Beni Farket Artık

Üç süpürge

Evet, sorduğum soru ile tam gözlerimin içine bakması beni gereyinden fazla rahatsız etmişti. Bakışlarına merak duygumu ön sıraya iten bir bakış attığımda gözlerini benden bir saniye bile ayırmaksızın bana doğru yaklaşarak cevap verdi.

- Aslında bu konuyu senin ile üç süpürgede konuşsam daha iyi olurdu, böyle ayak üstü söylenecek bır şey değil çünkü.

- Ah Merlin'nin kocaman söküğü olan donu aşkına Michael, şimdi de yeri mi beğenmedin? Çatlayacağım şimdi..

- İyi de seninle konuşamam bu konuyu, bu halde. Hani eğer müsait değilsen anlarım ama tabi şimdi konuşsak daha mutlu olurum.

- Benim aslında acilen birini bulmam gerekiyordu bir dakika önce ama senin de söyleyeceğin şu önemli mevzuyu çok merak ettim. Belki bir yarım saatlik konuşma için bulmam gereken kişi bekleyebilir.

- Tamam o zaman bir an önce gidip konuşalım.dedi önden gitmeye başlayarak.

Çocuk bulmam gereken birinin olduğunu söylediğimde boynunu düşürmüştü ve ben bunun ne anlama geldiğini anlamıştım. Bu çocuk beni ne sanıyordu? Ben zaten birini seviyordum, bu çocuk ne kadar yakışıklı olsa bile hiç kusura bakmasın. Eğer önemli mevzusu da sevgilicilik oyunu gibi bir şey ise o anda kıçına tekmeyi basacaktım. Ee ne sandınız? Bok gibi yakışıklı diye hemen sevgili aşkımı bırakarak bu çocuğa yar olacağımı mı? Eğer böyle bir şey yaparsam sürtük Parkinson'dan ne farkım olacaktı?

Kafenin en ücra köşesine giderek bir masaya oturmuştuk. Michael, benim tam karşımda ki sandalyeye oturmuştu. Garsonun gelmesi ile bana ne içeceğimi sordu.

- Bir şey içmemize ne gerek var ki, sonuçta minik bir konuşma. dedim mal gibi.

Ulan parayı çocuk ödeyecek. Tama ben sakinim, Harry, beni depresif hallere sokan yavrucuğum, senin o güzel, siyah saçlarını tel tel kopararak hepsini sana yedirtmek istiyorum, beni ne hallere soktun.

Michael, benim cevabıma gözlerini devirerek bir cevap bekleyen garsona benim cevabıma aldırmadığını gösteren bir cevap verdi.

- Bir bal kabağı suyu, bir de portakallı viski.

Garson kafasını bıkkınca sallayarak uzaklaşınca ben Michael e kibar kız konuşması yapmak zorunluluğu hissettim ve.

- Hiç gerek yoktu ya. dedim.

- Hiç lafı bile olmaz. diye geçiştirme konuşması yaptıktan sonra, ellerini masaya koyarak uzun konuşma yapma pozisyonunu aldı.

- Eveet, şu konuşma işine başlasak iyi olacak.

- Bence de.

- İlk olarak seni biraz azarlamak istiyorum Ginny, şu iki gündür yapmaya çalıştığın 'Ben artık büyüdüm' egosunu sana hiç yakıştıramadım. İlk olarak sana yiyecekmiş gibi bakan çocukları hiç fark ettin mi bilmiyorum ama bu yaptığın şey çok yanlış. Benim Hogwarts'a geldiğim de gözüme çarpan ilk kız sendin. Dikkatini çektimi yada seni rahatsız etti mi bilmiyorum ama fark ettiysen geldiğimden belli seni tanımaya çalışıyorum. Yani seni uzaktan uzaktan izliyorum diyebiliriz. Benim şu ana kadar tanıdığım Ginny Weasley, asla ama asla böyle bir şey yapmazdı. Benim tanıdığım Ginny cesur, her yaptığı işi başaran asla başarısız olmayan, tuttuğunu koparan kapasiteye sahip, asla erkeklere karşı bir yakınlık yapmaktan hoşlanmayan, nereyse bütün derslerde başarılı olan zeki bir Gryffindor kızıl fırtınasıydı. Tabi bu bir kaç gün içinde beni hüsrana uğratmayı başaran bir kızıla dönüştün. Seni dostça uyarmak istiyorum Ginny, Lütfen bir şeyi yapmadan önce 2 kere düşün. Çünkü son pişmanlık hiçbir zaman fayda etmiyor. Bunu en iyi ben bilirim. Her neyse seni çok bunaltmak istemem ama sana bakan o gözleri gördükçe içimde kopan öfkeyi susturmaya çalışıyorum, eğer susturamasam gidip o gözlerin bir daha gün yüzü görmemesini sağlayacağım. Hele şu az önceki Dean Thomas denen çocuk, seni bütün müsait anında süzüyor ve bu beni çileden çıkarıyor. Bu okula geldiğim ilk günden kendimi sana çok yakın hissettim ve seni her an korumak yanında olmak istemiştim ama tabi kader seninle şimdi konuşmama fırsam verdi. Seni uyarmak istiyorum eğer sana yılışan bir çocuk olursa bana söylemeye çekinme lütfen. Seninle kısaca arkadaş olmak istiyorum. Yanlış anlamda düşünme, hem zaten senin de düşündüğün biri var gibi, ben sadece arkadaş olmak istiyorum.