Unutmaya çalışmak

413 15 2
                                    

Tahmin edildiği gibi yukarıda sarhoş Ginny var..

Hala sulu gözlerim , kırılmış kalbimle, kanlanmış dudaklarla, kollarımla sarmaladığım bacaklarımla şamarcı söğüdün dibinde oturuyordum. Sayıklıyor ağaca yasladığım sırtımı daha çok bastırıyor, acıyı hissetmek istiyordum. Harry benden neden her an daha çok uzaklaşıyordu, kaderimde yazmadığı belki doğruydu ama ben hayatımda olmasını istiyordum. Hayatta istediğim tek gerçek oydu. Gözlerim feci sızlıyordu , tabi dün akşamdan belli aralıksız ağlamıştım. Bana yasaklanmıştı herhalde, ben ona yaklaşmaya çalışıyorken oda aynı şekilde hep uzaklaşıyor, ona sahip olmamı engelliyordu. Şimdi de bana acımadan ona ihanet eden Chank i seçmişt, ona geri dönmüş yine beni sallamıştı. Bu hiç adil değildi . Kafamı iki avucumun hapsinden kurtararak ağaca yasladım ve derin bir nefes alarak kızıla bürünmüş gözlerimi gökyüzüne diktim. Tek bir bulut bile yoktu. Hiç de içimde ki fırtınaları yansıtmıyordu bugün gökyüzü. Kuş cıvıltıları, kulağımı okşamaya başladığında yüzümde acı bir gülümseme belirdi, bugün ben hariç herkes için güzel bir gündü herhalde. Harry!! Elimi kalbime bastırdım, o beni sevmiyor ve hiçbir zaman da sevmeyecek. O Cho Chank e aşık, bana aşık değil, hiçbir zaman da olamayacak. Ümitlerim bir çubuk kırmak kadar kolayca kırılmıştı. Bütün umutlarım gece olunca, güneşin yok olduğu gibi yok olmuştu. Pes etmem gerektiğini düşünüyordum artık, boşu boşuna beni sevemeyecek kişi için koşturmak ve her zaman da kalbimin kırılması ile sonuçlanmasından bıkmıştım. 7 sene! Kulağa az gibi geliyor olabilir ama koca 7 sene boyunca olamayacak sevdanın peşinde umutsuzca koşturmuştum. Benim de kırılan bir kalbim vardı ve her kırıldığında sanki ölüyordum ve bir umut duyunca tekrar diriliyordum ama artık 9 canım da tükenmişti. Artık kırılan kalbim eskisi kadar çabuk düzelmiyordu. O bana yasaksa eğer ben de onu unutmam gerekiyordu, nasıl olacağı ise umurumda değildi. İşte benim şansımın her zaman sıfır olduğu bir gerçek, ben onu hiçbir türlü unutamazdım ki. Ama unutmuş gibi yapabilirdim ve arkadaş gibi olduğumuz günlere geri dönebilirdim. İçimi kocaman bunaltı sarmış, bana hiçbir zaman istediklerimin kabul olmayacağını söylüyordu. Bende artık bir şeyi çok istemenin iyi bir şey olmadığının altını çizdim bir kez daha çünkü neyi çok istesem isteyeyim hiçbir zaman kabul olmamıştı. 

  Oturduğum çimenlikten doğrulduğumda başım dönmüş bir yere tutunma gereksinimine kapılmıştım. Söğüt de iyice yaşlanmış dallarını sarkıtmıştı. Söğüdün yere sarkan dalından birine yaslanarak başımın dönmesinin geçmesini bekledim. Biraz rahatladığımda, adımlarımı hızla atarak bir koşu Hogwarts dan ayrıldım ve Hogsmeade' e doğru yürümeye başladım. Koca bir bidon ateş viskisi indirmek istiyordum mideme ve bunu en çok hoşlandığım ve genelde gittiğim Fiona nın çalıştığı Bar da yapacktım. Fiona eskiden Hogwarts'a gelen Revinclow lu bir kızdı, babası savaştan sonra okuldan almıştı onu ve bu Bar da çalıştırmaya balamıştı, tahmin edildiği gibi babası pek sevilen biri değildi ve tabi büyücülerden de nefret eden bir Muggle dı. Ailesi Hogsmeade de yaşamıyordu ama Fiona muggle ların dünyasında sorun çıkarmamak için bu Bar da kalıyordu. Yani ailesinden uzakta hiç tanımadığı kimselerle kalıyordu. Bir an düşündüm benden kötü durumda olanlar da varmış demek ki. 

 Fiona'nın çok güçlü bir kız olduğunu tüm okul bilirdi. Savaşta yer almak çok istemişti , neredeyse benim kadar hemde ama babası izin vermemişti işte. Barın kapısına vardığımda daha yeni perdeleri açtığını gördüm, demek ki saat henüz 07:00 dı. Sürpriz yapmak istedim ve sessizce kapıyı açarak içeriye sıvıştım. Bu vaziyette iken bile ne kadar haylazlık düşünebiliyorum ya, bir de Fred'e söz ederdim. Ama beni de kendilerine benzetmeyi başarmalarına ramak kalmış. Fiona, bir şeyi çok dalgınca düşündüğü belliydi çünkü baktığı ve umursadığı tek şey perdelerdi, normlde şuana kadar yaptığım çoğu sürpriz pilanları suya düşmüştü. Biraz endişelenmişte sayılırdım, ya benim yerimde sapık bir erkek olsaydı, bu saatte kimse de kurtaramazdı onu. Şimdilik azarlama gereksinimini erteleyerek ikili sandalyelerden birine yavaşça kendimi bırakarak, soğuk tutmaya çalıştığım sesimle konuştum.

Beni Farket ArtıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin