ediciğim de haklı tabi. Ama Büdü olarak devam ediyorum: Belki onlar da bizim düşündüğümüz gibi kendilerini bulunmaz hint kumaşı olarak görüyorlardır? Edi'den bir tespit onlar bizim gibi egoist değil. Belki de göstermiyorlardır diye devam ediyorum. Onu bunu bilmem ben kendimi bir erkeğe adayamıyorum, onu yap bunu yap deyince deliriyorum diyor Edi. Sonuç? Özgürlüğümüze uzatılan ellere meydan okuyarak, yine o muhteşem egomuzdan ödün vermeyerek, mutlaka bir yolu vardır tarzında engin düşünce denizimizde boğularak kendimizi yeni tespitler arayışına doğru bırakıyoruz. Ve son olarak ekliyoruz. Bizde tespit hiç bitmez!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Birileri MUTLU Gözükür
No FicciónÇok yakın iki dost , arkadaş , kardeş hatta ikiz. Neden mi ikiz çünkü onlar ilk başta birbirlerine hiç benzemediklerini düşünseler de aslında kaderlerinin bire bir aynı yazıldığını anlarlar. Farklı kişilerle aynı anda aynı olayı yaşadılar , geçmi...